Selamûn aleyküm kardeşler. Mevlid-i Şerife özel kitap hediyesinde bulunmak istiyoruz. Bir kardeşimin de desteğiyle 3 kişiye aşağıdaki kitaplar hediye edilecek.
📚--1--
Efendimiz Soruyor
*Şartlar*
📍Efendimiz'e (s.a.v) yorumda salâvat getirmek
📍Salavat zinciri oluşması adına bu iletiyi paylaşmak
Not: Kaybedeni olmayan bir çekiliş olmasını murad ediyoruz. Arkadaşlarınızı etiketleyerek daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamış olacağınızdan her salavattan hissenizi alırsınız inşaêllah.
Bana ve destek olan kardeşime de dua ederseniz seviniriz. Allah hepinizden razı olsun 🌹
En geç 26 Eylül Mevlid Kandiline kadar açıklarız inşaêllah.
Resulullah efendimiz (S.A.V) şöyle buyurdu:
Cuma günü öyle bir an vardır ki, kul o anda Allah’tan bir şey dilerse Allah mutlaka ona o istediğini verir…
(Tirmizi, Cum’a, 2)
•
Deniliyor ki, "Resulullah (s.a.v.) bugün yaşasaydı ne yapardı, şunu yapar mıydı, söyle der miydi vs..." Gerek yok ki bu tarz yaklaşımlara...Allah Resulü (s.a.v.) söyleyeceği her şeyi zaten söyleyip gitti. Tıpkı bilgisayardaki bir zip dosyası gibi; sıkıştırılmış bir hayat var orada. Bu hayatı açtığınızda, son âdemoğluna lazım olabilecek her şeyin orada olduğunu görürsünüz. Yani Efendimiz'in (s.a.v.) hayatında eksik bir şey yok ki o eksikleri ben doldurayım. Benim yapacağım şey anlamaya çalışmak...
SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
Yıllar sonra bu sözün ne anlama geldiğini bize yine Efendimiz'den(s.a.v) öğreneceğiz. 50 küsür yaşındayken Efendimiz(s.a.v.) Medine'deki mescitte namaz kıldırıyor...Muhtemelen akşam namazı...Fatiha'yı okumaya başlıyor ama bitiremiyor...Ağlıyor, ağlıyor...Sonra bitiriyor namazı ve sahâbe soruyor: "Ya Resulullah! Bugün namazda çok duygulandınız, ne oldu?" Efendimiz (s.a.v.) söyle diyor: "Aklıma annem geldi. Dedim ki şimdi annem hayatta olsaydı, ben de eve varsaydım, başımı dizlerine koysaydım..."Ey anacağım! Oğlun geldi," deseydim, o da benim saçlarımla oynasaydı..." Bunları söylüyor Allah Resulü (s.a.v.) ve yine ağlıyor. O ağlayınca sâhabe de ağlıyor. 'Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür' cümlesinin ne anlama geldiğini ve ana yokluğunun hüznünü Efendimiz (s.a.v.) işte böyle gösteriyor.
Kıymetli Dostlar Es-Selam…
Son günlerde en çok tartışılagelen bir konu, Hadis…
Gerçekten sadece Kur’an bize yeterli midir veya Hadise ihtiyaç var mıdır sorularıyla sık sık karşılaşıyoruz.
Bu bağlamda öncelikle Hadis ilmi nedir kısaca bahsetmek istiyorum;
Müslüman olmak;
Hepimizin idrak ettiği gibi Allah'ın (c.c.) varlığına, birliğine
ve
Herkesin hayalidir Asr-ı Saadet devrinde yaşamak, onların sevinçlerine, zaferlerine, gelen mucizelere en önemlisi ise Resulullah (s.a.v) a yoldaş olarak sınırlı ömür sermayesini tüketmek...
Birgün Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) elinde hurma dalıyla yere dört tane uzun çizgi çizdi ve sordu arkadaşlarına;
-"Bu
"Dağdan aşağı inip Yesrib'e doğru yola koyulduklarında Hz. Ebû Bekir, bir öne geçiyor, bir arkaya, bir sağa geçiyor, bir sola, bir türlü yerinde durmuyor, duramıyor; Efendimiz'in (s.a.v.) etrafında halkalar çizerek yürüyordu. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebû Bekir'in bu yürüyüşüne bir anlam veremiyor ve soruyordu: "Ey Ebû Bekir!
Her nasip, Kader-i Mutlak'ın semeresini, niyetin göğe açılmış ellerinde, bir emânet gibi taşır ve vakti geldiğinde, ilk kez tadılan bir lütuf yahut hüzün şeklinde zuhur eder.Biz Gülbeşeker'im ile namı diğer
özlem 'le aylar evvelinden Makalat'ı birlikte okumaya karar verdik. Heyecanla vaktinin gelmesini bekledik.Bir
"Divan Şiirini Sevdiren Adam" olarak bilinen yazarımız İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiş Divan edebiyatı alanında Profösör olmuştur. Her eserini severek okuduğum İskender Pala'nın bu eserini ise ayrı bir aşk zevkle okuduğumu ifade etsem yanıltmış olmam sizleri.. Niyetim inceleme
"Allah yahudileri de hezimete uğratacaktır. Artık Allah'ın yarattığı yaratıklardan arkasında bir yahudinin saklanıp da Allah'ın konuşturmayacağı hiçbir şey kalmayacaktır. 'Ey Allah'ın müslüman kulu! İşte bu bir yahudidir. Gel de onu öldür!' demeyen ne bir taş, ne bir ağaç, ne bir duvar, ne de bir hayvan olacaktır. (Yalnız Gargad ağacı bu hükmün dışındadır. Çünkü bu ağaç onların ağaçlarındandır, konuşmayacaktır.)"
(İbn-i Mâce: 4077)