Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
176 syf.
·
Puan vermedi
"Tüm bu olanlara gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayarak o çirkin "seni ilgilendirmeyen işe karışma" yasasıyla hareket etmeyen, duyarsız ve ilgisiz bir şekilde yaşayıp gitmeyen herkesin, cinsel şiddetle yüzleşmesi kaçınılmazdır. Bu bir iddia ya da inanç sorunu değil, aksine istatistiklerin ortaya koyduğu bir olgudur."
Cinsel Şiddet
Cinsel ŞiddetAlberto Godenzi · Ayrıntı Yayınları · 199984 okunma
Kendi adıma buraya not bırakıyorum: Eğer bir gün bir kadın cinayetinde kurban ben olursam, kimse arkamdan güzellemeler yapmasın. Kimse "Hayalleri vardı, ilerde şunları şunları yapacaktı." demesin. Kimse ben öldürüldükten sonra, failden intikam almak istercesine cümleler yazmasın, intikam da almasın. Kimse, "ölü ben"in
Reklam
Bugüne kadarki dönem, şahsiyetinin kurulması dönemiydi. Asıl faktör dıştadır. Aile, okul gibi sosyal kuruluşlar, ona dıştan şekil veriyorlardı. Şimdi, artık ikinci dönem, yani ilk kıpırdanışın içten geldiği kendi kendisini yetiştirme dönemidir. Birinci dönem klâsik okul kültürü dönemi, ikinci dönem çağdaş entellektüel kültür dönemi. Birinci dönemde Akif özü oluşuyor, ikinci dönemde bu öz bir şahsiyet halini alıyor. Kendine bir yuva örmeğe başlıyor bu düşünce. 1908 yılına kadar bu ikinci dönemi uzatabiliriz. Çağdaş İslâm düşünürlerini okur, o devrin sanat ocağı olan dergilerde (Resimli Gazete, Servet-i Fünun) şiirler yayınlar. Bir yandan mesleği için Anadolu’da dolaşır. Anadolu’yu kelimenin tam anlamıyla görür. Bu arada evlenir. Bu demektir ki, özel hayatının, şiirinin, fikirlerinin alacağı esas yön ve temel, bu dönemde olgunlaşır, değişmez çizgilerini alır. Karşımızda yavaş yavaş bir şair, bir ülkü adamı beliriyor. Her gelen gün, her sabah, dağların üstünden aşan bir gün ışığı, bu tablonun bir tarafını tamamlıyor, aydınlatıyor.
Cemaatlerin doğuşu
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DlB) "Dini-Sosyal Teşekküller Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Yönelişler" adlı gizli raporuna göre, 1950 yılından önceki baskı politikasından ötürü yeraltına inen tarikatlar, yumuşamanın yaşandığı yıllardan itibaren demek, vakıf ve yasal kuruluşlar etrafında toplanarak, cemaatleşti. Bir
Sayfa 15 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir.
Sayfa 366Kitabı okudu
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur.Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir.Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız.
Reklam
Memleketimi bu halde görmeye dayanamıyorum. Kumbarasını gönderen minikler de var. Azerbaycanlı Server Beşirli gibi kısıtlı imkanına rağmen yardım etmeye çalışan da var. Yolları kapatarak yardım kamyonlarını gasp eden soysuzlar da var. İneğini satıp bağışlayan teyze de var. Şehit oğlunun giyemediği çoraplarını bağışlayan baba da var. Enkazdan
Biyoemperyalizmin biyolojik silahlarından biri tohumlar ise diğeri de aşıdır. Loboratuvarda oluşturulmuş bir grip virüsünün özellikle bir ülkeye yollanması çok kolaydır. Bundan sonra Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlar vasıtasıyla dünya basınında bu konuda birkaç abartılı haber yaptırdığınızda sizin ülkenin turizmi başta olmak üzere ekonomik sektör o sene çöktü demektir. Buna karşı sağlık bakanlığının tedbirleri ve harcayacağı para, halk arasında oluşan panik derken bir virüsle bir ülkeyi sosyal ve ekonomik kaosa sokmak mümkündür.
İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir.
Sayfa 634
EY GÜZEL KIRIM !
. Bugün 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyetler Birliği’nin şefi Stalin emriyle gerçekleştirilen Kırım Türklüğü’nün sürgün ve soy kırımının 76. Yıl dönümü. Aynı zamanda Kırım milli meclisi tarafından Uluslararası 18 Mayıs Matem Günü olarak anılmaktadır. Kısa Tarihçe: Kırım Türklerinin Sovyetler Birliği tarafından sürüldüğü ve nüfusunun
Reklam
Okul dönemi bitmiş, yeni bir dönem başlamıştır Akif için. Bugüne kadarki dönem, şahsiyetinin kurulması dönemiydi. Asıl faktör dıştadır. Aile, okul gibi sosyal kuruluşlar, ona dıştan şekil veriyorlardı. Şimdi, artık ikinci dönem, yani ilk kıpırdanışın içten geldiği kendi kendisini yetiştirme dönemidir.
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir. Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız.
·
Puan vermedi
GELECEK/GELECEĞİ ÖZGÜRLEŞTİRMEK
"Geleceği özgürleştirmek" Atasoy ağabeyin son kitabının ismi. Atasoy abinin okuduğum her kitabının altına bitirdiğim günün tarihini ve imzamı atarım.     Ağabeyimizin hem kitaplarında hem de konuşmalarında önemli konulara vurgu yaparken seçtiği kelimeler özellikle dikkatimi çekmiştir. Çok az kelime kullanarak, pek çok şeyi anlatma
Gelecek
GelecekZiyaüddin Serdar · Mahya Yayıncılık · 20195 okunma
İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir.
AyrıntıKitabı okudu
“Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır.İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur.Ama yavaş yavaş, bizi ana babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir.”
276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.