Kör Baykuş şimdiye kadar okuduğum romanlar arasında en olağandışı olanlardan biridir. Anlamak, dolayısıyla da anlatmak çok zordur bu romanı. Her okumadan sonra, bu anlayamamaktan kaynaklanan anlatamamazlık öylesine çarpıcıdır ki, “sen anlamazsan, senin dediğin de anlaşılmaz,” diye bir not düşme gereği duyarsınız. Ama, kesinlikle oldukça doyurucu
Ruh Adam Hüseyin Nihal Atsız'ın en son neşredilen romanı olmakla birlikte üzerinde en çok konuşulan ve en çok incelenen romanıdır. Atsız'ı okurken lütfen önyargılarınızı bir kenara bırakıp öyle okuyun. Atsız da bizim, Sabahattin Ali de, diğerleri de . Hepsi Türk Edebiyatına katkı sunmuş, güzel dilimiz Türkçenin gelişmesi için çabalamışlardır.
Romanın konusunu ordudaki görevine son verilen Selim Pusat'ın düş ile gerçek arasında yaşadığı sıradışı olaylar ve aşk duygusu oluşturur.
Rivayet odur ki Leylâ Mutlak karakteri gerçekte Hanzâde Osmanoğlu'dur. Leyla Mutlak, soyadının çağrıştırdığı şekilde “Mutlakiyet” rejimini, yani Osmanlı Imparatorluğu'nu simgeler. Kadının, Selim Pusat’ın hayatındaki gizemli varoluşu, bir görünüp bir kaybolması, kendisini Osmanlı tahtının varisi sayması vs. söz konusudur.
Atsız hakettiği değeri bulamamış, edebiyatımızın yapı taşı bir yazarımızdır. Onun şiirlerinde ve yazılarında ruh hali gerçekten uç noktadır. Son sayfasına kadar sıkmayacak bir döneme damgasini vurmuş Atsizin en değerli romanidir. Kitabin içindeki sözler ağızlara pelensenk olacak cinsten.
Yastığımız mezar taşı,yorganımız kar olsun,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, Var olsun!
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma
*Yaşamak acı çekmektir; yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktadır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır"
İlk cümlem,
İnsanın Anlam Arayışı*
Samuel Beckett . 1928-1930 yılları arasında İngilizce okutmanlığı yapıyor ve eserlerini İngilizce yazmaya başlıyor. Ardından aynı kolejde Fransızca okutmanlığı yapmaya devam ediyor. 1945’ten sonra eserlerini Fransızca yazmaya
“Dünyada iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler.,
Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar.”
Peygamberleri yeryüzünde medeniyet inşa eden insanlar olarak gören Sezai Karakoç, “Yitik Cennet” adlı eserinde cennetin sekiz kapısı olarak nitelendirdiği Hz. Âdem, Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa ve cennetin kendisi olarak nitelendirdiği Hz. Muhammed’in hayat tecrübelerini insan-medeniyet ilişkisi
Sizlere merhaba demiyorum ya da iyi akşamlar dilemiyorum. Çünkü bunu diyerek Melekler ve Şeytanlar'a 5 saniye de olsa geç kalmak istemiyorum. Eyvah, stresten bunu belirtip daha da vakit kaybettim galiba. Neyse...
Kitabı bitirdikten sonra kendimi 8 farklı yerden bıçaklamak istedim. Çünkü bu serinin ilk kitabını okumak yerine kuzenimle filmini
ARŞ, KENDİNİ AŞ!
''Bu yıkılışın sırrını bul, kendini çöz, içini ayıkla, şuurundan utanan ve ruhunun izbelerinde kaçacak delik arayan suçlu hislerini yakala, getir.''(S.245)
*Hepimiz ismini duyarız ama Peyami Safa gerçekte kimdir? Kitap okuyanlar bilhassa onu okuyanlar bilir lafını hiç esirgemez Peyami Safa. Ne düşüncesi var ise onu korkusuzca