Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yazma zevkini keşfedebilmem için yurtdışına çıkmam gerekti. İsveç’e gitmiştim ve iki seçenek vardı önümde: ya isveççe konuşacaktım ki çok az biliyordum, ya da ingilizce ki onu da konuşmakta çok zorlanıyordum. Bu dilleri iyi bilmemem haftalarca, aylarca, hatta yıllarca asıl söylemek istediğimi söylemekten alıkoydu beni. Söylemek istediklerimin ağzımdan çıkar çıkmaz gözümün önünde kılık değiştirdiğini, basitleştiğini, adeta küçük, komik kuklalara dönüştüğünü görüyordum. Kendi dilimi kullanma imkânsızlığı içinde bulunurken, dilimin bir yoğunluğu, bir kıvamı olduğunu, soluduğumuz hava gibi olmadığını, duyumsanamaz bir saydamlık falan olmadığını, aksine kendi yasaları, kendi kestirme yolları, dehlizleri, çizgileri, yokuşları, yamaçları, girinti çıkıntıları, kısacası bir fizyonomisi olduğunu, bir peyzaj oluşturduğunu ve bu peyzajda kelimelerle cümleler etrafında dolaşılabileceğini, özetle önceden göremediğim bakış açıları olduğunu fark ettim. Bana yabancı olan bir dili konuşmak zorunda olduğum isveç’te, o birden dikkatimi çeken fizyonomisiyle kendi dilimin, yabancı ülke veya gurbet dediğimiz yer’siz yerde kalırken mesken tutabileceğim en gizli ama en emin yer olduğunu anladım. Sonuçta tek gerçek vatan, insanın ayağını basabileceği tek toprak, başını sokabileceği, sığınabileceği tek ev çocukluğundan itibaren öğrendiği dildir.
Bir arkadaşım anlatmıştı. Bundan beş yıl önce, eşiyle birlikte İstanbul Florya'da bir adres arıyorlar. O sokak bu sokak derken bir sokağa giriyorlar ve gördüğü manzara karşısında arkadaşının nutku tutuluyor. Bir apartmanın giriş kapısından apartmanın üzerine bir sarmaşık sardırmışlar. Apartman bordo boyalı, sarmaşığın yeşil geniş yaprakları var ve bordo renkle son derece uyumlu, çiçekleriyle birlikte enfes bir görüntü. Arkadaşım diyor ki, "Görür görmez arabayı sağa çektim. Bir süre görüntüye baktım ve eşime döndüm, 'Canım görüyor musun? Harikulade bir şey! Hayatımda gördüğüm en güzel peyzaj. Arkadaşımın eşi birkaç saniye aynı görüntüye baktıktan sonra cevap veriyor: "Böcek yapar o !" İnsan bir mesajı önce niyetine göre eksiltir, sonra yine niyetine göre tamamlar ve kendi deneyimine göre kıyaslar (s 27)
Sayfa 22 - Elma yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bağışlanmış Hüzün acıkınca ya da gelince uykusu mırıltısıyla bir kedi duru bir ırmak gibi akar hayatımıza sevgili
O, peyzaj değil heyecan aradığı ve artist olmaktan ziyade, duygulu bir micaza sahip olduğu için, her şeyden kalbine bir çeşit kazanç çıkarmaya çalışıyor ve kalbin alışverişine yaramayan şeyi atıyordu.
Sayfa 42 - Elips KitapKitabı okudu
PEYZAJ Buram-buram ışık saçan, Alın denizlerinden geçen Sönük bir gemidir yalnızlık; Gözlerde dumanı kalır. Umutları içtikçe içen, Yoğunlaştıkça çöken Ardındaki karanlık, Bir de limanı kalır. Sözlerdir anılarda çakan, Boyuna kıyılara çeken, Fener, onda da, bir an’lık İzlerin kalanı kalır. Gözlerden saldıran, kaçan Yengiler, yenilgilerdir uçan. Kimsesiz, çorak, yanık, Uzanan alanı kalır.
Murathan Mungan
"Geçiyordum uğradım boynuz boruların uğultusundaki bulanık zamanlara belki bir gömüde birkaç eski eşyanın ışıltısı vurur şimdiye merdiven altında unutulmuş bir zaman ya da eski yüzümle karşılaşmak girişteki aynada dinmiş uzaktaki nehrin gürültüsü ağaçlar yer değiştirmiş çekmiş,küçülmüş onca hayal oyun ve atlı karınca sığdırdığım kurak peyzaj doğduğum ev artık yavrusunu tanımayan bir hayvan gibi bakıyor uzaklara toz yalnızca toz Zaman geçiyor içimizden adılını mırıldana mırıldana elim çoktan düşmüş kalbimin üzerinden gözlerim yabancı hatırladıklarına üzeri tırnak izleriyle kaplı bakır çanın dağıtacağı hiçbir sis kalmamış oysa ne burada ne hayatımda dibi görünen bir sarnıcın çiğ kuraklığıyla bakıyor gözlerim anlamından çıplak kalmış dünyaya neden dönüşler loş zamanlara saklanır neden kimse yola çıktığı gibi dönmez geriye ? "
Reklam
SEN DAHA BAŞINDAN Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler - - çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve
302 syf.
·
Puan vermedi
Hiç bitmeyecek Tanpınar eserlerinden biri. Yarım kalışını bir noksanlık değil, Tanpınar'ın yaşamında hissettiği o boşluğun eserlerine sirayet etmesi olarak görüyorum. Politik diyaloglar, zaman, mekan kendini tüm varlığıyla hissettiriyor. Odaklanacak birçok nokta var. Ancak benim okurken en fazla dikkatimi çeken "Ne gibi güzel?" sorusuna cevap veren kısımlardır. Birkaç alıntıyla örneklemek gerekirse: "...çiçek açmış bir erik ağacı gibi güzel..." "Hiçbir şey bu kadar güzel olamazdı.Yasemen gibi, güneş vurmuş dalga köpüğü gibi bir şeydi bu." "Hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi.Hayatın eşiğinde, düşüncenin eşiğinde son bir defa için gördüğümüz şeyler gibi güzeldi." "Leyla kadar güzeldi.Başka şekilde, fakat Leyla kadar." "Bu kız hakikaten güzel.Bir peyzaj kadar, bir musiki kadar güzel.Haince ve zekice güzel.İnsana hiç bilmediği hazlar ve ihtiraslar aşılayacak kadar..." Bundan sonra bir şeye güzel derken mutlaka tanımlamak isteğiyle dolacak içim. Roman "Ne gibi güzel?" diye düşününce "Yarım kalmış şeyler gibi güzeldi." diyebilirim.
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015905 okunma
vazgeçtim ben, seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çalışmaktan. içimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler, çok uzakta derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler ve patikaların tahmin edilmedik dönemeçleri. ve bir vakitler nabzı tanrı'nın kudretiyle atan topraklar, tümü, seni anlamlandırmak için içimden yükselirler.
Orhan Pamuk
Yıkıntıların Hüznü: Tanpınar ve Yahya Kemal Kenar Mahallelerde Tanpınar ile Yahya Kemal İstanbul'un ücra, uzak ve fakir semtlerine birlikte uzun yürüyüşlere çıkarlardı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Tanpınar bir kere tek başına gene aynı yerlerde, “Kocamustafapaşa ile surlar arasındaki o geniş ve fakir semtlerde” dolaşırken bu yürüyüşlerin
Reklam
Kendisi ne bitkibilimci, ne tanrıbilimci ne de peyzaj mimarı; bu bahçedeki hiçbir şey de onun değil. Ama sevdiği insanlarla birlikte burada yaşıyor ve bu toprağa etki edebilecek her şey onu yakından ilgilendiriyor.
592 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.