Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Fırat," diyordu, "Fırat, günlerce, aylarca insan ölüleriyle doldu da taştı. Fırat suyu kan akıyor baksana. Dicle," diyordu, "Dicle günlerce, aylarca insan ölüleriyle doldu da taştı. Dünyanın bütün kartalları çöle indiler, çölde insan etine doydular." Birden yüzü ışıyıveriyor, gözlerine sevinç, sevgi
Sayfa 244Kitabı okudu
Zaman bana bir zehir gibi geliyor.O nehirde yüzüyorum. Sular akıyor ama hangi damla arkamda, hangisi önümde; nehir mi daha hızlı akıyor, ben mi ;şu önüme mi geçiyor, arkamda mı kalıyor anlayamıyorum. Gerçek olan tek şey sonsuz bir akış
Sayfa 215
Reklam
Yezidi kırımlarını anlatırken o koskocaman hüzünlü ceren gözleri kısılıyor , kapanıyor , acı içinde çırpınıyor ,sesi kısılıncaya kadar kendinden geçerek konuşuyor, sesi kısılıp cıkmaz olunca da susuyordu.'' fırat'' diyordu ,'' Fırat , günlerce , aylarca insan ölüleriyle doldu da taştı. Fırat suyu kan akıyor baksana, Dicle '' diyordu. ''Dicle
Sayfa 244
Anne
-Başım ağrıyo yav... -Saçın ıslak ıslak çıktın ondan. -Başım dönüyo... -E bi şey yemiyorsun, açlıktan. Anam ilkokul mezunuydu. Ama, doktordu.
Sayfa 54 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Sonbahar Ezgisi
Caddeden liseli kızlar geçiyordu Medeni hukuku usulca kapattım İmtihanmış paraymış etiketmiş İnadına bir sigara yaktım Örneğin dedim şu dünya Bir boşlukta döner de döner Şu yağmur şu hınzır eylül yağmuru Adamı büsbütün deli eder Peki insanlar peki insanlar Hangi akla hizmet eder Düşünüp düşünüp içimden Saniyeler dakikalar saatler derken Günler su gibi akıyor kardeşim Bir yanda ders kitapları bir yanda kalbim Şaşırdım kaldım
Yok Gibi Yaşamak
Boğuk bir bakışın oluyor senin Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan Durma bana türkü söyle anadolu olsun Susuz dudak gibi çatlak olsun Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına Çekme ülkemden nar yangını gözlerini Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin Katı bir yalnızlık bu bilmelisin Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin. Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum Niye bunları bir anda unutamıyorum Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım
Reklam
Doğum
Vadi boyu ırmak akıyor. Sanki dağ yarılmış da vadi olmuş gibi, sanki ırmak kendine yer edinmek için, suyun dağı yarmasını beklemiş. Irmak, bütün gece yağan yağmurdan da güç alarak şimdi coşkun akıyor. İçine dökülen bunca yağmur suyuna rağmen suyu berrak,dibindeki taşlar bir bir sayılıyor, İçinde oynaşan balıklar görülüyor. Su yatağında koca koca taşlar var. Kimi yerlerde kollara ayrılıyor, küçük küçük derecikler meydana getiriyor..
Sayfa 36 - GKKitabı okudu
Mutluluk da su gibi işte,bedenin süzgecinde duramayıp dışarı akıyor.
Ben Çok Öldürülmüş İnsan Gördüm
"Bir süre tümseğin üstünde oturdu, arkasında mor kamışlar hışırdıyor, çınar dalları mor bir aydınlıkta ışıldıyor, deniz menevişini, inceden, uzaktan gelen ışıkların üstüne savuruyordu. Vasili dünyayı hiç bu kadar güzel görmemişti. İnsanlar mı dünyayı çirkinleştiriyor, kirletiyorlardı, acaba? Derinden ürperdi, titredi, menevişli denize gözlerini dikti. Yok, yok, diye, geçirdi içinden, yok, yok, olamaz. İnsan sıcaklığı olmadan bu dünya böyle candan olamaz. Bu kokular, insanlar kokladıkları için böyle delicesine dünyayı doldurur, bu yıldızlar insanlar baktıkları için bu kadar parlaktırlar, bu denizler insanları sevinçten çıldırtmak için böyle menevişlenirler. Ve bu güzel dünyada, şu doğurgan topraktan, şu kokusu, rengiyle dolu dizgin açmış çiçekten, tanyerlerinin savrulan ışığından, insanın insanı kucaklayışından, öpüşten, sevinçten, sevdalardan, coşkulardan utanmadan insanlar birbirlerini öldürüyorlar. Ben çok öldürülmüş insan gördüm, ben çok kopmuş kol bacak, paramparça edilmiş, kan içinde bedenler, köpek sürülerinin paylaşmak için birbirlerini parçaladıkları insan ölülerini gördüm. Ben, donmuş, kaskatı kesilmiş, dimdik, gözleri yumruk gibi dışarıya uğramış ölüler gördüm. İniltilerini duydum, yüzlerce insanı... Bu iniltilerin birdenbire kesildiklerini de... Sonra hepsinin gözlerinin pörtlediğini.
Sayfa 95 - Adam KitapKitabı okuyacak
Ömür bu! Su gibi akıyor. Dalgalanıyor, bulanıyor, duruluyor!
Sayfa 42 - Avrupa Yakası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Mektup Kirilganliğinda
" Çorak topraklardan ince bir sızı gibi akıyor inandığım her şey Bu memlekette artık kimse eskisi kadar güzel değil. Ben de kapatıyorum televizyonu, duvarlara bakıyorum.Duvara bakmak güzel sevgilim. Duvarlara sarılmak da. Tam bir deli cesareti şu tutunma çabam anlayacağın oysa doğdugum andan beri bir kavganın içindeyim milim milim yanıyorum otobüs duraklarında hatta kavruluyor içim kavrulmasina da İlacı yok. Çaresi yok. Çünkü carelerimizi bile çaldılar sevgilim. Carelerimizi yanında umutlarımızı da"
Sayfa 17
"Gerçekten tam anlamıyla bir buz prenssin. Erimeyeceksin asla değil mi ?" ''Hayır, fazla eridim birine, ondan böyleyim .” ''O kız değil mi? Şu sürekli yanınızda gezen.. . ' ''Çok mu belli ediyorum uzaktan ?" dedi Ali hafiften gülerek, ''İnkar etmeyeceğim. ” ''Gerçekten anlamıyorum seni," dedi Bade yatağın diger
Sayfa 213Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.