Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk işçilerinin, Almanya’ya ilk kez 1960’lardan itibaren gittiği bilinir. Oysaki bu yanlış bir bil­gidir. Çünkü, Türklerin Almanya macerası aslında 1960’lı yıllarda değil, 20. yüzyılın hemen başında başlamıştır. Sa­nayileşmek isteyen Osmanlı, İngiltere ve Fransa’nın “çı­karcı” politikalarına karşı Almanya’yı kendine müttefik olarak seçmişti.
Bir ülke için modern olmak, sanayileşmek anlamına gelmektedir. Fakat bu, şimdilik sadece bir göstergeden ibarettir.
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Herkesin içinde bir gerçek vardır.
Jack London
Jack London
her kitabında olduğu gibi bizleri farklı kurguları ile şaşırtmaya devam ediyor. Baş kahramanımız Ernest emekçilerin, ezilenlerin hakkını savunan mücadeleci lider ruhlu bir genç. Ernest'in mücadelelerini bir toplantıda karşılaşıp aşık olarak evlenen eşinin anlatımı ile okuyoruz. Amerika Birleşik devletleri'nde geçen öykü emekçilerin haklarını almak için ayaklanmasını, onlara yapılan zulmü siyasi perspektif ile okurlarına sunarken devrim mücadelesini olanca gerçekliği ile anlatıyor. Faşist bir oligarşinin hakim olduğu ülkede işçi sınıfının, yönetilenlerin ökçelerinin altında ezilişine tanıklık ediyoruz. Dünya tarihinde ülkelerin geçmişinde gücü elinde bulunduranların, güçsüz olanları ezdiği, sanayileşmek adına hep sömürgelere maruz kalan örneklerle dolu olduğunu görüyoruz. Her ne kadar kitabın sonunda hayal ettiğimiz mücadelenin başarısını okuyamasak da ilgiyle ve severek okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. İnsan okurken günümüzdeki yaşanan gerçeklerin içerisinde buluyor adeta kendini. Cesur adamların ölmesini görmek, bir korkağın yaşamak için yalvarmasını seyretmekten çok daha kolaydır. Alıntısında olduğu gibi cesur ve geleceği değiştirmek isteyen yüreklere selam olsun. Okuyacağınız kitaplar arasında yer alması temennesiyle kitapla kalın.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
«Yedek parça ve akaryakıt kaynağı olmadan sanayileşmek esarettir!». «Makineyi yapan makine yapılmadıkça makine ezer!»
“Sanayileşmek demek, bir ülkenin kendi insanlarının mesai saatini kıymetlendirmesi demektir. Bundan dolayı, ilerlemek isteyen ülkeler, sanayileşmeye büyük ağırlık vermek mecburiyetindedir. Sanayileşmemiş bir ülke güçlü olamaz.”
Sanayileşmek demek, bir ülkenin kendi insanlarının mesai saatini kıymetlendirmesi demektir. Bundan dolayı, ilerlemek isteyen ülkeler, sanayileşmeye büyük ağırlik vermek mecburiyetindedir. Sanayileşmemiş bir ülke güçlü olamaz. Milletimizin yeniden yeryüzünde güçlü bir ülke olması için, mutlaka sanayileşmiş bir ülke olması mecburiyeti vardır.
Sayfa 193 - Millî Gazete Ankara Kitap Kulübü
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
DAHA KARPUZ KESECEKTİK!!!
Öncelikle kitabı bana hediye eden dostum @onderbsra ya kocaman tesekkurlerimi arz ederim :)) Geçen sene plajdan güneşli, karpuzlu bir kitap paylaşımı yapınca "keşkeee benim olsaaa " kenafirliği yapıp, evrene pozitif mesaj iletip kitabı bana hediye etmesini sağlamış olabilirim! Velhasıl hediye ettiği halde geçen yaz plajdan resim yetiştiremeyince bu yaza nasip oldu. Sonuçta üzerinde karpuz deseni olan bir kitabı kışın okuyacak halim yoktu!!!!!! Ben de kitabın hakkını verip plajlı karpuzlu bir konseptle kitabı okudum çok şükür! Peki benim bu düşüncemle kitabın örtüşmesi kaç puan??? Mabel Matiz'in "gözümün gördüğü göğsümün bildiği bir değil " cümlesinin vücut bulmuş hali gibiyim! Ben karpuz deseni bir kapak görünce oohoo dedim fonda Demet Akalın "şu anda kulüpte keyfim yerinde " elimde karpuz eğlencesinde bir kitap bekliyordum! Ah bu ön yargılarımız!!! Ah bu yanılışlarımız!!! Neyse velhasıl kelam şimdiye kadar yazdıklarımı unutun, kafanız da ki karpuzu denize gömün o orda bi soğusun!!! Kitap; 8 farklı öyküden oluşuyor ama hepsinin ortak bir noktası var. Yani şöyle gibi , hani bir olay olur ve o esnada herkes farklı bir yerde , farklı birşeyle uğraşır ama yaşanılan olay hepsinin ortak kaderidir gibi... Mesela Deprem :( Evet kitapta ki ortak vurgu deprem olsa da verilmek istenen mesaj çok başka! "Sanayilesmek" ve doğal ortama verilen zarar! Bu kısmına çok değinmeyim okuyucuya kalsın! Keşke şimdiye kadar okusaydım dediğim bir kitap oldu. Neyse karpuz soğudu! Keyifli okumalar dilerim:)
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,155 okunma
Hangi Atatürk
Devletin ana tutumu;sanayileşmek ve demokratikleşmektir. Demokrasiyi en geniş şekil de gerçekleştirip özgürlükçülük niteliğini gerçekleştirmek.
Sayfa 70 - İşbkyKitabı okudu
Sanayileşmek demek, bir ülkenin kendi insanlarının mesai saatini kıymetlendirmesi demektir. Bundan dolayı ilerlemek isteyen ülkeler, sanayileşmeye büyük ağırlık vermek mecburiyetindedir.
Sayfa 193Kitabı okudu
İnsan Hakları Sözleşmesi neden icat edildi?
Köleliğin yasaklanması meselesine gelince; bunda zencilerin bizzât dahli yoktur. Bu, insancıl renkteki kâğıtlara sarılıp sarmalanmış aslında iktisadî bir olaydır. 1700le- rin ortalarından itibâren sanayileşmek sûretiyle 'tezgâhları kendikendine hareket ettiren' İngilizler, salt beden gücüne ihtiyâçları kalmayınca, 1834te imparatorluğun her yerinde köleliği yasaklamışlardır. Bununla da kalmayıp özge devletlerin köle ticâretini, öncelikle de deniz kuvvetlerinin gayretiyle, önlemeğe çaba harcamışlar- dır. Mâliyeti ucuz salt beden gücüne tamamıyla muhtâc Ispanya, Portekiz, Fransa çeşidinden denizaşırı toprakları bulunan rakip devletleri böylelikle dize getirmeği amaçlamışlardır. Bunu da nitekim, önemli ölçüde gerçekleştirmişlerdir.
Sayfa 171
Reklam
Önce kelimelerden başlamalıyız işe. Biz ne geri kalmış, ne geri bırakılmış toplumuz. Dünya milletlerini ileri-geri diye iki zümreye bölmek hâmaketlerin en büyüğüdür. Bir kere bunu kabul edince Avrupa'nın mutlak vesayetine talip olmak mecburidir. Bugünkü toplumlar ikiye ayrılmıştır: Sanayileşmiş, sanayileşmemiş. Sanayileşmek insan saadetine ne getirmiştir ve getirebilir? Bu ayrı bir münakaşa konusu. Fakat yegâne ilmî tasnif sanayileşmiş-sanayileşmemiş tasnifidir. Çağdaşlaşmak ise kaypak, karanlık, murdar bir mefhum; ölçüsü yok, hudutları belli değil.
Sayfa 25
Sanayileşme
“Sanayileşmek isteyip sanayileşemeyen toplumların, bu yoldaki özlemleri sonuçsuz kaldığı oranda fetiş bir özellik kazanacak ‘aşağılık kompleksleri’ derinleşecek, maddi açıdan zengin ve üretken kapitalist ülkelere ‘bağımlı’ olmaları kaçınılmaz hale gelecektir.
Sayfa 125 - Dergah YayıneviKitabı okudu
Günümüzde Sanayileşmek İhracatı, Tarımlaşmaksa İthalatı Patlatır
Sömürgeci devlet işgal altındaki devletin, önemli savaş kaynaklarına el koyduğu gibi onun stratejik mevzilerini de işgal eder. Bütün insanları tarıma yöneltirler. Vatandaşların her türlü değerlerine vakıf olarak, milletin unsurları arasında ayrımcılık yaratması için siyasî polise dayanan ve demokrasi adıyla birbirine düşman partiler oluşturmaya yönelirler.
Sayfa 9 - 1. baskı - Ağustos 2011
İktisatça kalkınmamızın başlıca şartlarını sıralıyorum: En kısa zamanda sanayileşmek zorundayız. Ancak sanayileşmedeki kastımız; montaj veya tüketim sanayi; Coca-cola, Dandy sakızı sanayi değil, ağır sanayi, yani üretim endüstridir. Makine yapan fabrikaların kurulmasıdır. Temel parçaları yabancılardan almak ve bunları birbirine eklemekle, sanayileşmenin bir ilgisi yoktur.
Sayfa 187 - Kamer Yayınları
Sanayi Davamız
Sanayileşmek demek, bir ülkenin kendi insanlarının mesai saatini kıymetlendirmesi demektir. Bundan dolayı, ilerlemek isteyen ülkeler, sanayileşmeye büyük ağırlık vermek mecburiyetindedir. Sanayileşmemiş bir ülke güçlü olamaz. Milletimizin yeniden yeryüzünde güçlü bir ülke olması için, mutlaka sanayileşmiş bir ülke olması mecburiyeti vardır.
Sayfa 193Kitabı okudu
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.