Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İslâmiyetin pek çok kanun-u esasisinden birisi (…) âyet-i kerimesinin hakikatıdır ki, birisinin cinayetiyle,başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz. Halbuki, şimdiki siyaset-i hazırada particilik taraftarlığı ile, bir câninin cinayeti yüzünden taraftarları veyahud akrabaları dahi şenî gıybetler ve tezyifler edilip bir tek cinayet yüz cinayete çevrildiğinden gayet dehşetli bir kin ve adaveti damarlara dokundurup, kin ve garaza ve mukabele-i bilmisle mecbur ediliyor.
Sayfa 243 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
“Tamam... Bize gelmez particilik marticilik... Çünkü bizim millet vur deyince öldürür. Parti açıldı mı, biz birbirimizin gırtlağına neden sarılırız? Partiye giriyorsun hemşeri, anladık, ama dinden çıkıp da mı giriyorsun? Halkçı da senin din kardeşin... Neyi bölüşemiyorsunuz, baba mirasını mı? Halkçıları tutanların sevincini görmelisin... Sanki, düşmandan kale almış her biri... Ne olmuş? ‘Sayım suyum yok,’ deyip savuşmuş... Savuşur... Keyfinin kâhyası değilsin ya... Kâr umdu açtı, zararı gördü kapattı. Bunca yılın koca bir Fethi Bey’i... Cevahir taşı yere düşmekle değerinden ne kaybeder? Durduğu yerde nasıl açtıysa, gene pundunu bekler, birini daha açar. Ölüme çare yok bu dünyada... Yenicami’de yazdırıp pullu dilekçe mi verdindi, ‘Aman bize parti aç,’ diyerek... Kendi açtı, kendi kapadı. Bunlar benim akıl erdireceğim işler değil. Dünkü gazeteler mi yazdıydı, partinin kapandığını? Yok, önceki gün... O sabah partici milletini görmeliydiniz beyim... Babalarını gömmekten geliyorlar sanırdınız.”
Reklam
Gerçek bir memurun kendi görevinde siyaset yapmaması gerekir. Tersine en başta particilik yapmadan yönetmelikle uğraşmalıdır.
Biblos
Yirminci yüzyılın en sunni İslâm hareketlerinden İhvân-ı Müslimin teşkilatının kurucusu ve aktif İslâm davası savunucuları arasında gösterilen mütefekkir Hasan el Bennâ'nın da işaret ettiği gibi, İslâm'da siyaset; ne particilik, ne grupçuluk ne de hizipçiliktir; siyaset, İslâm ümmetinin iç ve dış meseleleriyle ilgilenmeyi amaç edinmektir. Diğer bir ifadeyle siyaset, ümmetin sorunlarıyla ilgilenmek, dertlerine çare üretebilmektir.15! Dolayısıyla particilikle sıyaseti ayırmak lazımdır. Zira İslâm siyaseti, bünyesinde herkesin kabul etme ve uyma zorunluluğu olan ve de dinin yararına yönelik İslâmi ilkeleri barındırırken; particilik ise, sadece belli kuruluşun ve gurubun görüş ve ilkelerini temsil etmektedir. Bu ifade, herhangi bir partinin siyaset yapamayacağı anlamına gelmemektedir; zira her parti İslâm'ın ilkeleri ve onun yüksek menfaatleri doğrultusunda siyaset yapabilir. Yeter ki, “yalnızca benim siyasetim ya da benim partim İslâm'la eşdeğerdir.” iddiasında bulunmasın.!5? Nitekim İslâm ülkelerinin parçalanmasının ve maalesef iç işlerini düzene koyamamasının en temel sebeplerinden birinin, katı bir siyasi particilik anlayışının olduğu aşikârdır.
Particilik. Biraz uzun ama değerli bir alıntı...
Şiş göbekler, gövdesi yağ bağlayanlar, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını sülük gibi emenler , sözlerim,sizedir. Particiliği 'part şişirmek ' diye anlayanlara karşıyız ve hep karşısında olacağız. Sakın ola ki ,bu yazılımlarımızdan particilik ile uğraşanların tamamını kastediyoruz anlaşılmasın. İfadelerimizi başka noktalara çekmesinler. Sözlerimiz kimedir o zaman ? Onlar kendilerini bilirler. Hepsinin ipliğini pazara çıkaracağız. Böyle biline...
[Popper'ın] ilk büyük çaplı eseri 'Bilim sel Araştırmanın Mantığı' 1935'te yayımlandı. Hem yandaşlarını hem karşıtlarını büyük ölçüde etkileyen "yanlışlanabilirlik" ilkesini ana hatlarıyla ilk olarak bu kitapta anlattı. Bunun devamı, on yıl süren müthiş bir çalışmanın ardından, uygulanan yasaların, tarihi yönlendirdiğini savunduğu 'Tarihselciliğin Sefaleti' ve ardından da otoriter rejimi ve tek particilik karşıtı sosyal liberalizmi savunduğu iki ciltlik ‘Açık Toplum ve Düşmanları’ ile geldi.
Sayfa 41 - Caretta KitaplarıKitabı okudu
Reklam
İnsanoğlunun yiğitliğini yol arkadaşlığında sınayacaksın, bir; kumar aleminde sınayacaksın,iki ; içkili muhabbet aleminde sınayacaksın, üç... Bir de bunun sonuncusu var: particilik arkadaşlığı.
Sayfa 109Kitabı okudu
Hala yaşayan Musa yasası, bin yıldan beri dünyanın yarısını yöneten Muhammet yasası bunları yapanların büyük adamlar olduğunu bugün bile gösteriyor bize. Kendini beğenmiş felsefe ya da particilik ruhu bunlara mutlu birer düzmeci gözüyle bakadursun, gerçek politika, onların yapıtlarında o uzun ömürlü kurumlara önderlik eden büyük ve güçlü zekaya hayran kalmaktadır.
Zira, (insan) tüketim ile gelir arasındaki boşluğu doldurabilmek için de çeşitli yollara başvurmak zorunda kalacaktır. Herhalukarda yöneleceği bütün bu yollar sapmanın başlangıcıdır. Bu sapmalar bazan, rüşvet alma, hırsızlık, yolsuzluk, particilik ve benzeri meşru olmayan şekillerde görüleceği gibi, ek çalışmalar şeklindeki meşru şekillerde ortaya çıkabilir.
İnsanoğlunun yiğitliğini yol arkadaşlığında sınayacaksın, bir; kumar aleminde sınayacaksın,iki ; içkili muhabbet aleminde sınayacaksın, üç... Bir de bunun sonuncusu var: particilik arkadaşlığı.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Bu memlekette fırkacılık (particilik) duygusu ve hırs, bütün memleket ve millet duygusunun üstünde. Bir İttihatçı yabancı bir devletin idaresi altına girmeyi kabule razı; tek, İtilafçılar idare başına geçmesin. Buna karşı İtilafçılar da, İttihatçıların hüküm sürmesindense İngilizlerin idaresini tercihe hazır. Ara yerde benim gibi birkaç budala, millet kaygısıyla elem ve endişe çekerek gözyaşı dökmekte. 
Sayfa 99 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
İslâmiyet'in pek çok kanun-u esasîsinden birisi: وَ لَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى âyet-i kerimesinin hakikatıdır ki; birisinin cinayetiyle başkaları, akraba ve dostları mes'ul olamaz. Halbuki şimdiki siyaset-i hazırada particilik tarafdarlığı ile, bir câninin yüzünden pek çok masumların zararına rıza gösteriliyor. Bir câninin cinayeti yüzünden, tarafdarları veyahut akrabaları dahi şenî' gıybetler ve tezyifler edilip, bir tek cinayet yüz cinayete çevrildiğinden, gayet dehşetli bir kin ve adaveti damarlara dokundurup, kin ve garaza ve mukabele-i bil'misile mecbur ediliyor. Bu ise hayat-ı içtimaiyeyi tamamen zîr ü zeber eden bir zehirdir ve hariçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlamaktır. Emirdağ Lahikası-2
Sayfa 172Kitabı okudu
Görülüyor ki, dinin ilim ve akılla çatışmasına lüzum ve sebep yoktur. Çatışmanın bir sebebi bilgisizlik, diğer sebebi zümre menfaatleridir; bir nevi particilik hırslarıdır.
534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.