Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
200 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
“Yoldaki Mühendis” Üzerine
Otobiyografi türünde olan bu kitabı okumaya başladığımda dikkatimi çeken, yazarın esir düşen bir mücahit olarak bu kitabı kaleme alması ve hakkında tam tamına 67 kez müebbet ve 5200 sene hapis cezası bulunması oldu. Verilen bu bilgiyle kitaba olan ilgim daha da arttı. “Yazarın Önsözü” bölümünde yazar, bu kitabı neden yazdığının cevabını veriyor.
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,450 okunma
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
İçindekiler
Türkçe Baskıya Önsöz
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç: Öznelliğin Bilimi'nin Türkçe baskısının yayınlanmasıyla, kitabın Türkçe çevirisinin okuyucularını bilincin gizemini benimle birlikte keşfetmeye çağırmaktan büyük bir zevk ve onur duyuyorum. Kitabın orijinal ingilizce baskısının yayınlanması üzerinden
Türkçe baskıya önsöz
Biz Filistinliler olarak Türkiye halkını samimiyet, sevgi ve saygıdeğer özellikleri ile tanıyoruz. Bu kararlı mücadelede, yani Filistin'in özgürleşmesi davasında bizim yanımızda sadece siz duruyorsunuz.
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Türkçe baskıya önsöz
Biz Filistin'in özgürlüğü ve Mescid-i Aksa'nın tekrar İslam medeniyetinin, Müslümanların eline geçmesi hedefini ancak sizlerle, Türkiye halkı ile gerçekleştirebiliriz. Bunu kendiniz için bir hedef olarak koyun. Çocuklarınızı da bu hedefin gerçekleşmesi için yetiştirin. Çünkü hepimiz bir gün o ışığın, yani Mescid-i Aksa'nın etrafinda toplanacağız.
Reklam
239 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Erik Jan Zürcher/ Milli Mücadelede İttihatçılık. Çeviren Nüzhet Sarıoğlu. Erik Jan Zürcher, 1953'te Hollanda Leiden'de doğdu. Leiden Üniversitesinde öğrenimini tamamlamış, aynı üniversitenin Türkiye Etütleri Bölümü Başkanı ve öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Oryantalisttir. Kitap, Türkçe baskıya Önsöz, Önsöz ve Girişle başlamakta, altı bölümden meydana gelmektedir. Etkileyici bir Sonuç kısmı bulunmakta, Kaynakça ve Kısaltmaları, Dizin takip etmektedir. Yazar, 1905-1926 yılları arasında Osmanlı Devleti ve devamında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında, ittihatçıları inceleyerek, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Milli Mücadeleyi etkisi üzerinde durmaktadır. Kapsamlı bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Kendisi de bir ittihatçı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün, milli mücadelenin sonlarına doğru, kendi geleceği adına tehlike olarak gördüğü, Enver Paşa ve taraftarlarına karşı yaptığı faaliyetler, gözler önüne serilmektedir. Akademik çalışmalarda, resmi tarih görüşünün dışında fikirler ortaya koymak, modadır. Ülkemizde de böyle çalışan bilim adamlarımız mevcuttur. Yazarın daha çok resmi tarihe karşı olan, bilim adamlarının eserlerinden faydalanarak hazırlamış olduğu eser, objektif niteliktedir. Bu kitap okuduğunuz zaman, ülkemizdeki alternatif tarih anlayışına sahip olduğunu söyleyen insanların fikirlerinde objektif olamadıklarını görebiliyorsunuz. Keşke kendilerinin objektiflik adına resmi tarih düşüncesine karşı olduğunu söyleyen, ülkemizdeki tarihçilerinin de böyle eser verebilselerdik. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Milli Mücadelede İttihatçılık
Milli Mücadelede İttihatçılıkErik Jan Zürcher · İletişim · 2003144 okunma
247 syf.
9/10 puan verdi
Pesimist ve antiatalist David Benetar'ın bu sene Türkçe'ye çevrilen ikinci kitabı "İnsanın Çaresizliği", önceki kitabı olan "Keşke Hiç Olmasaydık & Var Olmanın Kötülüğü" adlı eseriyle aynı konuları işlemiştir. Fakat yazar bu kitabı pandemi şartlarının tesiri altında yazdığını ve pesimist felsefeyi daha derinden anlatır. Önceki kitabı daha ziyade bir felsefe kitabıyken bu kitabında yazar daha içten gelmiştir. Benatar, önceki kitabından farklı olarak bu kitabından anlam sorununa yönelmektedir. Yine intihar, doğum karşıtlığı, varoluşun kötülüğü gibi konular da kitabın içeriğini oluşturmakta. Türkçe'ye çevrilen ikinci kitabı olduğu için Türkçe baskıya özel bir önsöz hazırlaması beni sevindirmiştir. İstanbul'a kitap fuarına gelme zahmetinde bulunması da saygımı daha da arttırdı. Yine önceki kitabında olduğu gibi yazar varoluşun kötülüğünü vurgulamakta. Bunu anlatmak için bol bol kötü hayat tecrübelerini detaylı bir şekilde anlatarak bunu anlamamız için çaba sarf etmiştir. O anlatılan kötü tecrübeler hayat boyu unutmayacağım örnekler olacak. İntihar konusunda yazar yine çekimser davranmış. Bu pesimist filozofların bu konuda çekimser davranması hep bana tuhaf gelmiştir. Kesinlikle okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
İnsanın Çaresizliği
İnsanın ÇaresizliğiDavid Benatar · Doğu Batı Yayınları · 202239 okunma
Türkçe baskıya önsöz
"Mevcut ölçümlere göre, dönük tepkilere ihtiyaç duymayan beyin görüntüleme yöntemleriyle uygun şekilde test edildiğinde, bitkisel hayattaki hastaların %10-20 kadarının içsel olarak bilinçli olduğu ortaya çıkmaktadır."
Sayfa 18 - Küre Yayınları, 2. Basım: 2017, çev. Selim DeğirmenciKitabı okudu
“Gelin , şiddetin her biçimini engellemeye çalışalım. Gelin , şiddet orucu ve vegan ziyafeti başlatalım . Bir araya gelelim ve aşureyi paylaşalım. Hakim kültürün değer yarılarını ters yüz edip ölüme değil yaşama değer verelim. GELİN PİLAV YİYELİM VE KADINLARA İNANALIM” ( Türkçe Baskıya Önsöz )
Sayfa 17 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkçe baskıya önsöz
Etin Cinsel Politikası'nda yalnızca kadınlara değil, egemen olmayan bütün diğer insanlara ve hayvanlara yönelik cinsel şiddet ile kötü muamele arasında bir bağıntı olduğunu savu­nuyorum. Türkçe’deki “mal” kelimesi (eşya, mülk gibi anlam­larının yanı sıra) hem kırsal lehçelerde büyükbaş hayvan hem de kent argosunda iffetsiz kadın anlamına geliyor. Türkiye’de hâkim erkek kültürü, erkeksi olmayan varlıkların arasındaki çağrışımı onları aşağılamak için kullanarak bu kelimenin çift anlamlılığını suistimal ediyor. “Mala vurmak” veyahut “ete git­mek” kulağa büyükbaş hayvanlar ile ilgiliymiş gibi gelse de as­lında seks işçileriyle birlikte olmak demek. “Kadınbudu köfte” adında bir yemeğin varlığı ve bir peynir çeşidi olan “kaşar”ın “hafifmeşrep kadın” anlamında kullanılması da cabası...
Sayfa 15 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
TÜRKÇE BASKIYA ÖNSÖZ İslam, Almanya dâhil olmak üzere Orta Avrupa'daki pek çok insan için hem bilinen hem de bilinmeyen bir olgudur. Küreselleşen dünyamızda her gün haber bültenlerinde İslam ile yalandan ilişkili haberler yayımlanmaktadır. Ulusal ve uluslararası haberciliğimiz özellikle çatışmalar, şiddet ve savaşlar tarafından yönlendirildiği
Sayfa 7 - Albaraka Yayınları ☪ 1. Baskı, Kasım 2020
Türkçe baskıya önsöz
Hiç şüphe yok ki sapkın bir özne jouissance'ı ile ne yapması gerektiğini bilir, onu nasıl arayacağını ve nereden elde edeceğini bilir. Bu, esas olarak bildiği farz edilen öznenin kurulmasında bir engel yaratır.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.