Ayrım yapabilen bir yaşam sanatı, olaylara yeri geldiğinde pozitif bakıp, bununla beraber negatif şeylerin kayıtsız şartsız farkında olmaktadır. Körü körüne pozitife inanıp da negatif ihtimale karşı körleşmemekte, eleştirel sorular sorup bir şeyleri iyileştirmeye çalışmaktadır. Sadece negatif olandaki pozitif yanı değil, pozitif olandaki negatif yanı da görmektedir. Yeterince uzun müddet "iyi olacak" diye düşünürsen, her şeyin iyi olacağına dair sonsuz bir umuda kendini kaptırmak yerine, meseleleri açıkça ortaya koyup soğukkanlılıkla çözüm aramaktadır. İnsanlar ancak böyle kurtulabilir beladan, yoksa daha devam eder.
Sayfa 44
(...)Yaşamları öylesine dopduluydu ki, umuda gerek duymuyorlar, umudun ne olduğunu unutuyorlardı...
Sayfa 65Kitabı okuyor
Paslı çubuklardan o karman çorman mahallenin görüntüleri yerine havası göze çarpıyordu ve göründüğü kadarıyla, Notre-Dame’ın iki büyük kulesinin tepesinin yakınında ya da aşağısında kalan hiçbir yerde sağlıklı bir yaşama ya da umuda dair bir emare yoktu.
Sis Yayınları, Edebiyat, Şehir, Zaman, Açlık, Sömürü, Notre Dame, Fransız İhtilali, İngiltere, Londra, Fransa, Paris, Manette, Lory
Yeryüzünün ıssızlığında uğulduyor geçmiş zaman rüzgarları. Kalbimizde umuda dair bir ışık titreşip durmakta…
Şairlere çok şey borçlu insanlık, en çok da özgürlüğümüzü hatırlattıkları, ruhumuzun tenhalığını seyrelttikleri için. Ve onların ölümüyle dünyamız daha da tenhalaşıyor her geçen gün. Yeryüzünün ıssızlığında uğulduyor geçmiş zaman rüzgarları. Kalbimizde umuda dair bir ışık titreşip durmakta.
...
Çekilip sonra kabuğuna küskünlüğün
Kendime düşlerden sığınaklar kuruyorum
Kırık dökük izleriyle hayatın.
....
Umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum.
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Gelecek… Bir gün gelecek ve bütün büyü bozulacak. Baskıladığımız, yapamadığımız, engellendiğimiz ne varsa, erteleyip durduğumuz bir hayal zaman; hayatımızı çaresiz bir umuda hapseden katı bir bugün.
…
Gelecek; çoktan ölmüş olacağımız zamandır.
Sayfa 22Kitabı okudu
Sizden yapamayacağınız bir şey talep edildiğinde, bunu hiçbir umuda yer bırakmayacak şekilde kesinlikle reddedin; üstesinden gelebileceğiniz bir şeyse hemen söz verin: Böylece, bir kişiliği mükemmel bir şekilde ortaya koyan cifte saygınlığı, hem reddedişin hem de iyilik yapmanın zarafetini sergilemiş olacaksınız.
Sayfa 138 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 14. Baskı(2022)
İnsanları yöneten iki temel gücü vardır. Korku ve umut.
İnsanlar zor zamanlarda ya korkuya ya da umuda teslim olur.
Sayfa 284Kitabı okudu
“Sevgi beklemediği insanlara yük olmak, bir de buna kalabalık bir ev, etrafının küçük, dar görüşlü insanlarla çevrili olması, evde rahat yüzü görmemek ve geleceğe dair çok az bir umuda sahip olmak.”
Sayfa 55Kitabı okudu
Karşıma hep, eğitim adına, genellikle de yüksek idealler için yetişkinler tarafından kötü davranılan, savunmasız çocuklar çıktı. İyimserliğim toplumun artık aşağıdaki gerçekleri gördüğüne ve eğitim için başvurulan kötü muamelenin gizlenmesine izin vermeyeceğine dair beslediğim umuda dayanmaktadır;
1. çocuğa verilen eğitim aslında onun iyiliği için değil de, yetiştiren kimsenin iktidar sahibi olmak ve öç almak için duyduğu ihtiyacı gidermek için verilmektedir ve
2. sadece kötü muameleye maruz kalan çocuk değil, bunun sonuçlarından hepimiz kurban olarak etkileniriz.
Sayfa 290Kitabı okudu
İnsanın tutunacak dalı kalmaması kötü ama bir gün bir yere tutunabileceğine dair umuda benzer hayaller kuramaması daha da kötü .
İnsan hiç beklemediği bir anda sevdiğince kucaklanınca, kaç yaşında olursa olsun bedeni dinçleşir, her sorunun çözüleceğine dair taze bir umuda kapılıverir. O umut ateşi insanı zindeleştirir, yaşamanın güzel olduğunu anımsatır kişiye.
Sayfa 45Kitabı okudu
Viann o an kızının gözlerinde gördüğü şeyden nefret etti. Sophie'nin bakışlarında çocukluğa dair hiç bir iz yoktu; ne masumiyyete ne saflığa ne de umuda dair... Keder bile yoktu. Sadece öfke vardı.
Sayfa 326Kitabı okudu
"Bana umuda dair güçlü bir kelime söyle." dedim. Gülümsedi. Hepsi buydu.
"Kafam karışık." dedim, "Gülümse!" dedi.
"İçim kir pas içinde." dedim, "Gülümsüyorsan geçmiştir." dedi
Bunca dert bir gülüşün etrafında mı kümelenmişti? Hayret öyleymiş üstelik gülümsemenin mutlulukla bir alakası yokmuş ama gülümseyince mutlusun sanıyorlarmış.
Sayfa 125Kitabı okudu
