Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Harv çok çektirdin kadına be!
Bugün, sokakta ayrı ayrı, birbiriyle kavga etmiş iki arkadaşıma rastladım. İkisi de kavgayı anlattı. İkisi de doğruyu söyledi. İkisi de gerekçelerini gösterdi. İkisi de haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Başka şeyler ya da olayların farklı yüzlerini görmüş olduklarından değil. Hayır: Her ikisi de olayları harfiyen nasıl olduysa öyle görüyor, aynı kıstasla değerlendiriyordu; ama her biri farklı bir şey görüyordu, dolayısıyla, haklıydı. Gerçeğin varlığındaki bu ikilik karşısında şaşırıp kaldım.
Suits _ J P' yine hatırlarır...Kitabı okudu
Faşizm, proletaryanın ve sınıf sendikalarının can düşmanıdır. Faşizme karşı sonuna kadar uzlaşmaz ve amansız bir kavga verilmelidir. Sınıf sendikacılığı ve faşizm arasında hiçbir uzlaşma olamaz.
Reklam
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Gece yarısı olmuş ve alt dairenizden bangır bangır bir radyo sesi geliyor
Alt katınızda sessiz sakin yaşayan yaşlı adamın geçen geçen hafta ölmesinin ardından yeni bir kiracının taşınacak olması sizi kaygılandırıyor. Nasıl biri geleceğine dair en ufak bir fikriniz yok, üstüne üstlük kısa süre önce üniversitesitedeki arkadaşlarınızdan birtakım yaşanmış korku hikayeleri duymuşsunuz. Apartmanda yaşıyorsanız, kötü bir komşu
Sayfa 17
Aziz Andreas Bayramı'nda (30 Kasım 1253) bu şehirden ayrıldık ve üç mil uzaklıktaki tamamen Nasturller tarafından meskun bir yerleşim yerine geldik. Kiliselerine girdik ve coşku ile bağırarak "Salve Regic na" ilahisini okuduk. Uzun zamandır bir kilise görmemiştik. Müteakip üç günde bu eyaletin sonuna geldik. Burası bize adeta bir
"Savaş, savaş, savaş! Bütün Akdeniz'i gördüm; herkes dövüşüyor. Doğru dürüst meslek bilene zor rastlarsın, ama savaşmayı beceremeyen yoktur! Bu kadar insana öldürme sanatı nerede öğretiliyor?" Bir an durakladı ve "Okulları var da ondan! Hem de milyonlarca! Her aile bir savaşçılık okulu!" diye, kendi sualine kendi cevap verdi. Hızını alamıyordu. "Bebeklikten ölüme kadar kavga hep var. En can yakıcı işkenceler aile içinde. Duygusal işkenceler tabii! Sevilmemek, kıskanmak, aldatmak ve daha nice kötülükle sonuna kadar iç içeyiz. Ailenin tatlı sıcaklığında zehirli otlar büyüyor ve onların arasında zehirli hayvanlar dolaşıyor." "Herkes cehennemde mi yaşıyor yani?" "Dışarıdan görünmüyor, çünkü yabancılardan saklıyoruz, ama gerçek dediğim gibi, cehennemdeyiz! Bizim ailede pek bağırış çağırış yoktu; hatta o kadar yoktu ki bir sessizlikler cehennemiydi! Her suskunluğun ayrı bir anlamı vardı. Bu sessizliklerimiz, yaralanmış gurur, öfke, nefret, aşağılayıcı üstünlük, saldırganlık, iftiraya uğramış masumiyet ve insan zekâsının üretebileceği nice başka sahte duyguyu ifade ediyorlardı. Susarak ve küserek, sonuna kadar inatlarımızda direndik."
Sayfa 296Kitabı okudu
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
#tanrıdaimatebdilikıyafetgezer kitabın başından sonuna kadar merak unsuru hiç azalmayan, yalın bir dille, didaktik olmayan bir üslupla yazılmış, kendi kabuklarımızı kırmak, korkularımızı yenmek adına hem sürükleyici hem de düşündürücü bir kişisel gelişim romanı. Adından dini inançları öne çıkaran bir kitap olduğu düşünülebilir fakat böyle bir
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet GezerLaurent Gounelle · Pegasus Yayınları · 20136,3bin okunma
Sefalet ve uzun mesafelerin engeline takılan aşklar, gemicinin aşklarına benzerler, diyecek bir şey yoktur, aksini kanıtlamak olanaksızdır ve dört dörtlüktür. Kaldı ki, sık görüşme fırsatı bulamayınca, pek fazla kavga da edemez insan, bu da az şey değildir hani. Yaşam yalanla dolup taşan bir çılgınlıktan ibaret olduğuna göre, insan ne kadar uzaktaysa, yalanlarına ne kadar çok şey katabiliyorsa, o kadar mutludur, bu da doğal ve olması gereken bir şeydir. Hazmedilmesi zor olan gerçektir.
Sayfa 376Kitabı okudu
"Ülküler Saldırıcıdır" adlı makalesinde Atsız, ülkü ile hayatın mücadele esası üzerine kurulduğu fikri arasında şöyle bir münasebet kurar: "Biyoloji bakımından canlıların, yani hayvanlarla bitkilerin gayesi, kendi soyunun bütün dünyayı bürümesidir. Hiç bir hayvan veya bitki cinsi dünyayı kaplayamıyorsa, bunun sebebi aynı gayeyi
Romeo&Juliet
İtalyan şehir devleti Verona’nın zengin ve asil ailelerinden 'Montegue ve Capulet aileleri arasında geçmiş yıllara dayanan bir düşmanlık vardır. Oyun, bu ailelere mensup iki grup genç arasındaki sokak kavgası ile başlar. Şehir muhafızları kavgayı durdurur ve Verona hükümdarı Prens Escalus bir daha iki grup arasında kavga çıkarsa elebaşlarının idam
Reklam
DİRİLİŞ = TOLSTOY
Diriliş, geçmişindeki günahlarla yüz yüze gelen bir rus asilzadenin hikayesini anlatır. Prens nehludov, bir hayat kadınının cinayetten yargılandığı bir davanın jürüsinde görev almıştır. Sanığın bir zamanlar terk ettiği bir kadın olduğunu dehşetle öğrendikten sonra jadının felakete sürüklenmesinde oynadığı rolün verdiği suçluluk duygusuyla
1970'LER: İÇ SAVAŞ YILLARI Türkiye 1970'li yıllara 60'ların mirasını olanca ağırlığıyla devralarak girdi. Bir yandan işçi hareketinin, bir yandan solun yükselişi, solun bir bölümünün silahlı mücadeleye girişmesi, ekonomik krizin ayak sesleri ve sermaye fraksiyonları arasındaki mücadele, düzeni ciddi bir hegemonya krizi içerisine sürükledi. 12
103 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ilk defa böyle tersine dönen karakterli bir kitap okuyorum. Sanki yazar kendi yarattığı karakter ile kavga döğüş yapıyor. Faris zengin, şımarık, aşırı derecede burnu havalarda ve herkesi küçümseyen bir kişiliktir. Hayati boyunca hiç aşkı düşünmemiş ve yaşamamış,  bu dünyada yeri olmadığını düşünen ve mutsuz bir insan. Taaki Berfü hayatına girene kadar, ama yine herşeyi berbat etttiği için, hayatına son vermek ister. (Başardımı anlayamadım). Roller bu noktadan sonra değişir. Yazarımız mürekkebinden, Faris gibi hastalıklı bir zihin yaratmış ve bu karakterle yer değiştirmeye karar veriyor. Faris yazar, Yazar ise Faris' in yerine geçiyor. Faris yazara zarar vermek adına, içindeki öfkeyi yazar olarak kullanmaya devam ediyor. Yazarın yer değiştirme teklifindeki asıl amaç, yaratmış olduğu karakter Faris' e elindekilerinin değerini, kıymetini bilmesini göstermektiir. Kitap bana  karma karmaşıkmis gibi gelse de, kitabın sonuna yazarın Fares' e yazdığı mektupta aslında biz bütün insanlığa gerçekten çok güzel dersler veriyor. Yani kitabın ortalarına çok bir şey kavrayamasam, son sayfaları gerçekten çok etkiledi beni. Kafa karıştıran bir kitap, açıkçası okurken beynim yoruldu ama okurken hep düşündüren bir kitap.
Don Kişot’un Düşüşü
Don Kişot’un DüşüşüE.B.U · Uyanış Yayınevi · 202023 okunma
Geri161
929 öğeden 916 ile 929 arasındakiler gösteriliyor.