Söz konusu felsefe olunca akla ilk gelen soru Felsefe nedir? Philosophy is philosophy! Felsefe, felsefedir. Yani bir bütün olarak cevap yine kendini içerir. Felsefenin ana maddesi insandır. İnsanın en büyük çıkmazı da şimdiye dek tanrının varlığı olmuştur. O zaman? Felsefe insanın izini sürerken tanrının varlığını da yüzyıllardan beri
Mustafa Kemal, Namıdeğer Atatürk.Ne söylesek, ne konuşsak, ne yazsak, ne çizsek yetersiz kalacak biliyoruz, biliyorum, biliyorsunuz.Satırları okurken kimi yerlerinde duygulandım, kimi yerlerinde gururlandım, sevindim, üzüldüm.Tüm duyguları iliklerime kadar hissettim.Bu vatanın bir ferdi olarak kendisine duyduğum saygıyı ve sevgiyi kelimelerle
Prof. Morgan, Freud'un sert ve gerçekçi aşk görüşünü, olumlu düşünürlerin modern insana aldatıcı sözler veren görüşleriyle karşılaştırır. "Hiçbir Frommcu sevme sanatı, hiçbir bedensel sağlıklı düşünme, hiçbir liberal-faydacıl teknoloji (...) dünyaya barış, insanlara karşı [Freud'a göre] iyi niyet getirmeyecek. Nedeni açık ve basittir: Biz insanlar yıkımımızın tohumlarını içimizde taşırız ve onları devamlı besleriz. Sevmek kadar nefret etmeliyiz. Kendimizi ve hemcinslerimizi yarattığımız ve koruduğumuz gibi onları yok edeceğiz."
Merhabalar. Ben Sıla. İkbâl olan. Şapkalı ile yazar ve okursak memnun olabilirim tabii ki de tanıştığımıza. Küçük yaşlarından itibaren "Maşallah, pek de olgun" tabirleriyle bastırılmış, "Ee, çok çalışkandır teyzesi" diyerek çalışmaya koşullanmış, "Her şeye meraklıdır, elinden gelir" diye diye her şeye burnunu sokmuş,
Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
Atsız'ın ideolojisi, siyasi kimliği sebebi ile bu edebi eseri okumayanlar ne kadarsa, pratikte okumayı başardığı halde aklındakileri yenemeyip tarafsız yorumlayamayanlar da o kadar çok... Ruh Adam başka biri tarafından yazılmış olsaydı yere göğe koyamayacak bir çok insan tarafından göz ardı edilmiştir bana kalırsa. Bu tespiti kabul edecek, öz eleştiri yapacak bir güruh var mıdır bilmem ama söylemeden geçemedim...
Baştan sona hiç kopmayan, teklemeyen, insanı bir duygu eşiğine getirip sonra da oradan inmesine izin vermeyen bir roman okudum ben. Tarih, psikoloji, idealler, aşk, kendinden feragat edişler, irade savaşları öyle güzel işlenmiş ki tadı damağımda kaldı resmen. Nesilden nesile geçen ruh göçünün mazisi iki bin yıl olan bu eserde yer yer Atsız şiirleri süslemiş sayfaları. Yazarın Selim Pusat'ın iç dünyasındaki çelişkileri önümüze seriş şeklini sevdim özellikle. Sonuçta hangimizin ikilemleri, puslu yanları, anlamı kayıp kederleri yok ki zaten. Olmaması için de ruhsuz olmak lazım herhalde. Ve bu anlamda Ruh Adam da ruhsuz değil kesinlikle...
''Kuruntu ne demek? Sükun yani barış ne demek? Alemi savaşla yaratan sen değil misin? Savaşı yaratılış kanunu yapan sen değil misin? Güzel kızları yaratan sen değil misin? Sevmek için bize gönül veren sen değil misin? Hem o güzeli yarat. Hem onu bana sevdir. Sonra da ruhumu milyonlarca yıl azap cehenneminde yak. Bunu bir Tanrı değil; ancak Tanrı kudretinde bir çocuk yapabilir!'' ( S. 260 )
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,9bin okunma
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden; bu yüzden beklemek değil bizimkisi demlenmek ve biliriz ki birbirine kavuşanlar değil ancak muhabbetle demlenenler aşka ulaşabilirler çünkü bazı şiirler hatırlamak için değil, unutmamak için yazılır.
Demlenmek yavaşlamaktır biraz; içine kazımak, silinmez bir kalemle
AĞUSTOS
1) Yansımalar- Ali Ramazan Dinç
TEMMUZ
1)Yeni Nesil Gençliğe-Ahmed Es Seyyid
HAZİRAN
1)Prokrastineyşın- Timothy Pychyl
2)Yeni Nesil Öğretmen Olmak-Metin Özdamarlar
3)112-Öğretmenliğime Notlar- Müjdat Ataman
MAYIS
1) Allah'a Dönüş-Hâris el-Muhâsibi
2) Müslüman Gençler İçin İrade Terbiyesi-Abdülaziz Kıranşal
3)Sûfilerin Edepleri-
‘’İnsanlar hızla insanlıklarını kaybederken, kediler kediliklerinden asla vazgeçmezler.’’
Belki de büyük filozoflardan çok, kedilerden öğreneceklerimiz vardır. Kim bilir?
Çağdaş düşünür John Gray bu 130 sayfalık ince ama çarpıcı kitapta , insanların ve kedilerin özelliklerinden yola çıkarak felsefi ve ahlaki konuları ele alıyor.
Kitap oldukça
~~~Cehaletimizin başladığı yerde, daha ötesini göremediğimiz noktada 1sözcük oluştururuz, örneğin "ben" sözcüğü, "yapmak" sözcüğü ya da "acı çekmek" sözcüğü: - Bunlar belki bilgi dağarcığımızın ufku, ama birer "gerçek" değildirler.~~~
Cleave üçlemesinin ikinci kitabı olan "Sır" Sia yayınevini
.. var olmak, o katlanılmaz duygu, arzu, korku, tik ve seğirme karışımı mıydı? Başka birisi olmak, bir şeydir ve yalnızca tek bir şeydir...
Sır, ‘Cleave Üçlemesi’nin ikinci kitabıdır. Hikayenin çatısı ünlü edebiyat profesörü Axel Vander İkinci Dünya Savaşı dönemine dayalı sırdır.
Diyor ki kitabında
* Bütün hayatım boyunca yalan söyledim. Kaçmak
Peygamber aleyhissalâtü vesselâm meâlen buyuruyorlar ki:
“Mahşer günü insanların sevap ve günahları mîzân edildiğinde birisinin seyyiesi (kötülüğü) hasenesinden bir fazla gelmiş. Bu bir tek seyyienin îcâb ettirdiği kadar cehennemde kalmamak için yakınlarından bir hasene talep etmiş. Anasına gitmiş alamamış, babasına gitmiş alamamış, evlâdlarına gitmiş alamamış. Hiç kimseden bir tek hasene alamamış olduğundan bir seyyie miktarı yanmak üzere cehennemin yolunu tutmuş giderken Dünyâ’da seviştiği bir insanla karşılaşmış. O insan da cehenneme gitmekteymiş. O mü’minin terâzisinde de tek bir hasenesi varmış. Gerisi hep seyyie imiş. Arkadaşına sormuş:
“-Sen dünyada çok iyi bir insandın. Beni de düzeltmeye çalışırdın. Seni dinlemezdim. Bundan dolayı hadi ben cehenneme gidiyorum, senin bu yolda ne işin var?” deyince arkadaşı durumu anlatmış. Bunun üzerine o günahkâr:
“-Arkadaş benim bir tek hasenem (iyiliğim) var. Mâdem o seni kurtarmaya yetiyor. Ben onu sana bağışladım. Bari sen kendini kurtar!” deyince bu diğergâmlık, bu dostluk tezâhürü Cenâb-ı Hakk’ın rahmet-i ilâhiyyesini tuğyânettirmiş ve o kulun bütün seyyiâtını hasenata kalbederek her ikisinin de cennete girmesini irâde buyurmuş.
Demek oluyor ki, Allâh için muhabbette sadece dünyevî plânda değil, uhrevî plânda bile böyle hatır ve hayâle gelmez istifâdeler mevcuddur.
Sevgiler, bir insana harcanamayacak kadar sonsuz ve büyük. Sonsuz ve sınırsız.
Bizi Yaratıcı dışında kim sonsuz sevebilir? Biz Yaratıcı dışında kimi sonsuz sevebiliriz? Yaratıcı adına sevmek dışında gerçek bir sevgiden bahsetmek mümkün mü?
Kim Yaratıcı dışında "her şey"imiz olabilir, her istediğimizi verebilir? O'nun dışında kim bize sonsuz merhamet edebilir? O'nun dışında kim bizi gerçekten tanıyabilir, anlayabilir?
Kim bize O'nun kadar değer verebilir? O'ndan başka kim bizim için neyin en iyi olduğunu bilebilir? O'ndan başka kim bizim için en iyi olanı bildiği gibi bunu irade edip yapmak ister?
Sevmeler, ancak O 'na yönelirse masumdur.