İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim.
İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
Sabır Taşı
ilk gün kendi kendime dedim ki
onu artık bir daha görmeyeceğim
ikinci gün yine aynı şeyleri
lakin üzüntü ve tereddütle söyledim
üçüncü gün de geçti ama
**Yazılanlarda bir parça da olsa size dokunan bir yer varsa oraya daha önce birisi dokunduğu içindir**.
Böyle bir epigraf ile başlamış
Taş Sektirme Ustası kitabına.
Bu deyiş bam telimeden vurdu beni. Dedim acaba hangi yaşanmışlıklar iç olacak bana.
Kolay değil yaşanmışlıkların ya da ifade edilemeyen boşlukların, insanı zincir gibi bağlayan, esir eden
Öncelikle kitabı beğendim tek solukta okumak için güzel bir kitap , sayfa sayısına göre güzel yazılmış bir kitap ondan eminim. Kitapta tansiyon sürekli yüksek bu da 100 sayfalık romanlar için güzel bir şey sürekli seni aktif tutuyor ve kitaba ara verip bir sonraki gün okumak için olayların durağanlaştığı yer arıyorsun cidden ...
Konusu güzel aslında Türkiye coğrafyasındaki töre cinayetleri ile benzerlik gösteriyor namus kavramını falan işleyişi bu coğrafyadakine çok benzer o beni şaşırttı biraz bakirelik kavramının bu tür toplumlarda baya bir önem arz ettiğini kitapta açıkça tecrübe ettim açıkçası ama olaylar çok saçma bir şekilde oldu ve Santiago Nasar da öyle öldü aslında kitap bir roman gibi anlatılsa da çok güzel noktalara değinilmiş . Cinayeti işleyen kardeşler işlemek istemiyor ama üstlerindeki gelenekçi baskıdan dolayı cinayeti işliyorlar fakat işleyene kadar da herkese söylüyorlar onu öldüreceklerini siz birini öldürecek olsanız söyler misiniz ? söylemezsiniz yani o cinayeti ikiz kardeşler değil tüm kasaba işledi bence okurkende çok sinirlenmiştim kimse bir kenara çekipte ikizlerle konuşmuyor koskoca belediye başkanı bile umursamıyor bu durumu sanki bıçak tekrar bulamazlarmmış gibi sadece bıçaklarını alıyorlar ellerinden sanki adam başka şekilde öldüremez ... kısaca özetlersem kasaba halkı bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesiyle hareket etmiş ve hepsi de o suça ortak olmuştur ....
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma
Gerçek ve acı bir hayat hikayesi! Okuduğum en acı hayat hikayesi belki de... Bazı acılar zamanla geçmiyor ve geçmişten kurtulmak mümkün olmuyor böyle bir hayat hikayesine şahit olacaksınız. Benim acılarım bana yeter diyenler okumasın derim, kitap bitti fakat hala etkisinden çıkamadım, çabukta çıkamayacağım gibi gözüküyor...
Kitap hakkında kısaca
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
KENDİ KALEMİMDEN.
Ben fil. Milyonlarca filden sadece biri. Atalarımız olan Mamutlardan sonra bizler kaldık dünyada. Düşünün neredeyse arşa değecek belki başımız. Adımlarımla ve ağırlığımla gurur duymuyorum ama bu güç içimde fırtınalar koparıyor, dinginleşiyorum. Güzel bir gün bugün. Timur'dan beri ağaçlarla aramız iyi. 1402 yılından beri