Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Prof. Morgan, Freud'un sert ve gerçekçi aşk görüşünü, olumlu düşünürlerin modern insana aldatıcı sözler veren görüşleriyle karşılaştırır. "Hiçbir Frommcu sevme sanatı, hiçbir bedensel sağlıklı düşünme, hiçbir liberal-faydacıl teknoloji (...) dünyaya barış, insanlara karşı [Freud'a göre] iyi niyet getirmeyecek. Nedeni açık ve basittir: Biz insanlar yıkımımızın tohumlarını içimizde taşırız ve onları devamlı besleriz. Sevmek kadar nefret etmeliyiz. Kendimizi ve hemcinslerimizi yarattığımız ve koruduğumuz gibi onları yok edeceğiz."
Kulun, kendisine faydalı olanı sevmek, zararlı olandan nefret etmek üzere yaratıldığı meselesi anlaşılınca, var olan her şeye karşı fıtrat ve yaratılış bakımından ortaya koyacağı iradesi eşit olamaz. Ayrıca her şeyi irade etmesi de şeriat açısından emredilmiş bir husus değildir. Allah, kula bir kısım meseleleri irade etmesini, diğerlerinden de hoşlanmamasını emretmiştir.
Reklam
Doğa/Tanrı'yı sevmek, nesnesiz bir sevgi duygulanışına davet değildir. Öte yandan, tektanrılı dinlerde ima edilen türde aşkın bir Tanrıya korkuyla karışık biraz da hesaplı bir sevgi duymaya davet de değildir. Olmakta olan her ne varsa, oluşa-gelen şu yaşamın irili-ufaklı ne kadar görünüşü varsa, varlığa geliş, devinim ve çözülüş oyununun ne
Sayfa 133 - Doğa/Tanrı'ya Yönelik Tavır
On sekizden yirmi beş yaşına kadar devam eden bu mesut devirde tabiata, dağlara ve denizlere meftun olmak, sanat, edebiyat, tarih ve bilim gibi büyük ve güzel neticeler bahşeden konularda çalışmayı büyük bir ihtirasla sevmek, toplumsal fikirlerin fedakârlıklara açtığı yeni ufukta ilerlemeyi sağlamak kadar kolay bir şey yoktur. Bu yolu izleyen bir genç, gayretinden ötürü ne büyük mükafatlar görecektir. Artan kudreti, genişleyen idrak melekesi ve gelişmiş asil duyguları gıptaya lâyık bir hayat kuracak, hatta çiğneye çiğneye bir ibret dersi haline getireceği mağlubiyetlerin acılığı bile bu erkekçe vakarı bozamayacak, tam bir metanetle kendini toplayarak kavgaya yeniden girişebilecektir.
“To kez mihnet-i digerân bi-gami Neşâyed ki nâmet nehend âdemi” Başkalarının çekmiş olduğu sıkıntılara karşı bigâne ve gamsız isen sana insan denemez. Sâdi “Buna herkesin içinden birisini sevecek yerde, herkesi birden sevmek derler” Abdülhak Hâmid
"Yeni olasılıklar doğurma, onlara karşılık verme ve olasılıkları hayalden çıkarıp gerçeklikte deneme yeteneğimiz sayesinde geleceğimizin biçimlenmesine katılırız. Bu etkin sevme sürecidir."
Reklam
"Sadece gerçekten nazik insan sevmeyi bilir."
"Tümüyle sevmek her şeyin yok olması tehdidini de beraberinde getirir."
"Nietzsche sık sık, 'kaderi sevmek' ten söz ederdi. De­mek istediği, insanın kaderle doğrudan yüzleşebileceği, onu bilebileceği, ona cesaret edebileceği, onu okşayabile­ceği, onu zorlayabileceği ve onu sevebileceğiydi. 'Kader­lerimizin efendisi' olduğumuzu söylemek küstahlık olsa da, onun kurbanları olmaktan kurtulmuş durumdayız. As­lında kaderimizin eşyaratıcılarıyız."
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
Gelişme isteği ne kadar cılız olursa olsun yeterlidir çünkü isteği arttırmak için kullanacağımız doğru araçlar sayesinde onu güçlendirebilir, geliştirebilir ve güçlü ve sonsuz bir azme dönüştürebiliriz. Ne olursa olsun mutlaka istek olmalıdır, ç yoksa hiçbir şey yapamazsınız. Bunu tamamen kabul ediyor ve tek bir iradi eylemle özgürlüğün kazanılacağını söyleyenlere inanıyoruz; bu insanın benliğini geliştirmek için verdiği karar üzerine umut bağlamasa da etkilidir. Çok zor bir işi isteksizce yerine getirmek ya da yaptığı şeyden haz almamak, tüm başarı şansından kendisini mahrum etmek. Başarılı olmak istiyorsan işini sevmek zorundasın. Ancak bir öğrenci bu sevgiye ya da isteğe ya sahiptir ya da değildir. Sahip değilse o zaman umutsuzluğa mahkumdur. Bu ikilemi biliyoruz. Evet, istek gereklidir; özgür olma isteğinin olmadığı yerde özgürlük de yoktur! Ancak bu alınyazısının etkileri sadece sınırlı sayıdaki insan için geçerlidir, hatta özgür iradenin en bağnaz partizanları bile kendilerini talihsiz bir alınyazısına sahip olarak görürler.
Sayfa 41
Dünyayı gerçek olması yüzünden, dünyadaki insanları gerçek varlıkları yüzünden ve yeryüzünü gerçek varlığı yüzünden sevmek istiyorum. Onları yetersiz bulurken sevmek istiyorum çünkü onları yetersiz görmekten başka elimden bir şey gelmez. Onları sevmek istiyorum ama aynı zamanda onlara öfke duymak da istiyorum: Onlara hiç durmaksızın diş bilerim çünkü ser verip sır vermezler, irade karşısında ayak direrler. Böyle Buyurdu Zerdüşt’te, Nietzsche “Seven yaratacaktır çünkü hakir görür. Sevdiğini, özellikle sevdiğini hakir görmemiş biri sevmekten ne anlar ki!”der, daha sonra yine şunları yazar: “Derinden yalnızca hayatı sevdim ve hiç kuşkusuz, en çok da hayattan nefret ettiğimde sevdim”.
Dinler, insanları yaratırken Tanrının özgür irade bağışladığını söyler. Bu gerçektir. Ama Düş bu gerçeği bizden alır ve saklar. Çünkü Düş çoğu insanın iradesini kontrolü altında tutmaktadır.
Alkış
Tümüyle sevmek her şeyin yok olması tehdidini de beraberinde getirir
Sayfa 123
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.