Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Bu mallığı bir yerden tanıyorum. :D
Şimdi ise başıboş kuruntularına dalmıştı, onun yokluğunun bile onlara bir imkân olabileceğini düşünüyordu. Bu fikirlerle, hayatı bir zehir oldu. Ne yapsa bu kötü fikirlerden kendisini kurtaramıyor, bunun kendi hayatına nasıl gaddar bir darbe olduğunu görüyordu. Artık ruhu haraptı, gıdasızdı, hayatını nasıl sürükleyecek, kendine nasıl bir rahatlama köşesi bulacaktı? Artık hiçbir kadına güvenmeyecek, hiçbir göze aldanmayacaktı?
Reklam
238 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Roma'dan Hüdavendigar'a: Taşın Hikayesi"
21 Temmuz 1718 Rivayet edilir ki; vakt-i zamanında ahalinin adına Hüdavendigar dediği şehirlerin birinde, bedenen ölümünün üzerinden 322 sene geçmiş bir gencin ruhu şehrin tüm sokaklarını dolaşır, Ulu Camide namaz kılanların kaçıncı rekatta olduklarını unutturur, Osman ve Orhan Beylerin kabri başında nöbet tutan, oldukça ciddi askerleri güldürmek
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Meryem Soylu ~☆~ #gölgeningüneşivatanugruna #parolayayınları #gölgeningüneşi
PAROLA YAYINLARI
PAROLA YAYINLARI
soylumery
soylumery
Syf 462 2024 ~24.kitap Bu bir askerdi esir alınmış kampa getiriyorlardı. Bu durum beni hüsrana uğrattı verdiğim bilgi yetersiz mi gelmişti acaba? Bize doğru yaklaştıklarında kaşlarımı çattım.. Çünkü karşımdaki adam tanıdık geldi. Olamaz diye
Gölgenin Güneşi 2
Gölgenin Güneşi 2Meryem Soylu · Parola · 202426 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sinir bozucu, edepsiz, tuhaf bir yazar Michel Houellebecq. Bu bir övgü :) Biz feminizm derken onun gudubet erkek anlatıcıları cinsiyetçi fantezilerini arşa çıkarıyorlar, bizler faşizmi eleştirirken onlar insanları hayvanlar gibi sınıflandırabiliyor ülkelerine göre. Kutsallaştırdıklarımızı yererken, yerdiklerimizi yüceltebiliyorlar. Bunu da
Serotonin
SerotoninMichel Houellebecq · İthaki Yayınları · 20248 okunma
Fakat onun ne böyle bir gün seve seve koşup kapanacağı bir aile köşesi ne bir ümidi vardı.
Reklam
Iste Gurebahane-i Laklakan!" dedi. "Biliniz ki bahçemin bu kösesi hakikat seklini almis kendi hayalimdir. Bu harap üç odayla onlara çeviren bu bahçe köşesinde ömrümün bu son günleri sessizlik ve hayaller içinde geçiyor. Fırsat buldukça buraya sığınırım. Eşim bile bana burada eşlik etmez. Bu inziva yerinde arkadaşlarım yalnız sakat ve ihtiyar bir-iki leylektir. Bilmem Bursa' yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarsı' nin? ortasinda bir meydan var. Bu meydan hasta bazi hayvanların huzurevidir. Kanadi veya bacagi kırık leylekler, bunamis kargalar, kör veya sağır baykuslar burada halkin sadakasyla yedirilip içirilir. Haffaf esnafin aylikla tuttugu belki yüz yasinda, baktığı sakat leylekler kadar iş göremez haldeki bir ihtiyar, toplanan sadaka parasiyla her gün iskembe alir, temizler, parçalar ve insan merhametine sığınan bu zavalli kuşlara dagitir. Haffaflar Çarşı’ndaki leyleklerin bir-iki tanesini buraya aldim. Ben de artik bu ihtiyar kuşlardan farklı mıyım? Bu köşe onlar ve benim için bir 'garipler evi' dir. Son günlerimizi burada birlikte yaşayıp bitireceğiz. Onun için binaya Gurebahane-i Laklakan ismini verdim.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Dört köşesi çıkmaza dönen bir karenin ticari boyutları..
(...) Satma zorunluluğu, medyanın yöneticilerini de ne satarsa onu yayına çıkarırım anlayışına itmektedir. Neyin satacağı kestirmek için uygulanan yöntemler ise, kıssadan ifade edecek olursak "hedef-kitlenin fiilen içinde bulunduğu koşulları ve olası izleyicinin, okuyucunun kişilik yapısını, sıradan insanın bu düzen içindeki örselenmişlerini bulup onun reel profilini yakalamak" olmaktadır.
Sayfa 107
Elbetteki İstanbul'un her köşesi cennet gibidir. Onun için şair: " Bir sengine yekpâre acem mülkü fedadır." demiş.
Sayfa 104 - DergâhKitabı okudu
Reklam
2. han: Başlangıçda doğudaki Türk dünyasında "dünya hâkimi" mânâsına gelen ve kagan, k(h)an gibi çeşitli biçimlerde kullanılan bu unvanın ilk defa Yıldırım Bâyezid'in tuğrasında görülmesinin bir mânâsı olmalı. Dünya hâkimiyetini elde etme çabasında en büyük rakibi Timur olan Osmanlı sultanı Yıldırım Bâyezid'in daha Timur'u bertaraf etmeden onun kullandığı unvana sâhip çıkması, rakibinin harizmasını yani "dünyaya hâkim olma gücü"nü bir an evvel elinden alıp bu "güc"ü kendine mâl etme isteği ile açıklayabiliriz. Nitekim şah unvanı da, Yavuz Sultan Selim'in Safavî hükümdarı Şah İsmail'i yenmesi üzerine ilk defa sultanın tuğrasında görülür.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Pentagram, beş köşeli bir yıldız şeklinde olan ve tarih boyunca birçok farklı kültür ve inanç sistemi tarafından kullanılmış olan eski ve güçlü bir semboldür. Yunanca’da “beş çizgili” anlamına gelen pentagrammon kelimesinden türemiştir ve genellikle birlik ve sonsuzluğun sembolü olarak kabul edilir. Pentagramın kökenleri, MÖ 3000 yıllarına kadar
558 öğeden 541 ile 555 arasındakiler gösteriliyor.