Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bundan sonra korkmayacak ve umut edecek, yalnızlık yerine dostluk arayacak, kaçınılmaz ölüme değil, vaat edilen hayata bakacaktı.
İnsan 'Aşk İçgüdüsü'nü kendisiyle birlikte getirir. Hz. Adem'in aşk için ağır bir yalnızlık ve çile yaşaması,bize aşkın ilk insanla birlikte var oluşunun işaretini sunmaktadır. Hz. Yusuf'un da böyle bir macera imtihanından geçmesi,aşk vakasının bir başka örneğidir. Gerçek şu ki aşk, peygamber ile köleyi birbirinden ayırmamaktadır. Her gönülde bir değişik hasret ve macera yumağı olarak varlığını koruyarak gelmektedir. Bunun tabii sonucu olarak,aşka insanlığın tarihi boyunca çok Büyük bedeller ödenmiştir ve ödenmeye devam edilmektedir. Sevmenin mutluluğuna ulaşanların yanında, acısıyla katılanların destanlık hikâyeleri hafızalarımızda bize bazen teselli,bazen umut,bazen de ızdırap sunar.
Reklam
1. İmkansız Çift
... bu norm-al erkek hem fallus merkezli hem de otorite eğilimlidir. Aynı zamanda o bunun kadınlar için de geçerli olduğunu varsayar. Fakat kız çocuğun gelişimi farklı bir yön takip eder. İlk farklılık oğlanın, geleceğin erkeği olarak ilk aşk objesini jender çerçevesinde elde tutabilmesidir; onun sadece bu objeyi başka bir kadınla değiştirmesi gerekir. Bu ilginç bir olguyu, birçok erkeğin ilişkiden bir süre sonra kendi karılarına karşı davranışlarını onların orijinal olarak annelerine karşı davranışlarına benzetmelerini açıklamaktadır. Kız çocuğu ise, tersine aşk objesinin jenderini değiştirmek zorundadır. Daha açık olarak o ilk aşk objesini, anneyi baba ile değiştirmelidir. İlk sevgili ilişkisinin bir sonucu olarak kız çocuğu hâlâ anne ile özdeşleşmekte ve dolayısıyla babanın anneye verdiği aynı sevginin kendisine verilmesini umut etmektedir. Bu, yukarıda sözü edilen benzer şekilde ilginç olan olguyu, birçok kadının eş konumuna geldiklerinde kendi annelerine benzemeleri ve her şeyden öte kendilerinin de birer anne olması olgusunu açıklar. Objeyle ilgili farklılığın en önemli etkisi kız çocuğun ilişkinin kendisine daha çok önem vermesi ve erkeğin uğraşısının fallik özellikle bağlı olmasıdır. Kızın objeye ve fallik özelliğe ilgisinin eksikliği ve ilişkinin önemini vurgulaması onun ilerleyen yaşamında ilişkisinin bir erkekle olması gerekmediği sonucuna varabilir. Nihayetinde onun orijinal objesi de aynı jenderdendi ve ergenlikte de ilk aşkı genellikle başka bir kız olmaktadır.
Sayfa 62-3Kitabı okudu
105 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kuraklık, yalnızlık, açlık, susuzluk ve umut... Çin Edebiyatı'ndan Yan Lianke'nin sade ve akıcı bir dille yazdığı, umudun, sadakatin ve yalnızlığın romanı. Kurak bir toprakta filizlenen tek bir mısır sizin için ne ifade ederdi? Onlar için herşey...
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar Yıllar
Yan Lianke
Yan Lianke
Günler Aylar Yıllar
Günler Aylar YıllarYan Lianke · Jaguar Kitap · 20204,349 okunma
Gidiyorum
Gidiyorum Gidiyorum işte Yüreğimin üşüdüğü yerlerden Belki vardır diye Sevmelerin sevilmelerin olduğu yere Sormayın Sormayın neden diye Belki yalnızlık derim
Sıcak bir şarap gibiydi seni gün batımında izlemek, Göğsümü ısıtan sıcacık mayhoş bir güzellik ve yüzüme vuran ılık bir esinti gibi. Gökyüzünden loş bir sadelik ile ayrılan güneşin turuncu ve kızıl ışıkları anlatıyordu gidişini, Gecenin soğuk karalığını güneşten çaldığı ışıklarla aydınlatmaya çalışan ay gibi yaşadıklarımız, Hatıralarımda sonbahar rüzgarları ve senin silik yüzün, Elimde her yanı karalanmış bir kaç fotoğraf, Gözlerimde sönen ateşin korları, Kulaklarımda eskiden kalma bir şarkı, Ve unutulmaya yüz tutmuş bir kaç eşyadan birisi kalbimin huzuru, Karanlık ve tozlu tavan arasındaki raflarda yaşayan birkaç umut kırıntısı, Duygularım soğuk bir boşluk, Buz tutmuş hislerimde ile yalnızlık kırıntılarında, Bir ben kaldım bu sonsuz karanlıkta.
Can Nizam
Can Nizam
Reklam
Oblomov
Gerisinde bir kaygının varlığı açıkça belli olan bu davranışların kapsamında ikinci bir insan ya da insanlar yoktur, dolayısıyla umut da. Ama bundan da öte, öylesi yoğun yalnızlık dönemleri vardır ki, insan felç olmuşçasına bir umutsuzluk içindedir ve bu gibi durumlarda artık kaygı ve gerginlik belirtileri bile yoktur. Çünkü ilgi ve amaç yitirilmiştir. Bu, canlıyken ölmüş olmak gibi bir varoluş biçimidir.
Sayfa 111Kitabı okudu
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Tam bir egzistansiyalizm klasiği. Kitabı ilk okumaya başladığımda kitabın adının hakkını verdiğini söyledim kendi kendime. Akıcı bir kitap değil sonuçta: Yalnız bir adamın yaşadığı sancılar. Yalnızlık, hüzün, geçmiş ve bir şeyler başarabilmeyi isteme. Antonie için geçmişte var olan bir başkası tarafından ele alınır veya incelenirse var olamaz. Sadece nesneler. Rahatsız edici nesneler ve anlar. Kitabı okurken huysuzluk basabiliyor ancak Antonie'nin düşünceleri ve hissettikleri hiçte saçma değil: Neden ve nereden var olduğumu bilmiyorum, nasıl yok olacağımı da... Niçin var olmam gerektiğini de... Antonie'yi bu yalnızlığa sürükleyen de bu düşünceler. Aslında hepimiz O'nun gibiyiz, tiksinsek de, istemesek de son bir umut için belirsizce var olmayı sürdürüyoruz. Kitabın sonunu hiç böyle tahmin etmemiştim ama oldukça tatmin ediciydi.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma
kendime, kendi kendime
günler günlerin ardından, seni unutmak mecburiyetindeyim... sanki yüz yıllık yalnızlık gibi bir ömür! uzun diye kısaltırdık yyy da Pilar mıydı, aklımıza gelirdi; kimin eli kimin cebinde belli değildi... okurdun, iyi kötü bir şeyler; hepsi bana hitap etmezdi ama ne fark ederdi, sana dairdi... sonra, bir şarkı anımsardın, hemen dinlerdik ve cuk otururdu duruma.. bazen giderdin, gelmezdin; bana müsade derdin.... yoruldum biliyor musun... çok yoruldum... şükür şükür şükür... bin şükür... herkes tam, ben yarım misali... bir umut işte... özlemle...
264 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hikmet Anıl Öztekin'in kalemini çok güçlü bulmuyordum açıkçası, bu kitaba da önyargıyla başladım ancak başlar başlamaz kitabın ruhu tüm yargılarımı silip attı. Gerçek bir hikayeyi, yazarın 21 yaşında yaşadıklarını, arayışını, yolculuğunu anlatan kitap beni öyle içine çekti ki çoğu yerlerini tüylerim diken diken okudum. Yazarın kitaptaki yaşıyla yaşımın aynı olmasındandır belki bilmiyorum ama sanki benim hislerime ayna oldu kitap. Anlattıklarını sanki ben yaşadım. Kitabı en doğru yerde ve en doğru zamanda okuduğumu düşünüyorum. Kendimi bir kitabın içinde bu kadar bulabileceğimi tahmin etmezdim. Kitabın sonunda biraz ağladım ki çok sık olan bir şey değildir bu benim açımdan. Özetleyecek olursak bir arayıştaysanız, ben kimim, ne yapıyorum, ne için varım, ne için yaşıyorum, "aşık olmak" değil de "aşk olmak" nedir sorularını kendinize sıkça soruyorsanız ve yalnızlık, hüzün, umut, sevgi, hayat, varlık, yokluk gibi kavramlarla iç içeyseniz kitabı kesinlikle okuyun. Eğer yaşınız 18-25 arsındaysa hemen okumaya başlayın :)
Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa
Ne İçin Varsan Onun İçin YaşaHikmet Anıl Öztekin · Destek Yayınları · 20216,2bin okunma
Reklam
Umut hayatımdaki tek endişe kaynağımdı. Ve böyle anlarda yalnızlık tek sahip olduğum şeydi.
Sayfa 170Kitabı okudu
Mutluluğun geniş kapılarında Hayatın sürgüleri var. (Daracık ömrümüzde geniş sıkıntılar) Usul gülüşlerimizde hüzün lekeleri Küçük ayrıntılara yöneldik nicedir. (İçedönük duygulu karamsar) İki yüzümüz vardı iki güzelliğimiz Umut ve Sevgi, kırmadan aynaları (Alın kırışığımızda aynı suçun izi var) Yalnızlık biricik benzerliğimiz oldu Payımıza düşen o yanlış ilişkilerden. (Herkese acısı kadar) Ne konuşmalarımızda tat kaldı Ne susumalarımızda bir hikmet (Hep aynı boşluğa açıldı dar kapılar) Olur olmaz şeylerden alınır kırar olduk Zamana benzedik iyice, çekilmesi zor. (Aynaların ardında aynı kirin pası var)
Zamana Benzedik
Yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar Önce bir bir, sonra hepsi Sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar Verilen herşey borçmus gibi alınıyor Önce bir bir, sonra hepsi Sonra mı bir ben kalıyorum, birde yalnızlık Uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık Umut Altınçağ
264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Varlık Etkisinde Bulantı
Temelsiz ve çırılçıplak bir halde, hem de nedensizce fırlatıldığımız bu dünyaya karşı tavrımız ne olmalıdır? Sorunun kendi içinde bile bir tavır var. Çünkü koşullar ne olursa olsun insanın tavır alma / seçme özgürlüğü vardır ve insan buna mahkumdur. Varoluşun özden önce geldiği, yani insanın kendini kurduğu ve kurmak zorunda olduğu bir dünyada
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.