Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İşkence (?)
Gördüğüm en güzel kızsın... - Tek dizimin üzerine çöktüm. - Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için. Yağmurlu sokaklarda çamura basmanı önlemek için ceketimi önüne sererdim ki güzel, pamuk ayaklarını kirletmeyesin.
Sayfa 115 - AlexKitabı yarım bıraktı
İnsanlar, tatil günlerine uykuda başlıyorlardı. Yataktan kalktıktan sonra ilk işleri, en iyi giysilerini üzerlerine geçirmek oluyordu. İlk uyanık saatlerini, aynanın önünde kendi kendilerine tapmakla geçiriyorlardı. Geri kalan saatlerinde ise çarpık suratlarının görünüşünü, başkalarınkine bakarak unutmaya çalışıyorlardı. Gerçi hepsi, kendilerini öteki hemcinslerinden üstün görürlerdi; ama bunu tanıtlamak için onların arasına karışma güdüsünün önüne de geçemezlerdi.
Reklam
Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için. Yağmurlu sokaklarda çamura basmanı önlemek için ceketimi önüne sererdim ki güzel, pamuk ayaklarını kirletmeyesin.
Sayfa 115Kitabı okudu
292 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Eski Bir Dosta Rastlamak Gibi
Romantik bir kitap olarak başlama izlenimi verse de toplumcu gerçekçi eleştirileri durumları da içinde barındıran bir kitap olarak her ikisini içinde barındırıyor. Bireyi, kişinin kafasının içindeki duyguları anlatan kitaplar benim için her zaman daha etkileyici olmuştur. Toplumdan, dünyadan bir şeyler bulunduran her eser benim için biraz değer
Raziye
RaziyeMelih Cevdet Anday · Everest Yayınları · 2023401 okunma
Çiçikow 'a karşı duyduğu kalbi yakınlığı, ruhsal manyetizmayı tanıtlamak için bir yol aradığını, ölü canlarınsa ıvır zıvır şeyler olduğunu söyledi. " Hiç de ıvır zıvır değil ! dedi Çiçikow.
Yüce düşüncelerini başkalarına tanıtlamak için yanıp tutuşan ya da olur olmaz ziyaretleriyle canını sıkan kendi sı­nıfının densiz insanlarından uzaktaydı.
Sayfa 12
Reklam
248 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Molloy
Molloy
Molloy
İrlandalı Samuel Beckett’ın “Molloy” kitabını elinize alın ve iç konuşmalarında insan nasıl boğulurmuş bir deneyimleyin bence, eğer bu deneyimi henüz yaşamadıysanız. Kitabın başından sonuna kadar bir şatonun duvarlarını tuğlaları değil de kum tanelerini üst üste koyarak örmeye çalışıyor gibi hissettiğim gerçeğini gizlemem anlamsız olur. Çok kereler başa dönerek kitabı okumaya yeniden başladım. On sayfa okudum, başa döndüm. Yirmi sayfa okudum, başa döndüm. Kitabın yarısına geldim, başa döndüm. Döndüm döndüm durdum. Ve sonunda okumayı tamamlayabildiğim için kendimi tebrik ettim. Zor bir kitapla boğuşmak isteyenlere duyurulur: Molloy tam sizin için! Evet, kitabı tekrar okumam gerekiyor. Yazarın kelimelerle bazen ahenkle, bazen öfkeyle, bazen kavga ederek dans edişini yine ve yine izlemek istiyorum. Beckett, deneysel edebiyatın önde gelen yazarları arasında yer alıyor. Kendimi bir denek gibi hissedişim bundan mı olsa gerek? İşte kitaptan ne demek istediğimi anlatacağını düşündüğüm bir alıntı ve aynı zamanda iflah olmaz bir okur olduğumun kanıtı: “Kendinize sorular sormanız gerekiyordu, örneğin varlığınız devam ediyor mu diye, yanıt hayırsa, ne zaman bitti diye, yanıt evetse, daha ne kadar devam edeceksiniz diye, yani düşler zincirinin ucunu elinizden kaçırmanıza engel olacak bir şeyler bulmanız gerekiyordu. Seve seve sorular soruyordum kendime art arda. Hayır, seve seve sormuyordum, akılcıydı yaklaşımım, hâlâ var olduğumu tanıtlamak istiyordum. Oysa hâlâ var olmam benim için hiçbir anlam taşımıyordu. Düşünmek diyordum buna.” (s.72)
Molloy
Molloy
Molloy
MolloySamuel Beckett · Kırmızıkedi Yayınevi · 2018328 okunma
Gerçeğin araştırılmasında belli başlı üç amaç olabilir: Biri, arananı bulmak, öbürü bulunanı tanıtlamak, sonuncusu da bulunanı inceleyerek yanlış olandan ayırmak.
İnandırma kuşkuyu, kesin biçimde ortadan kaldıramaz. Matematik basit inandırma etkinliğini aşan bir şey getirmiştir. Çürütülmezliği zorunlu kılmıştır. Çünkü matematikçiler hep ileri sürdükleri şeyleri, kimsenin çürütemeyeceği bir biçimde tanıtlamak istiyorlardı, bütün kuşkuları ortadan kaldıracak doğrulamalar getirdikleri iddiasındaydılar. Kesin kanıtlar istiyorlardı! Yunan matematikçileri, çağdaşları olan öteki kanıtlayıcılardan işte bu özellikleriyle ayrılıyorlardı!
İsrailoğulları,yüzyıllarca sonra,vatanlarını yeniden ele geçirmek için,Tanrı gücünü bir yana bırakıp,çağımızda en geçerli güç olan para gücüne başvurdular ve Filistin'i satın aldılar.Çağımızın bir uygarlık çağı olmayıp bir vahşet çağı olduğunu bir kez daha tanıtlamak için şimdilerde,vaktiyle Hitler'in kendilerine uyguladığı soykırımı Filistin Araplarına uyguluyorlar.
Reklam
Pazar günleri sabahın bu erken saatinde sokaklar bomboş oluyordu. İnsanlar, tatil günlerine uykuda başlıyorlardı. Yataktan kalktıktan sonra ilk işleri, en iyi giysilerini üzerlerine geçirmek oluyordu. İlk uyanık saatlerini, aynanın önünde kendi kendilerine tapmakla geçiriyorlardı. Geri kalan saatlerinde ise çarpık suratlarının görünüşünü, başkalarınkine bakarak unutmaya çalışıyorlardı. Gerçi hepsi, kendilerini öteki hemcinslerinden üstün görürlerdi; ama bunu tanıtlamak için onların arasına karışma güdüsünün önüne de geçemezlerdi. Hafta içindeki günler ekmek parası uğruna ter ve dil dökmekle geçirilirdi. Pazar günleri ise boşuna gevezelik edilirdi. Başlangıçta dinlenme günü, herkesin dilini tutacağı bir gün olarak düşünülmüştü. Ama zamanla soysuzlaşan bütün öteki kurumlar gibi, dinlenme günü olan pazar günleri de, başlangıçta güdülen amaçla ilgisi bulunmayan bir sürece geçmişti.
Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için.
Oysa bu "öbür dünya," insanlardan iyi gizlenmiştir, bu göksel bir hiç olan, insansızlaşmış, insandışı dünya; ve varlığın karnı insanlara söz söylemez, meğerki insan olarak söyleye. Gerçek, bütün varlığı tanıtlamak güçtür, güçtür onu konuşturmak. Deyin bana, kardeşlerim, en tuhaf şey en iyi tanıtlanmaz mı?
Sayfa 49 - Cem YayınlarıKitabı okudu
Origen'in yaptığı gibi, hazzın bir yana atıldığını tanıtlamak için bir başka hazzı bedenden uzaklaştırmak büyük bir saflıktır. Eylemin kendisi kendini dışsal ve bireysel bir edim olarak tanıtlar; oysa istek içsel olarak kökleşmiştir ve bir evrenseldir; onun hazzı ne hazzın aracı ile birlikte, ne de tekil hazlardan çekilme yoluyla yiter.
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.