Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yel essin kokusu gelsin Melegim /
“ Anneme son kez baktıgımı bilsem daha uzun bakardım , anneme ebediyen veda ettigimi bilsem ona söylemeye çekindigim her şeyi söylerdim .Ona dünyadaki en iyi anne oldugunu söylerdim. Ama ben annem hep yaşıcak zannetim .”
"Beni çıkardığında anlamın bozulmuyorsa, bundan böyle ayrı yazılalım." ~°•°○ Sezai Karakoç'un Mona Roza'ya yazdığı veda mektubunun son satırları..
Reklam
"𝙗𝙞𝙧 𝙖𝙣𝙣𝙚 𝙫𝙚 𝙗𝙖𝙗𝙖𝙮𝙖 𝙨𝙖𝙝𝙞𝙗𝙞𝙢"derken sesinde darağacında son nefesini veren bir adama tanık oldum. "𝘼𝙢𝙖 𝙗𝙞𝙯 𝙗𝙞𝙧 𝙖𝙞𝙡𝙚 𝙙𝙚ğ𝙞𝙡𝙞𝙯,𝘿𝙞𝙖𝙣𝙖"
SON...
Veda zamanıdır artık! Hoşça kalın. Hoşça ve sevgiyle...
“Ve belki de hüzünlü son günümde, Bir veda gülümsemesiyle ışıldar aşk.”
Hayat Paris’te tur rehberi bizi Eyfel kulesine çıkarttı. Çıkarken otuz, indiğimizde yirmi dokuz kişiydik. Yetmişli yaşlannda bir hanımefendi yok, eksiğimiz o. Bizi kaybetmiş ve dil bilmediği için de başkalarına sorama-mış. Tur rehberi onu almak için tekrar gitti. Yarım saat kadar bekledik. “Bu yaşta, ne turu, ne gezisi, bak sonra böyle oluyor” diye söylenenler oldu. Tekrar yanımıza geldiklerinde o yaşlı hanımefendi derin bir iç çekti ve son derece büyük bir tebessümle şöyle dedi: “Bu benim en büyük hayalimdi!” Pek çoğumuz, büyüyünce önce hayal kurmayı bırakıyoruz. Evlendik, iş güç sahibi olduk, çoluğa çocuğa karıştık, bitti, tamam. Bu kadar mıydı bütün hayallerimiz? Hele ki onlar da suya düştüyse, hayalindeki gibi bir evi, bir eşi, bir işi olmadıysa, vah mı halimize? Hayal kurmayı bırakınca teslim oluyoruz. Bir hayalim yok, bir hedefim yok, bundan sonra olan olsun... O noktaya gelince ipler kopuyor. “Ev, iş, ev, iş, nooolsun, sıradan, yaşıyoruz işte” dediğimiz hayat başlıyor. Gönülsüz bir yaşam, bitse de gitsek bekleyişi... Hayallerin olduğunda öyle olmuyor. Dimdik ayakta oluyorsun. Kollarını sıvayıp öyle başlıyorsun güne. Hayaline doğru yürüyorsun adım adım. Ben bunu görmeden veda etmeyeceğim hayata diyorsun, daha kuvvetli asılıyorsun, daha sıkı çekiyorsun kürekleri. Son nokta, Eyfel kulesinden Paris’i izliyorsun. Kaybolmuşsun, kimin umurunda.
Reklam
" (...) Bu bir veda değil.Son ayrılığımız olur inşaallah."
Sayfa 533 - Gel artık..
Tükenmiş her aşkın hakkıydı son bir veda.
Sayfa 47
Deniz Gezmiş'in veda mektubu
Baba Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne hadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektedir. Bu nedenle, ben erken gitmeyi normal karşılıyorum, ve kaldı ki, benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonununun da bu olduğunu biliyordu, seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun DENİZ GEZMİŞ
Bu gece irdeleyeceğimiz can sıkıcı kelime: Görüşürüz. Bu bir veda sözcüğü.
Reklam
Arkasını dönüp gitti, ki bu gidiş kim bilir kaç hüzünlü feveranlara kapı aralayacaktı. Öyle bir veda ki, hiçbir şey bu kadar acıtmamıştı. Sevdası kuş gibi kanat çırpıp göğe yükseldi sinesinden. Öyle bir son ki olduğu şehri yabancıladı.
Bilmiyordu. Sonu ölüme dayanan bir hastalık gibi eritirdi tüm bekleyişler. Veda ederken son sözler kadar bitirirdi tüm bilinmezlikler.
"Yarın görüşürüz. Ömrümüzün bütün günlerini birbirimize veda ederek ,yarın görüşürüz deyip bize de bunun dendiğini işiterek geçiriyor olmamız mukadderat gereği ,o günlerden birinin bu kişilerden biri için son gün olması, ya yarın görüşürüz dediğimiz kimsenin ya da bunu diyen kendimizin hayatta olmaması ilginç."
Sayfa 118Kitabı okudu
"Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların" -İnsana veda
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.