Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsrâ ve Mi'râc Mucizesi
Kapı açılıp dünya semâsının üstüne çıktıkları zaman, orada, oturan, sağında ve solunda bir takım karaltılar bulunan, sağına baktıkça gülen, soluna baktıkça da ağlayan bir Zât ile karşılaştılar. Cebrâil Aleyhisselâm, Peygamberimize: "Selâm ver Ona!" dedi. Peygamberimiz, selâm verdi. O da, Peygamberimizin selâmına mukabele etti ve: "Hoş geldin, safâ geldin Sâlih Peygamber! Sâlih Oğlum!" dedi. Peygamberimiz, Cebrâil Aleyhisselâm'a: "Kim bu?" diye sordu. Cebrâil Aleyhisselâm: "Bu, Atan Adem (Aleyhisselâm)dır! Sağında ve solunda olan şu karaltılar da, Onun soyundan gelen çocuklarının ruhlarıdır. Onlardan, sağında olanlar, Cennetlik; Solunda olan karaltılar da, Cehennemliktirler! Sağına bakınca, güler, Soluna bakınca da ağlardır!" dedi. Sonra, ikinci kat göğe yükseldiler.
Sayfa 163 - Cilt ~ 5 Şamil YayıneviKitabı yarım bıraktı
Çünkü; Allah'ı bilmeyen, Peygamber'i tanımayan ve melaikeyi kabul etmeyen veya semâvâtın vücudunu inkâr eden adamlara Mi'rac'dan bahsedilmez.
Sayfa 545 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Hz Muhammed (sav)
Sen bütün âlemin canı ve iman güneşisin.Mi'rac sahibi, kainatın efendisi , hakkın gölgesi ,zat güneşinin Peygamber'i .İki âlem de onun ipine bağlanmıştır; arş da kürsi de toprağını kıble edinmiştir. İki cihanın da önderisin .Sen, açıktan ve gizliden kendisine bağlanılansın!!!
Sayfa 28 - SemerkandKitabı okudu
Hz. Ebubekir'in Hayatı
Câhiliye döneminde Abdü'l Kâ' be olan adının müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdullah olarak değiştirildiği rivayet edilir. Servetini Allah yolunda harcayıp eski elbiseler giydiği için "Zü'l hilâl", çok şefkatli ve çok merhametli olduğu için "Evvâh" lakaplarıyla da anılmıştır. Ancak onun en meşhur lakabı Sıddîk'tir. "Çok samimi, çok sadık" anlamına gelen bu lakap kendisine, mi'rac olayı başta olmak üzere gaybla ilgilihaberleri hiç tereddütsüz kabul ettiği için bizzat Resûl-i Ekrem tarafından verilmiş ve İslam literatüründe bununla şöhret bulmuştur. Hz. Peygamberin vefatından sonra onun devlet yönetimini görevini üstlendiği için de "Halifetü Resûlilillâh" unvanıyla anılmıştır. Bekir adlı bir çocuğu olmadığı hâlde kendisine Ebu Bekir künyesinin niçin verildiği konusunda kaynaklarda yeterli bilgi yoktur.
Sayfa 233 - Grafiker YAYINLARIKitabı okudu
Çıkageldi Bir Gözleri Sürmeli, devamı...
Halbuki şairin "yâr" dediği, tek ve gerçek sevgili olan Allah'tır. Seher vakti sevgilinin kapısını çalmış, sabah namazına durmuş, ama "kapıların sürgülü" olduğunu, yani açılmadığını görmüştür. "Feth-i bâb", yani "kapı açmak", sülûkta makamları aşmak yahut bazı ruh müşküllerini halletmek anlamı nında,
Sayfa 134 - Semerkand, EşikKitabı okudu
Din ulularından birine, “Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] Mi'rac gecesinde Allah’ı kalp gözüyle mi yoksa sır gözüyle mi gördü?” diye sordular. Dedi ki: "Tecelli gerçekleşince kalp ve göz bir olur.” Yani Allah, tecelli edince göz kalptir, kalp de gözdür.”
Reklam
Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhi vesellem], isrâ ve mi'rac gecesinin sabahında, yaşadıklarını Kureyş'e anlatınca, müşrikler sevinerek koşa koşa doğru Hz. Ebû Bekir'e [radıyallahu anh] gittiler. Onun böylesine akıl almaz bir iddiayı kabullenmeyeceğini düşünüyorlardı. "Ey Ebû Bekir" dediler, "Senin efendin bir gecede Mekke'den Kudüs'e gidip geldiğini, göklere çıkarıldığını söylüyor. Şimdi ne diyeceksin bakalım?" Hz. Ebû Bekir, "O mu söylüyor bunları?" diye sordu. "Evet" cevabını alınca hiç tereddüt etmeden, hiç duraklamadan, hiçbir şüphe emaresi göstermeden, ken- dinden son derece emin, "O söylüyorsa doğrudur!" dedi. Hz. Peygamber'e [sallallahu aleyhi vesellem] böylesi bir itimat ve bağlılıktır ki Hz. Ebû Bekir'i [radıyallahu anh] Allah ve Resûlü'ne sadakatte en yüksek mertebeye çıkarıp "Sıddîk-i Ekber" kıldı.
Peygamber efendimiz Mi'rac gecesinde Cenâb-ı Hakk'a, "Ey Rabbim! Senin katında hangi amel daha üstündür?diye sordu.Hak Teâlâ şöyle buyurdu: Ey Ahmed! Benim katımda tevekkülden ve benim taksim ettiğime razı olmaktan daha üstün bir amel yoktur.Ey Ahmed! Benim için birbirini seven ve halkın arasını bitleştirenlere muhabbetim vacip olmuştur. Benim gerçek tâliplerim, yaratılanlara nazar eylemeyip karınları dünya yiyeceklerinden boş olanlardır.Zira benim zikrim, rızam ve muhabbetim onları yemek içmekten alıkoyar.Ey Ahmed! Bütün yaratılmışların en zâhidi olmak istersen dünyadan tamamen yüz çevir ve ahirete yönel.
Sayfa 278 - SemerkandKitabı okudu
Peygamber ve Mi'rac
Ayrıca bizim Hallâc'ın ve Bâyezîd Bistâmi gibi sûfilerin de mi'racları vardır. Özellikle Hz. İsa'yı göğe çıkaran rivayetler Müslümanları komplekse sokmuş, Peygamberimizin ondan aşağı kalmasına gönülleri razı olmamıştır. İsa göğe çıkar da bizim Peygamberimiz çıkamaz mı? Velîlerin mi'racı olur da Peygamber'in olmaz mı? Velîlerin kerameti (mucizesi) olur da Peygamber'in olmaz mı? Velîlere keramet yamayabilmek için, hemen mucizeler uydurulmaya başlanmıştır. Gerçekten Peygamberimizin mucizeleri tam bu yıllarda imal edilmeye başlanmıştır. Kerametlere yer açabilmek için!
Sayfa 49 - Araştırma YayınlarıKitabı okudu
Peygamber, Mi'rac ve Kalp Yıkanması
Peygamberimizin bu mi'rac yolculuğu öncesinde göğsünün yarılarak, kalbinin yıkandığı rüvayetleri de bir başka bir problemdir. Bu hadisleri uyduranlar kalp temizliğinin su ile yapılacağını zannedecek kadar aklı kıt, saftirik kimselerdir. Kalp temizliği su ile mi yapılır? Ayrıca en az on yıldan beri peygamberlik vazifesini deruhte eden Peygamberimizin kalbinin hâlâ pis, kirli olması düşünülebilir mi? Ki bu cahiller, aynı operasyonu Peygamberimizin çocukluğunda bir daha yaparlar. Beş yaşında bir sabinin/masum çocuğun kalbi nasıl kötü oluyorsa! Aslında bunlar resmen Peygamber'e vaftiz yapmaktadırlar. Üstelik böylesine ağır bir cerrahi operasyon geçiren birisi, nasıl olur da böyle uzun bir yolculuğa çıkabilir? Yedi kat semanın ötesine yolculuk yapabilir? Peygamber'in göğsü yarılıp ve özel bir operasyondan sonra kalp temizliğine sahip olduysa, onun biz ümmeti için "üsve-i hasene/en güzel örnek" olma özelliği yok demektir! Zira bizim kalbimiz yarılıp, altın leğende getirilen zemzemle yıkanmadığına göre biz hiçbir zaman onun gibi temiz kalpli olamayız!
Sayfa 38 - Araştırma YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sidretülmüntehâ
Sidretülmüntehâ, gökleri ve Cennetleri gölgesine alan muazzam bir ağacın adıdır. Kelime olarak "Sidre" Arabistan kirazı denilen bir ağacın adıdır. "Münteha" da bir şeyin varabileceği son nokta demektir. Yedinci kat semâdaki bu ağaca Sidretülmüntehâ denmesinin sebebi, meleklerin ve büyük peygamberlerin bilgisinin orada son bulması, ötesini Peygamber Efendimiz dışında kimsenin bilmemesidir. Allah Teâlâ, Mi'râc'da Resûlü'nün Sidretülmünteha'nın ötelerine kadar gitmesine izin vermiştir.
Sayfa 374
Ehl-i Sünnet mensupları olarak kabul edilen Rey Taraftarları ve Hadis Taraftarlarınca yazılan ilk eserlerde temel akide esasları genel hatlarıyla maddeler halinde söyle sıralanabilir: 1. İman, Allah'ın varlığını ve birliğini, resullerin Allah'tan getirdiklerini toptan kabul etmektir. 2. İman esasları, Allah'a, meleklerine, kitaplarına,
Sayfa 358 - Ehli sünnetin teşekkül süreci ve fikrî çerçevesi
Önsöz
Böyle bir kitap yazmak fikri, ittikâ sâhibi bir dostumla (Râgıb Karadayı ile) mezhebler konusunda yaptığım bir tartışmanın sonunda belirginleşti. Bu tartışma, bana, mezhebler konusundaki yaklaşık otuz yıllık bilgi birikimimi kısa bir özet hâlinde kaleme alma şevkini verdi. Bu kitabın I. Bölümü'nü oluşturan "Sünnî Mezhebler ve Kur'ân'a Göre
Sayfa 11 - Şule yayınları, 3.baskıKitabı okudu
İsra Suresi 1. Ayet
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla... 1. Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir. [Hz. Peygamber'in Mekke'deki Mescid-i Harâm'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağanüstü olay, "geceleyin yürüme, gece yolculuğu" anlamına gelen isrâ kelimesiyle anılır. Bu yolculuk, hadislerde anlatılan "göklere yükseltilme" safhasıyla birlikte mi'râc kelimesiyle ifade edilir. Mi'rac "yükselme, yukarı tırmanma" anlamındaki urûc kökünden türetilmiş olup, "yükselme vasıtası, aleti" mânasına gelir.
Sayfa 281Kitabı okudu
Mi'raç Kandiliniz mübarek olsun.
e)Receb ayının yirmiyedinci gecesi -ki bu gece mi` rac gecesidir ve bu gecede kılınması gereken bir namaz rivayet edilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Bu gece ibâdet edene yüz senenin sevabı vardır. Bu bakımdan bu gecede oniki rek`at namaz kılıp her rek`atında Fâtiha sûresi ile Kur`an`ın diğer bir sûresini okuyup, iki rek`atte teşehhüdde oturup sonunda selâm veren bir kimse, daha sonra `Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Hamd Allah`a, mahsustur. Allah`tan başka ilah yoktur ve Allah her şeyden yücedir` duâsını yüz defa, yüz defa istiğfar, yüz defa da salâvat-ı şerife okuyup kendisi için dünya va âhiret işlerinden dileğini istemelidir, o gün oruçlu olarak sabahlarsa, bütün dûasını Allah Teâlâ kabûl eder. Meğer ki mâsiyet (günah) için duâ eyleye...
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.