Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
IV.Murad...
Dört kardeşinden üçünü idam ettirerek, içlerinden yalnız aklı biraz zayıf bulunan İbrahim'in hayatını anası Kösem Mahpeyker Sultan'ın himayesiyle lütfen bağışlamıştı. Fesat kaynağı olan yeniçeri ağasıyla ileri gelen zorbaları idam ve kul taifesinin fesadına sebep olan eşkıyanın her birerlerinin vücudunu "sahife-i ruzigardan nabud u napeyda" ederek "şol mertebe eşkıya kırmıştı ki bir kimsenin bir yerden baş göstermeye iktidarı kalmamıştı. Yatsı namazına fenersiz gidilemez ve yatsıdan sonra evlerde mum ve ateş yakılamazdı. Ne kadar kahvehane varsa hepsi yıktırılmış, yerlerine bekâr odaları yapılmıştı. Tütün içmek ve işret etmek, cezası idam olan en büyük cürümlerdendi. Geceleri damlara tırmanan casuslar, bacaları koklayarak tütün kokusu ararlardı. (Kızlarağasının Piçi Hikayesinden)
Bekri Mustafa'ya "ayyaşların piri" derler, yalan değil, yanlıştır. O, "içki içmesini bilenlerin piridir". Hayatının sonları Sultan IV. Murad zamanına rastlamıştır. En amansız bir içki yasağı devri, içki, tütün ve hatta kahve içenlerin idam edildikleri bir devir. Yeşilaycılar ve som sofular "Nerde şimdi öylebir adam!" diye Sultan Murad'ı aramasınlar, "içki, tütün, kahve" yüzünden adamlar astırır, kelleler uçurtur, öbür yanda da kendisi gece ve gündüz içerdi, "şåribülleyli vennehar" idi. Devlet kapısında küçük bir memur, bir "çavuş" olan Mustafa öyle bir devirde ölüme meydan okuyarak içmesini bildiği içindir ki, ölmez şöhretine kavuşmuştur. Zannediyorum ki koruyucu melekleri vardı, tatlı dili ve zarafeti ile sevimli yüzü.
Reklam
Mekke ve Medine'ye yaptığı hizmetler bakımından ancak babası Yavuz ve torunlarından I. Ahmed, IV. Murad ve II. Abdülhamid ile kıyaslanabilecek olan Kanuni, gerek Harem-i Şerife, gerekse Peygamber Efendimiz'in (sav) türbesi etrafında yaptırılan camiye (Ravza-ı Mutahhara'ya) mermerden birer sanat eseri olan minberler göndermiş, Harem-i Şerife iki yeni minare ilave ettirmiş, Peygamber Efendimiz'in doğduğu Hz. Âmine'nin evini yeni baştan inşa ettirmiş, Ayn-ı Zübeyde suyunu Mekke'ye akıtmış ve bu iş için kendi cebinden tam 100 bin altın sarf etmiştir. Ayrıca Mekke'de bir medrese yaptırdığını, eşi Hürrem Sultan'ın da aynı şehirde bir imaret inşa ettirdiğini biliyoruz. Oğlu Selim'e Cidde'ye hacıların sıkıntı çekmemeleri için su getirmesini söylediği vasiyetnamesi onun derûnî tarafını bir ayna gibi aksettiriyor.
Kahvehane kültürünün oluşması, hem başkaldırıdan korkan devlet adamlarının, hem de bu tür keyif verici maddelerin İslam hukukuna aykırı olmasından kaygılanan din adamlarının telaşa kapılmasına yol açmıştı. l633’te Sultan IV. Murad kahveyi ve tütünü yasaklamış ve içenlerin öldürülmesini buyurmuştu. Tütünün destekçileri ve karşıtları arasındaki tartışmalar sürerken, 1634’te tütün tiryakisi olması nedeniyle görevinden alınarak sürgüne gönderilen baş müftü Mehmed Bahai Efendinin fetvasıyla tütün yasal ilan edildi. Aynı çağda yaşamış Osmanlı yazar Katip Çelebi tütünün yasallaştırılmasını kendi bağımlılığı yüzünden değil, yasak olanın daha çok istek doğuracağı ilkesinden ve halkın yararına yapıldığını söylemiştir.
Çok kadınlı padişahlara karşılık, pek az eşi olanlar da görülmektedir. I. Mustafa'nın hiç kadını tesbit edilmemiştir. Yavuz, II. Selim. III. Mehmed, IV. Murad, II. Ahmed'in birer; Osman Bey Çelebi Sultan Mehmed, III. Murad, I. Ahmed, II. Osman ve III. Osman'ın da ikişer kadını olduğu tesbit edilebilmiştir.
SULTAN 4. MURAD ZALİMMİYDİ?
“Hammer, Dördüncü Murad'ın idâreyi eline alışından ölümüne kadar geçen on yedi seneyi mütecâviz zaman zarfinda idam ettirdiği insanların yekünunu 20 bin gösterir. Bu tahmini rakamın tüyler ürpertici azameti karşısında Sultan Murad'ın kan dökücülükteki dehşeti nasıl inkâr edilebilir? Fakat bunun feci ol. duğu kadar büyük bir tarihi zarüret olduğu
Sayfa 642 - (1) İ.Hami Danişmend, a.g.e. C.III, sh. 385 vd.Kitabı okudu
Reklam
Her ne kadar döneminde şiddet olayları fazla olsa da Sultan IV. Murad öldüğü zaman saray ve devlet erkanıyla birlikte, ahali ve asker de ardından pek çok göz yaşı dökmüştür.
Sayfa 15 - Gazi Kitabevi, 6. BaskıKitabı okudu
Sultan Dördüncü Murad'ın elleri semaya kalkıktı. Başını gökyüzüne değdirmek ister gibi dikmişti. Bu muhteşem duruşta muhterem bir teslimiyet saklıydı. "Allah'ım zafer müyesser eyle."
Sayfa 272Kitabı okudu
Ala kanla yatur ol nazik teni, Mecruh idup uçurdular canını, Gazi Sultan Osman Hanun kanını, Ölünce çaluşur alırım demiş.
Hürrem Sultan hiçbir zaman Valide sultan olmadığı halde, kendisine padişah çocuklarının anası olarak sultan unvanı verilmiştir. Bir takım hayır eserleri ile istanbul'da ve Kudüs'te anılır. Hürrem Sultan şiire meraklıydı ve dili çok iyi kullanırdı. Şahsen Kanunî ile yazışmaları edebiyat tarihimize geçecek sayfalardır; ama bunu merak edip çoluğa çocuğa öğretecek himmet ve gayret kimde kaldı? İkinci, hanedanın büyükanneleri içinde önde gelen, I. İbrahim'in eşi Hatice Turhan Sultan'dır. Ayrıca I. Ahmed'in eşi, IV. Murad ve I. ibrahim'in annesi olan ve IV. Mehmed'in de, büyükannesi olarak "büyük valide" unvanıyla sarayda bulunan Kösem Mahpeyker Sultan'ı da hiç unutmayalım. Bu ünlü hükümdar anasının, Osmanlı hareminin bu uzun süreli hâkimesinin hangi memleketten olduğunu bile iyi bilmiyoruz. Bir bakıma Osmanlı hanedanının anneleri "sultan" unvanını alıyor. Hasekilerde bu pek görülmüyor. Hürrem Sultan ve Valide sultanların menşei şeceresi hiç şüphesiz ki padişahın kendisininki gibi çok açık ve belli değildir.
Sayfa 111 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
Bağdat Köşkü
Revan Köşkü gibi yine Sultan IV. Murad tarafından Bağdat’ın yeniden fethedilmesinin bir hatırası olarak ve Revan Köşkü’yle aynı planda inşa edilmiştir. IV. Murad tarafından yaptırılan iki köşk tarihî hâdiselerin birer anıtı gibidir.
Ve daha niceleri...
Padişahların her biri zanaatı olan kimselerdir. (...) Cihan hâkimi Sultan Süleyman Han çok becerikli ve mahir bir kuyumcudur. (...) Padişahların çok ilginç yönleri var; III. Murat birden fazla divan sahibi olan şairlerdendir. İnce kumaş zevki, onun bu alanda, hiç değilse tezhipte, ileri derecede bir zevk sahibi olduğunu gösterir. IV. Murat büyük bir sporcudur. 17. yüzyılın bu büyük mareşali ağır gürz taşır, çok iyi ok atar. Bu iri yarı sporcu adamın kendinden beklenemeyecek bir sanatı daha vardır. Güzel yazı yazan, ince sanat sahibi bir hattattır. Şiir ve musiki bilir ve sever. IV. Mehmed'in avcılığı meşhurdur. (...) III. Ahmed büyük bir hattattır. III. Selim neredeyse kısmî zamanlı padişahlık yapacak kadar büyük bir bestekârdır. Kendisinden sonra tahta geçen II. Mahmud ise hem orijinal üslup sahibi bir hattat hem de amcası derecesinde olmasa da iyi bir müzisyendir. II. Abdülhamid Han'ın ise İstanbul'da padişah olmasa milyarder olacak derecede ince bir marangoz olduğu, dizaynının, yani tersiminin rakipsiz olduğu açıktır. (...) Abdülmecid Han ise modern bir ressam, daha da ileri derecede alafranga bir bestekârdır. (...) Çoğu kişinin sadece pehlivanlık ve kuzu yemeyle tanıdığı, yanlış tarih yazımıyla tanıtılan Sultan Abdülaziz Han da iyi bir ressamdır. (...) V. Murad çok iyi bir piyanisttir, besteleri vardır ve aynı zamanda ressamdır.
Sayfa 57 - Kronik KitapKitabı okudu
Sultan IV. Murad şair Nef’i’yi sever, sert bulduğu hicivlerinden hoşlanır, sık sık da ödüllendirirdi. Ama arada bir tembih de ederdi: “Bakasun şair, sivri dilin başına öyle bir iş açar ki, ben bile seni kurtaramazam!” Nef’i hicivlerini giderek sertleştirdi. Devrin şeyhülislâmı Tahir Efendi de bundan nasibini aldı. Bir toplantıda Şair Nef’i’yi
IV. Murad, yaptığı iki doğu seferi nedeniyle, çağdaş kaynaklarda İslami edebiyatta efsanevi yeri olan ünlü Makedonya Kralı Büyük İskender ve yine iki büyük doğu seferinin sahibi Yavuz Sultan Selim'le kıyaslanarak "İskender-i Sani", "Zamanın İskender'i" bazen de "Şarkın Sultanı" olarak nitelendirilmiştir.
Bir despot olan IV. Murad, kendisi hem içki düşkünü, hem de içki yasağının en acımasız destekçisiydi. Sultan Murad, mutaassıp Kadızade Mehmet'in etkisi altında kahve ve tütün yasakları getirmiştir.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası
504 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.