Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki?
Fotoğraf
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
3 yıldan uzun süredir blog yazıyorum. blog sitem hayata dair yazılar konulu bugüne kadar 80 den fazla yazı yayımladım. ama malesef istediğim düzeyde okuyucuya ulaşamadım. sizden ricam bu gönderiyi paylaşarak ve beğenerek bana destek olmanız.
blog sitem heft-reng.blogspot.com
YouTube kitap kanalımda Beton'u ve diğer Thomas Bernhard kitaplarını nasıl okumanız gerektiğinden bahsettim: ytbe.one/5bKKeH6c3Tw
Sizi son zamanlarda okuduğum en çarpıcı yazarla tanıştırmak istiyorum. Onun adı Thomas Bernhard.
Adına yakışır biçimde, insanı betona çarpmış kadar etkileyen bu kitabı okurken aklıma Nuri Bilge
BULANIK EZBER
Kalabalığın uzun sürmüş sözüne
Mine çiçeklerinden bir merhem edindim.
Limonların denize gamzeler açtığı
Bir sokağı dünyaya ekleyip duruyorum.
Ay masalı, kum masalı, nar masalı
Yalnızlığı seviyorum sessizce.
Denizden çocuk, dağlardan çıplak
Bir zaman oluyor kalbim
Sitem yok, diyorum, hayatıma
değmiş hiçbir hayata.
Gözlerim kocaman atkestaneleri
Kime baksam, ıhlamurlar içinde
Bir şehir düşüyor kirpiklerimden.
Yetmedi ölüme bunca ayrılık
Bütün sevdiklerim bulanık bir ezber
Sonsuzluğu öğreniyorum unutarak.
Nerelerde bıraktınız şaşırma güzelliğimi
Ey çocukluğun inanan yaşları...
Oscar Wilde'ın yargılandığı zaman aleyhine kullanılan romanı Dorian Gray'in Portresi; birçok yazarın tüm eserlerini geride bırakacak nitelikte bir roman. Yayımlandığı dönemde yasaklanmış olmasının nedenini kitapta geçen şu sözle tanımlıyorum; "Toplumun ahlâka aykırı saydığı kitaplar, topluma kendi ayıbını gösteren kitaplardır".
merhabalar; eminim bu mecrada çok iyi okuyucular, yazarlar, şairler var. fakat biliyoruz ki edebiyat dediğimiz bu müessese sadece duyguları estetik bir kaygıyla ifade etmek, sosyal medyada paylaştığımız güzel fotoğraflarımızın altına şiirlerden alıntılar yazmak, okuduğumuz kitaplardan altını çizdiğimiz sayfaları paylaşmak haricinde -lütfen yanlış anlaşılmasın. asla bir küçümseme yahut sitem yok bunları dememde, bilakis çağımıza ayak uydurma niyeti ile ben de yapıyorum.- çok daha derin ve tarihî bir geçmişe sahip. bu geçmişte de edebiyat akımlarının büyük bir yeri var.🎞🎻✨
ve benim de aklıma şöyle bir fikir geldi ki: kitap alıntıları ve incelemeleri yapmak harici buradan, okuduğum bölümün fırsatlarından da istifade ederek birtakım bilgiler verebilirim. böylece meraklıları var ise ilgilerini çekeceğini düşünüyorum. bir nevi minimalize edilmiş ve keyif verici edebiyat dersleri gibi olacak muhtemelen. :)
siz ne dersiniz? eğer bu fikir hoşunuza gittiyse, edebiyat sahasına ufak da olsa biraz daha akademik bir çerçeveden bakmak istiyor iseniz gönderiyi beğenin, istekler doğrultusunda ben de paylaşımlara başlayayım.📜🕰🍂
not: ben ne akademisyen ne de işin ehli bir kişiyim. sadece alelade ve öğrenmeye âşık bir öğrenciyim. :) bu sebeple yanlış bir bilgi verdiğimi düşünüyor iseniz yahut hatalı bir şey gözünüze ilişirse lütfen yazın. sonuçta ben de bir nevi yazdıklarımla öğreniyorum ve daha yolun çok başındayım. şimdiden ilginiz için çok teşekkür ederim.🌿
Çocuklar için "baba" figürü çok önemlidir. Hatta baba demek, kahraman demektir. Çocuk bilir ki, başı ne zaman sıkışsa anında ona yardım edecek ve tüm sıkıntılarını giderecek biri vardır. O kişi babadır. Baba demek, her şeyden önce, güven demektir. Güvenle büyümek ve onun himayesi altında ne olacağını düşünmeden yaşayabilmek demektir.
“ Ben görmedim Paris’i... Paris evde yoktu... Ben rüyada gördüm Paris’i, gülümsedi ve kayboldu. Neden beni aramak için buralara kadar geldin diye sitem etti bakışları. Promete Kafdağı’na zincirlenmiş, ben hastaneye zincirliydim. Paris’te hastaneye zincirli olmak. Hastaneye ve karanlığa...
Bulgakov. Yaklaşık bir ay önce ismini ilk defa duyduğum bir yazar. Gerçi ben de yeniyim Rus edebiyatında. Dostoyevski ile bile tanışmam yaklaşık 3 ay öncesine dayanır. Tabi bir hayli sevdim ülke edebiyatını ve yazarlarını. Tüm dünyadan çok farklı olsalar da yine de en çok benzedikleri insanlar biziz sanırım. Köylüleriyle, deyimleriyle,
Ben bir aziz değilim, hele gündüz değilim
Attığı her adımda siyah bir iz bırakan
Bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
Bir yanında kederi özümleyen bir lâle
Merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim
Bırak da, böyle bitsin bu günahkâr serüven
Bırak da kurtarayım bu emânet sarayı
Yeter, intiharınla oyduğun yüreğimi
Umutsuz şarkılarla avutulduğum yeter
Göğsümde bir yanardağ kıvranıyor Rüveyda
Yaraları kapandıkça kanıyor Rüveyda
Duman çöktü güneşin sitem aynalarına
Aralandı perdeler; şimdi sessiz değilim
Dertliyim, viraneyim, ben bir aziz değilim
Azizler tohum eker sevgi tarlalarına
youtu.be/8K33UpMhGRg?si=...
Bu dini tartışmalardan bıktım,önüme çıkmasından bıktım,tartısma görmekten bıktım,arkadaş namaz mı kılıyorsun kendine kimin namaz kılıp kılmadığı seni ilgilendirmez gösteriş yapmanın hiç anlamı yok kaldı ki gerçek hayatta da ne kadar iyi bir insansın tartışılır.Kılmıyor musun kendine, kılanada Allah kabul etsin diyip saygı duymak zorundasın.Eleştirerek te çok modern kültürlü bir insan olmuyorsun.Ben şuna inanıyorum benim için önemli olan ahlak insanlara karşı davranışın bakış açın bunu bize göstermelisin,ibadetini de yalnız Allah'a gösterirsin.Ben inançsız değilim ama içimde yaşarım dini duygularımı.Beni insan olarak tanı.Bu konuları tartışmanın hiç bir anlamı yok kimin ne giydiğine ne yediğine karışmayın artık Allah aşkına herkes kendinden sorumlu iki günlük dünya olabileceğiniz en kaliteli insan olmaya çalışın.Kitap platformundayız biz insanlara örnek olmamız gerekirken biz kavga ediyoruz yapmayın artık bunu valla sıkıldım artık.
Gogol, Gogol.. Dostum nasıl anlatmalı seni.. Yaptığın muzipliklerden mı bahsetmeli yoksa ince zekandan mı? Bu arada şundan da sitem etmeden geçemeyeceğim, sırf tasarladığın gibi olmadı diye yakmak zorunda mıydın bu güzel eserin ikinci cildini?
Ben Gogol okurken her zaman kendimi çok sevdiğim bir arkadaşımla vakit geçiriyormuşum gibi hissederim.
Dili yasaklamak insanlık suçudur. İnsanı anadilinden koparmak vahşettir. Bir insanı kendi dilinden koparmak, insanın ruhunu, kişiliğini zedeliyor, gelişimini engelliyor. Bence bu Kürtçe yasağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yanlışlarından biriydi. " Mehmed Uzun
Dünyanın kaç yerinde insanların anadili yasaklanmış, sırf dillerinden dolayı