Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
(Tevbe Suresi 5. Ayet)
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala, hem de alçaktır. Bir adamın "benden başka herkes aldanıyor" demesi güç şüphesiz ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
Ateşlerden aldığın İbrahim Halilullah'ın (as) dilince yalvarıyorum Sana. Onun "Rabbim bana doğru yolu göstermezse doğru yoldan sapıtan topluluktan olurum" ikrarı hürmetine Senin o tertemiz yolunda yürüyen insanlarla yolumu birleştir!
Rabbim, bana indireceğin her hayra öylesine muhtacım ki!..' diyerek, Senin yüceliğin karşısında acziyetini ifade eden Musa-yı Kelimullah (as) hürmetine hayrını buluştur şu aciz kulunla!
Hazreti Davud'un (as) 'Senin sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Seni hatırlatacak her şeyin sevgisini lütfet!... niyazıyla Senin, sevdiklerinin ve zikrinin sevgisine talibim.
Allah'ım!
Ålemlere Rahmet olarak gönderdiğin Habibullah'ın aşkına; Ona indirdiğin Kitabın daha ilk sayfasında öğrettiğin 'Bizi nimet verdiklerinin dosdoğru yoluna ilet!..' niyazı hürmetine, kendilerine nimetler verdiğin kullarının dosdoğru yolunda yürüyebilenlerden eyle beni!"
"Şüphesiz ki; Allah dilediğine dileğince lütfedebilendir,"
"...(Allah'ım!) Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki Sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin…"
(Hâkim, "Te’min", No:977; İbn Hıbbân, "Ed’ıye", No: 996)
O'nun hükmü yanında hiç kimsenin hükmü, O'nun sözü yanında hiç kimsenin sözü geçerli değildir. Nitekim O'nun kanun koyuculuğu yanında da hiç kimsenin kanun koyucu olması düşünülemez .O'nun dışındaki herkesin O'nun emir ve yasaklarına uyması, emrettiği şeyleri yapıp yasakladığı şeylerden kaçınması vacibtir. Diğer kimseler yâlnızca tebliğci ve haberci olabilirler; yeniden hüküm icad edici ve kanun koyucu olamazlar. Şu halde bir kimse kendi anlayış ve yorumlayışı çerçevesinde görüşler ileri sürer, kaideler ortaya koyarsa ümmetin bunlara uyması ve davalarını bunlar çerçevesinde halletmeye çalışması vacib olmaz, ne zaman ki bunlar Peygamber'in getirdikleriyle karşılaştırılır, aralarında mutabakat ve uyum bulunur ve Peygamberin getirdiği esaslar bu görüşlerin doğruluğuna tanıklık ederlerse o zaman kabul görürler; aralarında çelişki bulunursa bu görüşlerin reddedilmeleri ve bir kenara bırakılmaları vacib olur. Bunlar hakkında bu iki durumdan biri belirginleşmezse, çekimser kalınır.
En iyisi ise bunlarla hüküm ve fetva verip vermemenin caiz olmasıdır. Vacip olması ve kesinleşmesi mümkün değil, olamaz.
Şüphesiz Allah Teâlâ, yaratma ve yaratıklar arasından beğenip seçme (= ihtiyar) konularında tektir. O şöyle buyurmaktadır:
"Rabbin dilediğini yaratır ve seçer."(²³)
Varidat (kalbe gelen düşünceler) buluttan bile daha hızli geçip gider. Geriye yaşanan zaman ve içindekiler kalakalır. Giden düşüncelerden geriye sadece izi ve bıraktığı etkileri kalır. Sen sen ol, kendini gelen vakitte karşılaşacağın şeylere hazırla. Çünkü içinde bulunduğun vakitte değerlendirip istifade ettiklerin hiç şüphesiz bir gün sana yarayacaktır.
Türkler, tarihleri boyunca pek çok devlet kurmuştur. Hiç şüphesiz kurulan bu devletler her defasında mümtaz bir şahsiyeti de tarihin sayfalarına kazımıştır. Bu mümtaz şahsiyetlerden biri de Çağrı Bey’dir. Genellikle Tuğrul Bey’in gölgesinde kalan Çağrı Bey, aslına bakıldığında Büyük Selçuklular’ın kurucusu ve bir nevi “Gölge Sultanı”dır.Çağrı Bey’in devletin kurulmasına olan katkısı sadece askerî anlamda olmamış, fikrî anlamda da kendisini hissettirmiştir. Selçuklular, Çağrı Bey’in cesareti ve askerî taktikleri sayesinde dönemin önemli ordularından birine karşı durabilmiş, ardından da üstün gelmeyi başarmıştır. Dandanakan’dan önce yapılan mücadele ve hemen ardından savaşın kazanılması Çağrı Bey’in öngörüleri sayesinde mümkün olabilmiştir. Çağrı Bey, ayaklarının Horasan’dan kesilmesi halinde bir daha bu coğrafyada tutunmalarının da mümkün olamayacağını tahmin ettiğinden Gazneliler’in karşısına çıkarak savaşma konusunda ısrarcı olmuş, kazanılan zafer sayesinde de Büyük Selçuklular Devleti kurulabilmiştir.
Selçuklu tarihi meraklılarının mutlaka okuması gereken bir eser daha.
Çağrı BeyCihan Piyadeoğlu · Kronik Kitap · 2021159 okunma
Türkler, tarihleri boyunca pek çok devlet kurmuştur. Hiç şüphesiz kurulan bu devletler her defasında mümtaz bir şahsiyeti de tarihin sayfalarına kazımıştır.