Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Biz"
Farklı kulüplere, politik partilere, ırklara, dinlere, ülkelere, görüşlere ait olan kişiler, bir araya geldikleri ender durumlarda, insanlık ailesine ait olduklarını iddia etmek gibi tipik bir eğilim gösterirler. Farklılıklarından pek söz etmeyerek, birliklerini vurgularlar. “Kendimiz gibi” olanlarla bir araya geldiğimizde ise, ötekilere ilişkin tartışmalar yine, kendi kategorimize, aidiyetimiz temeline dayandırılır. Yani, yine ötekilerle aramızdaki farklılıklar temeli üzerine kenetleniriz. “Biz erkekler”, “biz kadınlar”, “biz siyahlar”, “biz entelektüeller”, “biz Amerikalılar” diye konuşuruz sık sık. “Biz” dendiğinde bununla herkesin kastedildiği (yani “biz, tüm yaşayan varlıklar”, “biz insanlar”, “biz, evren”) pek nadirdir. Seçmek suretiyle, BİZ'i, birçok “biz”lere bölüyoruz. Her şeyi kapsayacak anlamda bir sözcük olduğu halde, biz, genellikle dışlama belirtmek için kullanılır. Biz gerçekte “BİZ” anlamına gelmediği zaman biz anlamına geliyor.
Bir taşı sevebilirim, Govinda, bir ağacı da, bir kabuk parçasını da sevebilirim. Bunlar çeşitli nesnelerdir, nesneler de sevilebilir. Ne var ki, sözcüklerin renkleri yok, kenarları köşeleri yoktur, bir korkudan, bir tattan yoksunlar. Senin huzura kavuşmanı engelleyen de budur belki, o pek çok sözdür belki. Çünkü kurtuluş ve erdem de, Sansara ve Nirvana da sözcüklerden başka bir şey değildir, Govinda. Hiçbir nesne yoktur ki, Nirvana olsun; yalnız sözcük olarak vardır Nirvana.
Reklam
"Kadın mı? Çok basit," der formül meraklıları, "bir dölyatağıdır, yumurtalıktır o," bir dişidir. Bu sözcük onu tanımlamaya yeter. Erkeğin ağzında "dişi" sıfatı bir hakaret gibi tınlar; oysa o kendi hayvanlığından utanç duymaz, tersine kendisi hakkında "Erkek!" dendiğinde bundan gurur duyar. Dişi terimi kadını doğaya yerleştirdiğinden değil, cinsiyetine hapsettiği için aşağılayıcıdır.
Ve bir duyarsız günün en olmadık yerinde Bir gülün dikeninde bir gecenin koynunda Dilimden sesime kayan yangın yalazım. Sözcük sözcük dökülen ölü duygularım benim Yine yarım yine güdük kalan öksüz çocuklarım Benim acılara boy veren can çiçeklerim.
Sayfa 49 - KırmızıkediKitabı okudu
Dilinin ucuna gelen her sözcük de hemen söylenmezdi ki...
Sayfa 19
Anadilin unutulmuş sözcükleri. Bu sözcük ve cümleler uykusuz gecelerde yeniden, yeniden lambanın ışığına tutulmalı, yeniden, yeniden dile getirilip okunmalı. Acı ve sızılar fazla olmalı, yalnızlık yaşanmalı.
Mehmed Uzun
Mehmed Uzun
Reklam
İsyan, gözlerdeki bir bakış, sesteki bir titreşim, en çok da fısıldanan bir sözcük demekti.
Sayfa 81 - Venedik YayınlarıKitabı okudu
Sözcük yapımında kullanılan Bir şeydir senin gülüşün Herkes güzeldir sustuğu kadar Sen de güzelsin bu mümkün.
İnsanların sözcük dağarcıkları, yaşadıkları ve hissettikleri her şeyi ifade edebilmek için hâlâ çok yetersizdir ve olasılıkla bir süre daha böyle kalacaktır.
Sayfa 260 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Bir sözcük kullanıyor ve bir insanı mahvediyoruz.
Sayfa 99 - YKYKitabı okudu
Reklam
dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum öylece... bütün gençliğim böylece geçip gitti işte.
Bazen çoğu boş ve çok anlam taşımayan birkaç sözcük alışveriş yapabiliyorduk, ama ben hepsine kendi önemini, kendine özgü, imalı değerini veriyordum.
Sayfa 64 - CanKitabı okudu
Sağa sola fırlatır bizi bir sözcük, kader deriz adına...
"Bir insanın neden öldüğünü sormak saçmadır, neden öldüğü zamanla unutulur, yalnızca bir tek sözcük kalır geriye, öldü.."
Sayfa 187 - kırmızıkedi yayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.