Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alçakgönüllü ve güçlü insanlar, bencil insanlarla aynı sıkıntıları yaşamazlar. Daha az şikayet ve çok daha az "kendini kurban etme" tavrı söz konusudur.Bunların yerine metanetli (hatta neşeli) bir dirençlilik vardır. Kendine acıma gereksizdir. Kimlikleri tehdit altında değildir. Sürekli bir onaylanma olmadan da yaşayabilirler.
"Şikayet ettiğin yaşam, belki de başkasının hayalidir." Tolstoy
Şâir ne güzel söyler: “Iztırâb-ı hâl bâdî-î sükûnet olduğu Tıfl iken mâlûmum oldu cünbüş-î gehvâreden.” (Ârif) “İnsanoğlu her ıstırap verici durumdan hemen şikâyet etmemelidir. Çünkü bu haller bazan insana kalp huzuru verecek imkanlar sağlayabilir. Ben bunu, daha küçücük çocukken ve beşikte sallanırken anladım. Önce beşiğin sallanması biraz başımı döndürür gibi oldu ama, sonra rahat ve sâkin uykulara daldığımı da inkâr edemem.”
Bakara 156Kitabı okuyor
Reklam
Bu apaçık bir imtihandı... İsyan ederse sonu hüsran, şikâyet ederse giryân, sabredip dayanıklısa şâdân olacaktır...
Öğretmen konuşuyor: "Değişim zamanı geldiğini hissettiğimiz zaman, yaşadığımız bütün başarısızlıklar, bozgunlar kendiliğinden bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçer. Sonra kuşkusuz, bizler yaşlandıkça zor zamanların payı ağır basmaya başlar. Ama aynı zamanda, kazandığı- mız deneyimler, bu başarısızlıkların üstesinden gelme ve bizi daha
İslam coğrafyasının nasıl adım adım işgal edildiğini, nasıl sömürüldüğünü, köleleştirildiğini, hedef ve ideallerinden nasıl uzaklaştırıldığını, ümmetimizin nasıl parça parça edildiğini, bu parçaların nasıl birbiriyle savaştırıldığını, vahdetimizi nasıl kaybettiğimizi anlamak istiyorsan önce Siyonizm'i tanımak zorundasın. Topraklarımızdaki
Ne zulümler gördük de kimseciklere şikâyet bile etmedik; hiçbir suretle hürmeti bırakmadık. Sevgili dedi ki: Hafız, bize sen gönül verdin... hulasa biz kimseyi zorla kendimize âşık etmedik ki.
Reklam
Öğrenciler diğer öğrenciler kendilerinden önde diye hayal kırıklığına uğradığında veya bir şey anlamadıklarından şikayet ettiklerinde, onlara “henüz” kelimesini kullanmayı öğretiyor. Yetişkinlerden bir fikri görsele dökmelerini istediğimde sık sık “Çizimde berbatım” dediklerini duyuyorum. Onlara diyorum ki, “henüz iyi çizmeyi öğrenmedim demek istiyorsun.” Bu küçük bir dil değişikliği gibi görünebilir, ancak önemli bir değişikliktir. Bu sayede odak, kişinin eksikliği algısından çıkıp öğrenme sürecine taşınır.
Uzansın istiyorum bir ip gibi göklerden Geleceğine dâir bir parıltı,bir âyet Saâdet güneşinin her gün battığı yerden Tükensin yollarıma zehr akıtan şikayet
"Allah'ın bize bahşettiği kadere ve hükmüne razı olmaya ne oldu? Memnun olmak zorundasınız. Hz. Şuayip'i (a.s.) âmâ yarattı, ama o bundan şikâyet etmedi. Sevdiklerinin yüzünü göremedi ama içlerini gördü. Zahirî taraflarını da görebilseydi o da güzel olurdu. Ama bu ona nasip olmadı, o da elindekiyle yetindi. İmtinan, sükûnetimizi korumak ve çektiğiniz sıkıntıda, çilede aklınızı yitirmemektir..." Şems-i Tebrîzî
Sayfa 122
“Ümitsiz hastalıkların, mukadder felaketlerin son bir ilacı vardır: Tahammül ve tevekkül. Elemlerde bir gizli şefkat var gibidir. Şikayet etmeyenlere, kendilerini güler yüzle karşılayanlara karşı daha az zalim olurlar.”
Reklam
Yani kısaca gömleğin kesildi, biçildi, dikildi, iğneler battı vücuduna, canın yandı, elin kanadı ama neticesinde varlık âlemindeki güzelliğin, kıymetin, değerin, mükemmelliğin arttı. Değmez mi? Neden bu şikâyet?
Sayfa 156Kitabı okudu
Sevdiğinden ayrı düşmüş âşık sanma ki râhat olur Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Sayfa 38 - İnkılâp KitabeviKitabı okuyor
Hem hayattan bu kadar şikayet edip hem de ölürken direnmek insanın ta kendisidir.
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Ellerini, Rahman ve Rahim olan Allah'a kaldır, sakın korkup acele etme! Musibetlerin ve belaların şerlerini Rabbine şikâyet et. Sonunun doğru ve hak olanla nihayet bulması için Rabbine ve Mevlâna rücû et!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.