"Peki, nedir bu hayallerin bakalım! "
Adama "Doğduğum yerde ölmek isterdim"dedim.
"Oradan hiç ayrılmayıp doğduğum evde,o sokakta,o tanıdık bildik insanlar arasında ömür sürer,sonra da huzur içinde ortalıktan kaybolurdum.Eğer daha adil bir ülke olsaydık,eğer bu kadar işkence, yolsuzluk,vahşet,yalan sarmasaydı ortalığı...Eğer politikacılar bu kadar iğrenç olmasalardı ..."
Sayfa 80Kitabı okuyor
Gittin gideli kalbim unuttu sevmeyi
Gözlerim görmeyi
Dudağımsa gülmeyi
Unuttu yüreğim gittiğin günden beri
Sayfa 170 - Gittin gideli -1977Kitabı okudu
Tanıdık olan yol en az direnen yoldur.
Gözlerinin kıvılcımı, rengi, kokusu, hareketleri hepsi bana tanıdık geliyordu.
Sanki önceki hayatımda misal âleminde ruhumuz mücavirmiş,aynı cevherden ,aynı maddedenmiş ve şimdi kavuşması gerekiyormuş gibiydi...
Sayfa 13 - Saltokur
Hiç kuşku yok ki, yetki sahibi olan güçlü kişiler, kendilerine yabancıdırlar. Kendilerini işlerine öyle vermişlerdir ki, vücut ve akıllarının sağlığını düşünecek vakti bir türlü bulamazlar:
Ağır gelir ölüm,
Herkese tanıdık olup da,
Kendini tanıyamadan ölene.
Seneca, Thyestes 401·3Kitabı okudu
Tanıdık sanki :)
Kitle haberleşme araçlarının (radyo, televizyon, sinema, basın) gelişmesi ve bu yolla fakir ülkeler halklarının daha iyi yaşam biçimlerini öğrenip özlemeleri, çağımızın en önemli bir özelliğidir. Buna bazı düşünürler, "artan istekler ihtilali" adını vermişlerdir.
Sayfa 193 - İmge KitabeviKitabı okudu
Zamanla tanıdık geliyor:)
Yüreğim, doğuştan yumuşak olmasına karşın gittikçe katılaşıyor, acımasızlaşıyordu.
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Tuhaftı. Çünkü üzerimde hem tanıdık hem yabancı bir duygu kaldı.
Sayfa 87
Tanıdık geldi :)
Her sabah İbni Tahir okula içinde derin bir hüzünle gidiyordu. Talebelere bakarken daha dün ben de onlar gibiydim diye düşünüyordu. Ama o günlerin artık geçmişte kaldığını bir daha asla onlar gibi olamayacağını idrak edince de derin bir üzüntüye kapılıyordu. Artık onlarla arasında aşılamaz bir duvar yükselmekteydi. Yüzünde hüzünlü bir gülümsemeyle talebelerin tasadan uzak sohbetlerini dinliyordu.
Sayfa 359
Havva! Henüz yoktu ortada. Ama ne kadar tanıdık ne kadar başkaydı.
Öyle konuşmaya başladı kadın, göktaşı çarpmış da sersemlemiş gibi. Huzur kelimesi hüzür, hozur, hazır parçalanarak havaya dağıldı. Yadırgıyorum şimdi o tanıdık şiddeti.
