Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uzun Ama Okunmaya Değer Bir Alıntı
Bütün bunların nereden çıktığını, nasıl olup da hiçlik yerine bir dünyanın bulunduğunu bile soramıyordu insan. Bunun anlamı yoktu, dünya her yanda bulunuyordu, önde, arkada. Ondan önce hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey. Onun var olmadığı bir an yoktu. Beni tedirgin eden buydu işte; şu akan kurtçuğun var olmaklığı için hiçbir neden yoktu kuşkusuz. Ama var olmamış olması da olanaklı değildi. Düşünülemez bir şeydi bu: Hiçliği tasarlamak için, önceden burada, dünyanın ortasında, gözler faltaşı gibi açılmış, canlı olarak bulunmak gerekiyordu; hiçlik benim kafamdaki bir düşünceydi sadece, bu sınırsızlık için salınıp duran bir düşünce: Bu hiçlik varoluştan önce gelmemişti, o da ötekiler gibi bir var oluştu ve bir çoğundan sonra ortaya çıkmıştı.
Sayfa 183
Biraz uzun ama okunmaya değer.Tam günümüzü anlatıyor!
Halk gülmeye başlayınca Vaktiyle bir memleketin idarecileri, halkın dertlerini unutmuşlar. Bir taraftan enflasyon ve hayat pahalılığı artarken; diğer yandan halka özveri ve diğergamlıktan bahsediyorlarmış. Bu arada bütçe açık vermeye, hazine boşalmaya başlamış. İdareciler bunu önlemek için mallara yeni zamlar yapmışlar, yeni yükümlülükler getirmişler. Ülkenin hakimi, adamlarını gönderip halkın tepkisini ölçmek istemiş. Tabii gelen haberler fena: -Efendimiz, halk çok şikayetçi. Hepsi burnundan soluyor. Kızgınlıkları had safhada. Ertesi hafta yeni zamlar yapılmasını emretmiş hakim. Sonra yine adamlarını gönderip halkın nabzını öğrenmek istemiş: -Efendimiz, bu sefer halk, ha ayaklandı; ha ayaklanacak. Sarayınızın kapılarına dayanırlarsa şaşmayın. Hakim yine sakin, bir hafta sonra yeniden zamlar yapılmasını istemiş. Bu seferki zamlardan sonra gelen habercilerin yüzleri gülüyormuş: -Efendimiz, çok şükür tehlike geçti. Halk sokaklara dökülmüş; gülüyorlar, oynuyorlar. Kimsenin hiçbir şeyden şikayet ettiği, hele zamları düşündüğü falan yok!.. Hakim bu haberi duyar duymaz sarayın kapılarını sürgületmiş ve demiş ki: -İşte bu sefer halkın sabrı zorlanmaya başlamış; zamlara son verin.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
UZUN ANCAK OKUNMAYA DEĞER!!!
Bir Şey Öğrendim (Her Şey Olmuş Bir Hiç Tarafından Yazılmıştır) Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış,
Sayfa 271Kitabı okudu
Biraz uzun ama okunmaya fazlasıyla değer bir mektup...
Merhaba Theodor Goldberg, Herzel ve Shapiro aileleri. Sizlere bu şekilde hitap ediyorum çünkü hiçbirinizle kan bağımın dışında bir bağım olduğunu düşünmüyorum. Vaat edilen topraklar diye diye insanlıktan çıkışınıza ve merhamet duygunuzu yitirişinize şahit oldum bu topraklarda. Pusulası merhamet olmayan insanın varacağı tek mevzi zulümdür. Sizler
Bir miktar uzun lâkin okunmaya değer bir kıssa:
Küçük yaşta bir çocuk Ebû Bekr b. Halef el-Lahmiye, yüzü sapsarı kesilmiş bir halde Kur'an okur. Bu hali gören Şeyh durumu merak edince kendisine çocuğun bütün gece uyumayıp Kur'an okuduğu söylenir. Oda "Evladım! Bu gece Kur'an okurken gözünün önüne beni getir ve öyle oku, bir an olsun benden gafil kalma" der Çocuk
Reklam
Uzun ama okunmaya değer
Tam bir yalnızlık belki de çekebileceğimiz en büyük cezadır.Her haz arkadaşlıktan ayrı olarak duyulduğunda ruhsuzlaşır, her acı daha acımasız ve dayanılmaz olur. Bizi harekete geçiren tutkular ne olursa olsun -gurur, hırs, açgözlülük, merak, öç ya da şehvet- tümünün ruhu ya da can veren ilkesi duygudaşlıktır; ayrıca başkalarının düşünce ve duygularından bütünüyle so- yutlanacak olsaydık, bunların hiçbir gücü olmazdı. Doğanın tüm güçleri ve öğeleri tek bir insana hizmet etmek ve boyun eğmek için el birliği etseler; güneş onun buyruğu üzerine doğsa ve batsa; denizler ve ırmaklar onun dilediği gibi aksa ve toprak ona yararlı olan ya da hoş gelen her şeyi kendiliğinden sağlasa da, yine de ona en azından kendisiyle mutluluğunu pay- laşacağı ve saygısından ve dostluğundan yararlanacağı tek bir kişi verinceye dek o insan mutlu 0lmayacaktır.
•Uzun ama okunmaya değer.. Gününüz güzel olsun.•
Dünya ne güzel bir yerdi. Kıymetini bilene; sadece güneşi, gökkuşağını ve ay ışığını görmek için bile doğmak yeterdi. Savaşmak nedendi? İnsan insanı nasıl öldürürdü? Ne karşılığında, ne için? Hangi amaç bir candan, bir yaşama hakkından daha önemliydi? Silahlar, toplar, tüfekler ne için icat edilmişti? Topraklarına toprak eklemek, daha büyük ülkeleri arzu etmek, kendi hükmünü kurmak ne verecekti sahip olana? En fazla kaç yıl yaşardı bir insan, yüz mü? Sonra... Birkaç metrelik toprağa, aynı esvapla gömülmeyecekler miydi?
Selim Işık’ın inthar mektubu, Günseli’ye bıraktığı…
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 534 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Biraz uzun ama okunmaya değer :))
Aşağıda çocuğunuzun duygularını nasıl kabul edeceğiniz ve anlayacağınız ile ilgili bazı öneriler okuyacaksınız. Bunu biraz daha aydınlatmak için, çocuğunuzun duygularını akan bir su gibi düşünelim. • Akan bir suyun önüne bir bariyer koyarsanız, su bir yer­lere gitmek zorunda kalacaktır. Ya bariyerin etrafından ya da üzerinden akmaya çalışacaktır
Sayfa 255 - PDF Sola Unitas 13. BaskıKitabı okudu
Reklam
Biraz uzun ama kesinlikle okunmaya değer bir hikaye...
Soğuk bir ocak sabahı bir adam washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telâşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan yürümeye devam ederek para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez ve alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3.5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri oratalama 100 dolara satılmıştı. Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştı. Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Eftalya kitap
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 531Kitabı okudu
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 531
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.