Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Yaklaşık bir saat uyuduktan sonra kalkıp hostelin ortak alanına doğru yürürken tanıdık bir ses duydum. “Heeeeeey. Çağatayyyyy!” Arkamı dönüp baktığımda şaşkınlığımı gizleyemedim… Sri Lanka’nın Hikkaduwa bölgesinde aynı hostelde kaldığım İranlı Amin, Malezya’ya, hatta Kuala Lumpur şehrine gelmiş ve hiç haberi olmadan şehirdeki yüzlerce hotel
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı'nın yönetim şekli
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
"Medine'ye geldim ve Peygamber'in (sas) mescidinde bir grup ihtiyarın yanına oturdum. Derken asasina dayana dayana bir ihtiyar geldi. Adamın biri: 'Bu cennet ehlinden bir adamdır. dedi. Ihtiyar, bir direğin arkasında ayağa kalktı ve iki rekât namaz kıldı. Ona doğru yöneldim. Namazını bitirince: "Şunlar senin cennet ehlinden olduğunu iddia ediyorlar.' dedim. O da: 'Cennet Allah'indir. Dile diğini oraya dâhil eder. Ben Allah Resûlü (sas) hayatta iken bir rüya gördüm. Sanki bana gelen bir adam gördüm. Adam ayrılıp gitti ve beni de büyük bir yola soktu. Ben o yolda yürürken birden sol tarafimdan karşıma bir yol çıktı. O yola girmeye niyetlenince adam bana: '"Sen o yolun yolcusu de ğilsin! dedi. Sonra sağ tarafimdan karşıma bir yol çıktı. Ben de o yola girdim. Sonunda kaygan bir dağa geldim. Adam elimden tutup beni götürdü. Birden kendimi dağın zirvesinde buldum. Ancak [ayakta] sabit duramıyor ve bir şeye tutunamıyordum. Bir de ne göreyim! Demirden bir direk! En tepesinde altından bir kulp! Adam elimden tuttu ve beni attı. Böylece kulpu tuttum. Adam bana Kulpa tutun!' dedi. Bu rüyamı Allah Resûlü'ne (sas) anlattim. 'Hayırlı bir rüya görmüşsün!
Sayfa 242Kitabı okudu
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
Reklam
Türkler'i bir inek gibi sağdım!.
TÜRK KATİLLERİNİN KANLI HATIRALARI YAPTIĞI ZULÜMLERLE ÖVÜNEN BİR YUNANLININ MEKTUBUNDAN - "Gönderdiğim kulakların her birini sevgililerinize bir zafer hediyesi takdim ettiğinizi yazıyor, ve Türk kadınlarıyla geçirdiğim dakikalardan, (gasbettiğim) mallardan bahsetmemi istiyorsunuz." - "Azizim Mihail, hayatım o kadar sefalı, o kadar
Ben buraya çok çiçekli yollardan geçerek geldim sevgilim. Sana gelmek çünkü bir çiçek bahçesine dönüşmektir. Ellerim nergis, erguvan biraz, karanfil biraz, ıhlamur. Sensiz geçen zaman bizim büyük öğrenilmiş çaresizliğimiz. Öyle ya, bulamadığın da seni bulamaz. Sahi bunca yılın nasıl geçmediğini anlat. Sol kolundaki dikiş izleri bisikletten
AVUSTRALYA TATARLARI
Avustralya Tatarların daha geç dönemlerde, bilhassa Doğu Türkistan (Şingcang Uygur Özer Bölgesi, ÇHC)'dan, göç ettikleri bir ada olmuştur. Dünya'nın yüzölçümü ile kıyaslandığında 6. büyük ülkesidir. Okyanusya kıtasındaki bu ülke 7.741.220 km2 olmasına rağmen ülkenin genelde doğu ve güney doğusu yaşamaya müsait olduğundan nüfusu ancak 23
Beyazıt havuzunun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş, sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki bir, geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alâmet değil. Kış
Sayfa 1
Reklam
Çilekeş Kardeşler
merhabalar sizlere bu güzel kitap önerisi ile geldim .. Mizaç seven tabiri caiz ise çıtır çerez niyetinde iki kardeşi anlatan bir kitap yüzleri güldürmeden geçmiyor her bir satırı .. eğlenerek okumak hababam sınıfına da bir ziyaret etmek istiyorsanız tam aradığınız kitap bakmadan geçmeyin yazarımız da devamının geleceğini söylüyor heyecanla bekliyoruz Okurunuz bol kaleminiz daim olsun sevgili yazarım 𝔞𝔩𝔦𝔫𝔱𝔦 Biri top pesinde kosar, digeri pesinde kostuklarini yazar. Kimine gore milyarlik dünyada siradan iki nokta, kimine göreyse bir cifti aile yapan iki hayta. Kücüklükten beri hep cok zekilerdi. Hatta hic küçük olmamislardi. Büyumüs de küculmüs lafinin iki bedene bölünmüs hâliydiler. Akranlari agu bugu diye etrafta gezerken onlar Aganta Burina Burinataly: coktan sökmüs, sol yanina Halikarnas Balıkçısı’nı yapistirmislardı. Yeri geldi aralarinda bir tanecik fark olsun diye biri basketbol oynamayı birakti ama yine de denge degismedi, ayni boydalardi.Sohbet edeceklerse iki lafin direkt boynunu kirarlardi, belini kirarak aci cektirmeye gönülleri razi gelmezdi. Her seyden önce sirt sirta verdiklerinde kendilerinden eminerdi. Hatta zamaninda küçuk daglarin yaratilis kadrosunda bulunduklarina dair iddialar bile ortaya at ilmisti ama yaslari bu iddialari curüttü. Sadece kardes degillerdi. Ayni zamanda ikizlerdi. Birbirleri için, varlardi. Cunkü ikizler birbirinin aynasiydi.
Fihrist yayıneviKitabı okudu
iyiydik lan
‘Basarsan alırsın’lı ‘koşu yoluma at’lı klasik bir maçtı. Terden saçlarım birbirine yapışmış, boynumdaki kir çizgileri, güneşin altında başım zonklaya zonklaya oynuyordum. Takım olarak ise gerçekten rezil bir durumdaydık. O kadar kötü bi durumdaydık ki kalecimiz kendini bilmez bi şekilde sanki sol açık gibi topu alıp karşı takımın kalesine doğru
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim
Bir gün Efendimiz (sas), Hz. Ali' ye şöyle bir soru sordu: "Ey Ali! Allah Teala'yı sever misin?" O: "Evet! Ya Resulullah severim." dedi. Efendimiz: "Onun Resulünü de sever misin?" dedi. Hz. Ali heyecanlanarak: "Evet ya Resulullah!" dedi. Efendimiz tekrar: "kızım Fatıma'yı da sever
Sayfa 212
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu: “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. “Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü
Sayfa 221Kitabı okudu
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.