Ebru
@padma
Aydın
Mönchengladbach
103 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Açlık,sefalet,grev…
“Nisan güneşi olunca görkemiyle yeryüzündeki tahtına kurulmuş,dört bir yana ışık saçıyor,doğum sancılarıyla kıvranan toprağı ısıtıyordu.Toprak ananın verimli bağrından yaşam fışkırıyor,tomurcuklar çatlayıp yeşil yaprak halini alıyor,tarlalar baş vermek için sabırsızlanan tohumların itişiyle ürperiyordu.”
( sayfa 549)
Fransızcada “Germinal” baharın habercisi bir ay olarak bilinen,latincede “germen” sözcüğünden türeyen filizlenmek,tohum anlamına da geliyormuş.Bu metafordan yola çıkarsak emekçi insanların uyanışı ve direnişi diyebiliriz.
Emile Zola’nın bu eserinde anlatımıyla maden işçileriyle bir hayatı yaşadım.Kimi zaman vagonların içinde bende maden içine sürüklenerek onlarla beraber çalıştım,kimi zaman tek göz odada o kalabalık aileyle bir lokma ekmeğime tereyağı aradım,dünden kalan kahveye su katarak içtim,aynı odada fıçının içinde banyo ettim,bu sefalete dayanamayıp kitabın kahramanı emekçileri örgütleyen lider Étienne’ni dinleyip grevde oldum.2,5 ay açlık ve grev…
Birbirimizi destekledik,birbirimizi yedik,birbirimizi suçladık,birbirimizden ayrıştık,hep beraber de olduk.
Sonuç:Hiçbir şey değişmedi.
Okur Takip Önerileri
Memleketimden İnsan Manzaraları
Eser “Bu Yarısı”ve “Öbür Yarısı” diye ayrılıyor ama bana göre üç bölümden oluşuyor :) çünkü sonu sürprizli… 
Mahir Ünsal Eriş eserinde, yakın tarihi harmanlayarak akıcı bir dil ile anlatmış.Demokrat Parti iktidarı zamanında geçen roman, 6-7 Eylül olayları sonucunda Rum azınlıkların İstanbul’dan göçü v.s…Bir yandan hurafelere inanan yobaz kesim (her dönemde olduğu gibi)Kitap sonuna kadar merakla sürüklüyor.
Sümerbank’ta müdür olan Fahrettin Bey ,mebus arkadaşının yardımıyla Niğde’den İstanbul’a tayini…Fahrettin,üç çocuğu ve karısının yolculuğu ve İstanbul’dan göçüp gitmiş Rum Doktor Evangelidis’in konakvari evini kiralamasıyla
yaşadığı olaylar olaylar :))
(Not:”Evangelidis”ortodoks kilisesidir aslında bu ismi doktorda kullanarakta ironi yapmıştır, o dönemde sadece özel mülk ve okullar değil kiliselere de saldırı olmuştur.Romanın sonunda doktor Evangelidis manşete yansıyan haberlere gülüyor ,neden ?O dönemde yine yalan haberler manşete yansıyarak kışkırtılmadı mı? 
Nazım Hikmet Ran sözüyle işte benim memleketimden
insan manzaraları…Tarih tekerrürden ibaret.)
Pişmanlıklar,olmazsa olmazlar…
Kitabın ana karakteri Nora Seed intihar edecekken ölümle yaşam arasında bulur kendini…
Araf: 
Gece Yarısı Kütüphanesi
Nora Seed birçok konuda başarısı ,potansiyeli varken ancak hayatında birçok şeyi gerçekleştiremediğini,yarım bıraktığını ve kendisinin yetersizliğini düşünen depresyonda olan bir genç kadındır.Arkasında intihar notu bırakarak ölüm uykusuna yatan Nora,Gece Yarısı Kütüphanesinde yaşayamayadığı ama merak ettiği hayatlarını pişmanlıklar kitabında okumaya başlar.
Başta okurken keyif almama rağmen sonlara doğru sıkıldım.Kitap abartıldığı kadar değil ancak kurgusunun iyi olduğunu düşünüyorum.
İyi okumalar
Toroslarda…
Büyük usta 
Yaşar Kemal , 
Binboğalar Efsanesi ‘de
kışın kışlakta,yazın yaylakta konar göçer yaşayan yörüklerin yerleşik düzene geçmemek için direnişleri ve sonrasında bir avuç toprakta yaşayabilme umutları aynı zamanda çaresizlikleri…Yörüklerin,türkmenlerin çilesini ve onların yavaş yavaş yok oluşunu anlatmıştır.
5 Mayısı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hıdrellezle başlıyor yani bir umutla… Yaşar Kemal kullandığı dille yörüklerin yaşadığı hayatla eserin içinde sürüklendim.Yüzyıllarca süren bu geleneğin iskan politikasıyla gitgide yok olmasına şahit ve yörüklerin dışlanmasına,aşağalanmasına ve
çaresizliklerine ortak oldum.
.
Yörüklerin başında Süleyman Kahya,
Yıllarca üzerinde çalıştığı kılıcı umut olur diye Demirci Haydar Usta,
Haydar Ustanın torunu Kerem ve şahini,
Yörük güzeli Ceren…Ceren’in aşkı Halil..
.
Yaşar Kemal’i ilk kez okudum ama son olmayacak.
İyi ki…
HAYYAM ve ŞARAP...
“Maddeden manaya…
Kimyadan simyaya…
Zâhirden bâtına…”
.
Diyorum 
Ömer Hayyam ‘a…
.
Okudukça anlıyorum Hayyam seni,döneminde neden bu kadar taşlandığını da…
Cahil ne anlasın şarabın sarhoşluğundan aşka giden yolunu…
.
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak,çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
.
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların,kıyasların sökmez senin bu işte.
.
Gül rengi şarabımı ben de seviyorum Ömer Hayyam
İyi okumalar…
Farklıysan,dışlanırsın...Hiyeraşik gücün yoksa ezilirsin...
“Aşkın başlangıcı şükretmektir.Sonrası maşukun kapasitesine ,yani faziletine bağlıdır.”
diye başlar 
Kumdan Yürek
.
Nobel edebiyat ödüllü Kumdan Yürek sayesinde 
Abdulrazak Gurnah ile tanıştım.Kitabı okurken yazarın hayatından esintiler olduğunu hissediyorsunuz.
Zanzibardan Londra’ya uzanan Afrikalı müslüman Salim’in hikayesi…Kitabın insanı sarmalayarak anlattığı bir keder var.Baştan sürüklenerek okuduğum bu kitapta Salim'i dinlerken,sonlarına doğru Salim'in ailesiyle ilgili akıl sır erdiremediği gerçekler ortaya çıkarken (Salim'in babası Masud'u)dinlemeye başladığımda kitapla biraz aram açıldı.
Salim ,dayısı Amir aracalığıyla gittiği Londra'ya uyum süreci,hayatta var olma mücadelesi,yaşadıkları beni derinden etkiledi. Kumdan Yürek içeriğinde sınıf,cinsiyet,ırk,din ayrımına vurgu yapması,örneğin ''Kibarda olsa zenci,zencidir.''Aşık olduğu kadın Billie'nin ailesi tarafından Salim'den uzaklaştırılması gibi...:((
Bittirdiğimde içim de buruk bitti açıkcası...Ah Salim seni çok iyi anlıyorum:((
Son olarak Masud'un oğlu Salim'e nasihatı ile bitirmek istiyorum.
''Kulağını kalbine yakın tut!''dese de insan ne kadar yakındır kalbine...
“Aklımız bir sünger,kalbimizde bir akarsu.Çoğumuzun akıp gitmekten çok emmeyi seçmesi ilginç değil mi?”
“Şiir,kalbi büyüleyen bilgeliktir.Bilgelik,zihinde şarkı söyleyen şiirdir.Birinin kalbini büyülerken zihninde de şarkı söyleyebiliyorsak eğer,O kişi Tanrı’nın gölgesinde yaşar.”
En sevdiğim alıntılarla başlıyorum.Ne zaman 
Halil Cibran ‘ın eserlerini okusam her satırda aşk yaşıyorum.Daha önce okuduğum 
Ermiş kitabında da aynı hissi yaşadım.
Halil Cibran romantik bir filozof :) Bayılıyorum ona :)
Katolik Maruni olan Cibran’ın İslama (aslında daha çok tasavvufa )olan ilgisi ve temalarından bahsederken evrensel düzeyde işlemesi etkileyici…Cibran şiir,sanat,ahlak(özellikle erdem),sevgi,aşk temalarını bu kitapta karışık işlemiş.( Ermiş kitabında konular başlıklar altındaydı)
İyi okumalar :)
Hallac-ı Mansur - Cehennem Acı Çektiğimiz Yer Değil Acı Çektiğimizi Kimsenin Bilmediği YerdirMesud Topal · Destek Yayınları · 20193,208 okunma
