Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Mihail Bulgakov, Sovyet Rusya döneminde yaşamıştır. Oyun ve roman yazarıdır. Hekim, senarist, oyuncu ve yönetmenlik tecrübeleri de vardır. İyi bir terapist olan Mihail, bu mesleğini donanmada da devam ettirmiş ve emeklerinden dolayı da ona onur ödülleri verilmiştir.
Dönemin lideri olan Stalin, Mihail in yazmış olduğu bir oyunu sahnede 30 kere
"Değişen bir şey yokmuş" sözünü kullanmayan yoktur. Özellikle roman, tiyatro, hikaye türlerinin ilk yazıldığı 1860 lı yıllardan günümüze kadar yazılan eserleri okuyan herkes muhakkak kullanmıştır. Adalet, idari sistem, ekonomik kaygılar, kadının toplumdaki yeri vesaire vesair... Yani batının önce kendilerine sonra da bize sağlamış
Odysseia nın yazarıdır. Sakız adası veya İzmir de yaşadığına inanılmaktadır. Yani o dönemki İzmir in adı Smyrna.Yaşamı ile ilgili çok fazla bilgi yoktur.
Homeros kitabını da okuyan biri olarak elle tutulur bilgi azdır. M.Ö. 9 yy onun tahmini yaşadığı dönem
Önyargılarımızı kazanmak için farkında olmaksızın uzun zaman çalışırız ama hayatta bazı şeylere de önyargılarımız yüzünden geç kalırız. Murathan Mungan benim önyargılarım sebebiyle geç kaldığım bir yazar. Mungan kafamda nedense aşk şiirleri yazan, nazik, çıtkırıldım bir Bey profili çiziyordu ta ki bu romanını okuyana dek. Kafamdaki putları tek tek
Bugün sizler ile Oscar Wilde'ın 1891 yılında yayımlanan felsefi romanı Dorian Gray'in Portresi’ni incelemek istiyorum. Biliyorum, içinizden: “Ya arkadaş, sen de yemiyor, içmiyor habire okuyor ve üstüne bir de inceleme yazıyorsun!” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ne yapayım, bunlar hep eskiye dair okuduklarıma olan paylaşım ya da incelemelerim
“…çünkü ben gördüğüm her şeyde haz buluyordum, umut değil! Ve görmek için yaşamaya devam ediyordum.” -Kassandra
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Yunan Mitolojisi ekseninde Homeros’a, onun kaleme aldığı destanlara ve o destanlarda yer alan olaylara dair bütünleyici bir yazı olması amaçlanmıştır. Christa Wolf’un romanına konu olan
Samuel Beckett.
Bu ismi hangi okur zikrediyorsa ona saygı duyarım, üzerine konuşuyor, fikir üretiyor ve yazımları üzerinden çözümlemelere ulaşmaya çalışıyorsa da hayranlık duyarım. Oldukça ciddiyim. Çok özel bir yazar, kelimelere derinlik ve değer katan bir yazar. Onu özel kılan özelliklerinin hemen hepsini şimdiden yazmayacağım biraz sabredin