Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1015 syf.
·
Puan vermedi
her sayfanın satırında dolaşıp yaşadım tüm hikayeyi. hemen geçtikleri ağacın arkasından izledim dokuz yoldaşın serüvenini. bambaşka bir hikaye mükemmel kurgu. tolkien e kızgınım bu kadar iyi yazdığı için . çünkü o kadar yakın oldum ki frodo yla farketmeden onun içinde açılan büyük boşluk sardı beni. mutlu muydu son? belki.. ama ben mutsuzdum kitap bittiğinde. çünkü frodo yaralıydı. kardeşlik bozulmuştu. dostların hepsi ayrılmıştı. bilmiyorum kendimi mi buldum da bu kadar yakın hissettim. birine bağlan ırsın o gider sen kalırsın. frodo yu anlıyorum ve heryeşin özeti onun o cümlesi "SONSUZA KADAR GİTTİ. ARTIK HERŞEY KARANLIK VE BOŞ"
Yüzüklerin Efendisi
Yüzüklerin EfendisiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayınları · 201618,5bin okunma
439 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şahane Gelin beni FMArsal’ın büyülü dünyasıyla tanıştıran kitap, ilk gözağrım, gözbebeğim… Basılı hale geleceğini duyduğum günden bu yana tekrar okumak için yanıp tutuştuğum kitap. Beni tanıyanlar bilir ki bir kitabı sadece bir kere okurum ama FMArsal etkisi olsa gerek, bu kitapları dönüp dönüp kaç kez okuduğumu ben bile bilmiyorum artık. Bazen
Şahane Gelin
Şahane GelinFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 20151,172 okunma
Reklam
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben cerrahta sonra en çok bu kitabı sevdim. Sürükleyici ve şaşırtıcı bir sonu var...Galiba doktor a hayran olmamında bir etkisi var gibi..Yine sürükleyici ve şaşırtıcı bir Tess kitabı. Aferin kız..Oldun sen...
İkiz Bedenler
İkiz BedenlerTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20146,1bin okunma
Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
"Ve nedense hepsinin ortak özelliği benim olmayışın yani sen avcı ben acı. Acı yani sen yakan güneş, ben kardan adam burnu havuç gözleri kömür.Gel artık havalar ısınınca kardan adamlar ölür."
- Sen hayatında her şey yapmış bir kadınsın. Fakat hiç birine alışamamışsın, hiç birinde ihtisas kazanamamışsın: Evlendin, fakat tam mânasıyla zevce olmadın; sevdin, fakat yekpare bir aşkın olmadı, birçok hâdiseler en büyük ihtirasın billûrunu kırdı; seyahat ettin, fakat sende bir seyyah melekesi teşekkül etmedi; birçok hafiflikler yaptın, barlarda, balolarda, tiyatroların kulis aralarında yaşadın, fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin; tercemeler yaptın, fakat bir satır yazı neşretmedin; çocuklara bayılıyorsun, fakat ana olmadın; her emelin, her gayenin büyüklüğünü ve güzelliğini anlıyorsun, fakat hiç bir emelin ve gayen yok; bir çocuk saflığıyla en basit yalanlara inanabilirsin, fakat hiçbir şeye iman etmiyorsun. Birdenbire avucunu ağzıma kapadı: -Sus! dedi, seni Makbet'teki cadılara benzetiyorum. Tüylerim ürperiyor... Zekânın aynasında kendimi korkunç görüyorum. -Ben senin gibi insanlar tanımadım değil. Hatta kadınlardan daha çok. Bunlar bizim memlekette âdeta bir sınıf teşkil ederler. Hem de hepsi asil dediğimiz ailelere mensupturlar. -Sus! Ben yalnız olmak isterdim. -Hiç kimse bir zümreye mensup olmaktan kurtulamaz. Bununla beraber içlerinde en tipik örnek sensin. Çok hızlı gidiyorsun sen. -Bizim sonumuz ne olur? Fakat cesur bir cevabımdan o kadar ürktü ki hemen gözlerini sımsıkı yumdu: -Söyleme, dedi, haydi, içelim.
Reklam
“Benim ben, Figen Negatif?” Çirkin olduğu kadar sağlıklı da. Hemen bir kafes bulmam lazım! Savaşta bile böyle korkmamıştım. Köpekbalığıyla deplasmanda karşılaştığınızı düşünün: “Evimde ne arıyorsun kadın?!” Alev almış bir cadı gibi çığlık atıyor: “Civan diye biri sizi arıyor Ruhi Bey.” Verem mikrobunun büyütülmüş haline benziyor. Gözleri; ekşimiş yoğurttaki çürük böğürtlenler. O kadar meymenetsiz ki, ona sopayla dahi dokunmak istemem: “İyi de sen kimsin?” Zilli beşaret “Aşk olsun Ruhi Bey” diyor ve suratındaki, Türkiye’nin en büyük et benine dokunuyor: “Onbeş senedir yanınızda çalışıyorum. İzindeydim ya, döndüm. Haydi, telefondakini bekletmeyin…” Dırdırıyla bir erkeği kısırlaştırabilir.
SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
"Sen aslında serüveni seviyorsun ama bir şeyden de kaçıyorsun." demişti Peter. Yanılıyordu. "Yanılıyorsun." dedim. "Ben kaçmıyor, kovalıyorum. Kaçan, sığınacak bir liman aradığı için teslimiyetçidir ve yaşamı ıskalar." (Bir Yılbaşı Öyküsü)
Çok öskedim seni. Öskedim, bizim doğu dialektinde özledim demektir. Neyini, nereni, hangi halini desem ki? Sesini öskedim örneğin. Yüzünü, şeytan çocuk gülüşünü, öfkeni, yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını. Şükür varsın. Oturup “nasılsın” diye açabilir insan. Sevinebilir, övünebilir, ağlayabilir insan. Ne tuzsuz şeydi şu dünya be. Geldin, buldun, şenlendirdin, insan ettin beni. Yemeyip-içmeyip, yatmayıp-uyumayıp, seni anlatmalı bu yürek. Senden bir ricada bulunucam ama en iyisi şimdilik susmak. Mâdem sen sözünde durmadın ben de sürpriz yapıcam! Şaşırtıcam seni! Hem böylesi şeyler gevezeliğe gelmez, tadı kaçar sonra... Gene de ödeyemem. Böylesi daha güzel. Sana mahkûm kalmak güzel. Gözlerinden öperim. N’olur yaz.
Reklam
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.