Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kalçamı kavrayıp beni kaldırarak istediği açıya getirdi. Kalçasını çe­virip aletini içimde hareket ettirerek beni öyle şiddetle ken­dine çekti ve o kadar derinlerime daldı ki acıdan soluğum ke­ sildi. Cinsel organımın dudakları aletinin en dibine yapışmış, kalın kökünün çevresini sarabilmek için kocaman açılmıştı. Hepsini almıştım, her santimini; tamamen doluydum ve bu­na bayılıyordum.
Sayfa 260
"Yarabbi, ne kadar güzel!" diyordu, içinden; "İnsan nasıl bu kadar güzel olabilir? Bu beyaz ten, bu havuzlar gibi derin gözler, bu içlerinde ruhun ışığı parlayan gözler; insan, gülümsemesini bir kitap gibi okuyabilir. Ne güzel dişleri var... Hele başı... Omuzlarının üstünde ne güzel duruyor, bir çiçek gibi sallanıyor... güzel kokular saçıyor sanki. İşte, kalbim yerinde durmaz oldu gene... Yepyeni bir şeyler duyuyorum... Ah yarabbi, bakmaya doyamıyorum! Soluğum kesiliyor!"
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
Bulmak Şiiri
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
open.spotify.com/episode/5ymEMqM... Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin
Tatlı bir rüzgar esintisinde; kuş seslerini ve doğayı dinleyeceğimiz bir müzik keşfetmek üzereyken ve tam ritmi yakalamışken, kendisini henüz ve hala göremediğim bir kuş,tüm o müziğe karşı şarkısını söylemekte. Sanki. Asıl kuş benim, asıl ritm benim ve asıl doğa tüm bu şehirleşmeye rağmen bak burada der gibi. İnanabilmek mi? Yoksa nefesini tutup gözlerini kapatıp, kapılıp gitmek mi o ritme? Biraz daha sakinleştiren bu ses de uyumak mı istersin ya da daha fazlasını yaşamak mı? Tam o an da kanatlarının var olduğunu anlıyorsun. Tutmak isteyip kokusu içime çekmek, fakat uçacak. Korkmak mı? Hayır korkak değilim insanlar kötü. Ama der gibiydim, bekle der gibiydim, lakin sesim soluğum kesilmişti. Ve birazdan kanatlarını çırpıp uzaklaştı, yarım kalmış tüm şarkıları şiirleri de ve kalp ritmini kanatlanıp götürdü. Ve ben bi daha nefesimi tutamadım. Şarkı susmuştu, rüzgar dinmişti ve o ben kuş olmuştum onun kalbine konmuştum... Sanırım söyleyeceklerim bu kadardı...
Mürebbiye ellerinde korku dolu bir çocukluk ..
Bir keresinde barfiksten düştüm, soluğum kesildi, uzun süre nefes alamadım. Ağlayarak kapıya geldim. Mürebbiyem bana “Derhal o hareketi yeniden yap! Akşama kadar başaramazsan seni gece karanlıkta bırakır ve eve almam.” dedi.
Reklam
San
Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Seni kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lazım.
Üvercinka
Üvercinka
Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lâzım
"Ağıyor soluğum göğe Çıkıyor canım, gel ölüyorum."
Ömür Hanım
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden Zaman, kâküllerinden doğar topuklarından batardı Al yeşil soluğum, yarasına dönüştüğüm, sözümün sahibi Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi Yayınları
Reklam
Soluğum kesiliyor, gözlerimden yaş akıyor, ağzım acı mı acı, ba­şım dönüyor, yüreğim sıkışık, bedenim yorgun, ezik ve gevşek. Bilinçsizce yatağa düşmüşüm.
Abi, dedi, sende de böyle oluyor mu, göğüs boşluğunda güvercinlerin kanat çırptığını duyuyor musun? Onlar kanat çırptıkça tıkanır gibi oluyor musun? Bu çok hoş bir duygu abi. Bir gün, belki soluğum kesilip ölebilirim. Ama gene de çok hoş bir duygu bu abi. Yüreğin çarpar, şakakların zonklar, başın döner, ayakların yerden kesilir. Çünkü içindeki güvercinler, durup dururken kanat çırpmaya başlamıştır. Bilmem sende de oluyor mu abi Bir zamanlar olurdu, dedim. Ama nicedir yok. Aynen anlattığım gibi mi oluyordu abi? diye sordu. Böyle, güvercinler, sanki hep senin içindeymişler de, uyuyorlarmış da birden uyanmışlar, sevinçle kanat çırpmaya başlamışlardır. Böyle mi olurdu abi? Hemen hemen, dedim. Anlattıklarına yakın. Kiminde güvercin, kiminde kırlangıç, kiminde serçe. Yok abi, dedi. Güvercinin kanat çırpışı öbürlerine benzemez. Kırtangıç süzülüp geçer. İnce kanadının bir ucu değip sarhoş eder seni ama çok geçmeden ayılırsın. Serçe ise, çocukların bağrında kanat çırpar. Yoksul, öksüz çocukların. Bunları güvercinin kanat çırpışıyla karıştırma.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.