Gazi’nin, daha 15 Şubat 1924’te, yani İzmir’e hareketinden önce İsmet Paşa ile, hilâfetin kaldırılması bahsinde konuşup görüş birliğine vardığı anlaşılmaktadır.
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
20 Şubat 1933'te Almanyanın en önemli 24 sanayicine Nazi partisinin propagandasını yapmak ve Hitlerle tanışmaları için bir toplantı düzenlendi.(Krupp,Telefunken,Bayer,Opel,Daimler,BMW,Siemens,Allianz vb)amaç bu kodamanlardan para toplamaktı çünkü Nazi partisinin seçimlere katılmak için tek kuruş parası yoktu.Bütün kodamanlar propaganda dan
'Allah ve Adalet Bize Yeter' isimli eser Avukat Mustafa Kuran'ın araştırma-inceleme türünde yazdığı bir kitap. 279 sayfalık eser Yediveren Yayınları tarafından Şubat 2021'de çıkarılmış..
Dokuz bölümden oluşan bu kitabın başlangıç bölümünde Allah'ın şanını ve isimlerini öven yazıları yer alıyor. Kur'an'ı
-Atatürk’ün soysopu üzerinde çeşidli görüşler-açıklamalar var. Gerçek nedir?
■
CEVAB: Atatürk, 1881 yılında Selânik’te Koca Kasım mahallesi, Islâhhane Caddesinde üç katlı pembe evde dünyaya geldi. Babası Rüsûmat (Vergi) Dairesi memurlarından Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanımdır. Bu ev bugün, A- postolu Pavlu sokağındaki 71 No.lu binadır. Konsolosluğumuzun bahçe sınırları içindedir. Selânik Belediyesi 12 şubat 1937 tarihinde aldığı kararla sahibinden satın aldı ve Atatürk ’e armağan etti. Bugün müzedir.
Baba/Ana soyu olarak Evlâd-ı Fatihan’dır (OsmanlI’nın yayılma-genişleme devrinde, fethedilen ve vatanlaştrılan
yerlere İskân edilen YEDİGÖBEK TÜRK’lere verilen ad) A-li Rıza Efendinin dedeleri önce Vidin, daha sonra Serez’e gelmişler, Nizam-ı Cedîd yıllarında başlıyan ve 1827 Osman- lı-Rus Harbi yenilgisiyle çevreyi kapsıyan Bulgar/Yunan/Sırp eşkiyalık taşkınlığı önünde, Selâniğe yerleşmişlerdi. Zübeyde Hanımın ataları Konya yörüklerinden seçilen Evlâdı Fâtihan soyuydu ve kendilerine Konyarlar deniliyordu.
1839 doğumlu Ali Rıza Efendi, 1857 doğumlu Zübeyde Hanımla 1871 yılında evlendi. Altı çocukları oldu: Fatma (1872-1875), Ahmet (1874-1883), Ömer (18751883), Mustafa (Kemal Atatürk, 1881-1938), Makbule Boysan Atadan (1885- 1966) ve Naciye (1889-1901)
Nazi Almanyası'nın propaganda bakanı olan Joseph Goebbels ve Magda Goebbels'in isimleri Helga (d. 1 Eylül 1932), Hildegard (d. 13 Nisan 1934), Helmut (d. 2 Ekim 1935), Holdine (d. 19 Şubat 1937), Hedwig (d. 5 Mayıs 1938), Heidrun (d. 20 Ekim 1940) olmak üzere altı çocuğudur. Çocukların isimlerinin "H" harfi ile başlamasının nedeni ise karı kocanın Hitler'e karşı olan yoğun sevgisi nedeniyledir.
Joseph Goebbels Nazi Almanyası'nın yıkıldığı son ana kadar Hitler ile Berlin'de kalmış, Hitler'in intihar etmesinin ardından 1 günlüğüne Üçüncü Reich'ın Şansölyeliğini yapmıştır. 1 Mayıs 1945'te Berlin Führerbunker'de son saatlerinde karısı Magda Goebbels önce altı çocuğunu potasyum siyanür ile zehirleyerek öldürdü. Hemen ardından Joseph Goebbels önce karısını sonra da kendisini vurmuştur. Karısının ve kendisinin cesetleri vasiyeti üzerine yakılmıştır.
Magda ve Joseph 1931 yılında Adolf Hitler'in tanıklığında evlenmişlerdi. Magda Goebbels'in 1929 yılında boşandığı bir önceki evliliğinden eşi Günther Quandt'an olan oğlu olan Harald Quandt ise üvey kardeşlerinin annesi tarafından öldürüldüğünde bir savaş esiri olduğundan ne yazık ki orada bulunmuyordu.
halkmüreffeh,müstakil,zenginolmakistiyor. komşularınınrefahınıgördüğühaldefakirolmakpekağırdır.
-ön bilgi-
-18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
📚
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Bulgaristan'da, Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere şimdiki adıyla Ardino ilçesinde dünyaya geldi.
Annesinin psikolojik sıkıntıları, Ali'nin hayatında derin izler oluşturdu. Bu izler, Ali'nin, edebiyat dünyasının önemli yapıtları arasında sayılan eserlerinde etkisini
1938 Şubat'ı Atatürk'ün hayatında önemli bir dönüm noktası olacaktı. Bursa Merinos Fabrikası'nın açılışına katılan Cumhurbaşkanı, şiddetli bir zatürre geçirir. Bu, daha sonra olacakların habercisidir.
Sosyal Demokrat Fırkası, mütareke döneminde kurulan siyasi fırkalardan biridir. Fırka devletin çeşitli organları tarafından kabul edilen Wilson İlkeleri çerçevesinde Osmanlı Devleti’ni çağın ihtiyaçlarına göre dönüştürmek amacıyla kurulmuştur.Merkezi İstanbul Şişli’deki Kebir Caddesinde yer alan 104 numaralı özel daireyken sonradan,bu merkez
Atatürk'ün hastalığı sırasında Dr. Fiessinger'in, Hasan Rıza Soyak'a söylediklerini yorumlarsak, Dr. Fiessinger, Atatürk'ün siroz hastalığının alkolden olup olmadığı hakkında bir şey ifade etmemiş, siroz etiolojisinde, o gün için bilinmeyen, bugün ise bilinen sebeplerle ilgili fikir yürütmektedir. Alkole bağlı sirozlarda karaciğer büyüklüğü ile dalak büyüklüğü tespit edilmektedir. Karaciğerinin küçülmemesi de alkole bağlı sirozu uzaklaştıran kesin bulgu değildir. Karacigerin büyük olması alkole bağlı sirozun aleyhinde değil, lehinde olan bir bulgudur. Bugün siroz tasnifinde "Laennec" tipi siroz ile "Hanot ve Gilbert" tipi siroz tabirleri kullanılmamaktadır. Etiolojik faktöre bağlı olarak da, alkole bağlı siroz ve hepatit virüslerine bağlı olarak da "Posthepatik Siroz" tabirleri kullanılmaktadır. 28 Şubat 1938'de Türk Hekimleri'nin konsültasyon raporu ile 28 Mart 1938 tarihinde Dr. Fiessinger'in verdiği rapor. Çankaya Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde Atatürk'ün Sağlık dosyası içinde mevcut değildir. Bu raporlar görülebilseydi daha sağlıklı fikirlere sahip olunabilirdi. Türk Hekimleri'nin 10 Kasım 1938 ölüm raporunda belirttikleri teşhis doğru bir teşhistir. Türk Hekimleri'nin teşhiste fikir değiştirdiklerini ve yanlış teşhis koyduklarını söylemek doğru olmayıp, aynı zamanda Türk Hekimlerine yapılan bir haksızlıktır.
27 Şubat 1938 günü, Atatürk, Balkan İttifakı üyeleri şerefine verilen yemeğe geç inmiştir. Çünkü akşam üzeri geçirdiği burun kanaması uzun bir süre durmamıştır. Bu olayın ciddiyetini idrak eden Sıhhiye Vekaleti Müsteşarı Dr. Asım Arar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya aracılığı ile Başbakan Celal Bayar'ı Atatürk'ün sağlığı konusunda uyanır. Celal Bayar'ın yabancı hekim çağırılması isteğine karşı çıkan Atatürk:"Ortada Hatay meselesi var; hastalığım dışarıda duyulursa fena olur; Doktor Neşet Ömer'le konuş, bizim doktorlar bir muayene ve konsültasyon yapsınlar" der. Tıp Tarihçisi Prof. Dr. Bedi Şehsuvaroğlu "Beni Türk Hekimlerine Emanet edin" sözünü, Atatürk'ün muhtemelen bu sıralarda söylediğini belirtir. Atatürk'ün söylev ve demeçlerinde geçmeyen bu sözün söylendiğinin delilleri olmadığı, ancak rivayet olduğu belirtilir.
Atatürk'ün hastalığının geç teşhis edildiği ileri sürülmüştür. Atatürk'ün doktorları arasında yer alan Dr. Asım Arar da teşhisin geciktiğini düşünmekte ve şunları söylemektedir:
"Bir karaciğer kifayetsizliği olarak kabul edilebilecek olan bu hadiseleri ve Atatürk'ün uzun senelerden beri ispirtolu içkileri çok fazla kullanmakta