Peki, kim kurtaracak beni var olmaktan? Ne ölümdür istediğim ne de hayat.*
13 Haziran 1888 saat 15.20'de, Largo de S. Carlos'ta, 4 numaralı evin soldan dördüncü katında, aynı zamanda müzik eleştirmenliği de yapan adalet bakanlığı görevlisi Joaquim de Seabra Pessoa ile Maria Madalena Xavier Pinheiro Nogueria'nın ilk çocuğu Fernando
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Ahmet Cevdet Paşa'nın yazdığı kitabı yayınlarken Ahmet Cevdet Paşa'nın kim olduğu bilgisini de -derin bir şekilde- veren bu kaynak kitabının başlangıcıyda oldukça güzeldi.
Ahmet Cevdet kendi deyimiyle 27 Mart 1823'te dünyaya gelmiş, ismi Ahmet olup Cevdet mahlasını İstanbul'da eğitim görürken Şair Süleyman Fehim Efendi'den almıştır. Devrin en
Asambleas: Paideia'nın Öz-Yönetiminin Merkezi
"Religion fuera de la escuela!" (Din okuldan dışarı!), ana salona açılan büyük, meşe giriş kapılarında asılı kırmızı ve siyah bir çıkartmada yazılı. Çocuklar ahşap merdivenlerde koşuştururken gürültü tüm binayı sarmış durumda. Uzun, siska, on altı yaşında bir kız, kalp şeklindeki çilli
benden bir öykü ...
MAHREMİYET
"Bunca sıkıntımız yokmuş gibi bir de terör örgütü üyesi bir avukatla uğraşıyoruz amına koyim!'' diye söylendi. Şimdi Baroların tepkisiydi, medyanın olaya gereksiz ilgisiydi, AİHM kararlarının bir kere daha gündeme gelmesiydi, töbe bunların hiçbirini çekebilecek kıvamda değildi. Tüm bu zırvalıkları
Saat 2'ye yaklaşıyor ve ben uzun bir aradan sonra bir kitap sonu için uykumdan feragat ediyorum. Bu nasıl bir kitaptır Allahım. Sen nasıl bir yazarsın Ahmet Ümit o nasıl bir hayal gücüdür öyle? Tek kelimeyle hayran kaldım, arada düşünüyorum keşke bende yazabilsem ya da ilerde birşeyler yazabilir miyim diye, inşAllah.
Ahmet ümitten okuduğum ikinci kitap. İlki sis ve geceydi. Konusuna gelecek olursak; İki üvey kardeşin rastlantı eseri buluşması ve bunun dahilinde gelişen olaylar zincirinden oluşuyor. Cinayetler işleniyor, gazetecilikten, asayişten, dostluktan ve adam satmaktan bahsediliyor. Ben çok beğendim. Sadece baya kalın bir kitap ve acaba çok mu gereksiz ayrıntı verilmiş diye sormadan edemedim. Ama iyi ki okumuşum
MAHKUMLAR ARASINDA
600 kişinin barındığı koca hapishaneyi şu iki kelime ile hulasa etmek mümkün: Ah ve af!
Aziz arkadaşım:
Bir akşam garipliğinde mektubun elime gökten düşer gibi düştü. Bütün varlığımı hüzünlü bir sevinç kapladı. Var ol, sağ ol! Biz insanlar noksan yaratıklarız!.. Aranmak, sevilmek isteriz! Gerçekten bizi alâkalar
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Bir ara bir polis, bekçi devriyesi gelip sıraların üzerinde birkaç saat şekerleme kestirmek isteyen birkaç berduşu uyandırıp dışarı kovaladı. Sandalyesinde oturup denizi seyreden genç adamla beni de gördüler. Genç adama burada ne beklediği- ni sordular.
— Ben, öğretmenim, dedi. Bu yaz İstanbul öğretmen okulundan mezun oldum. Bir yandan da şiir