Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
88 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, zamanını zararsız bir flörtle renklendirmenin yollarını aramaktadır. Kendine fazlasıyla güvenen ve gönül maceralarına her zaman açık olan bu müzmin kadın avcısı, kısa sürede kendisine bir av bulmakta hiç zorlanmayacaktır Tanışıp yakınlaşmak istediği kadının on iki yaşındakı oğluyla ahbaplık kurarak işe koyulur. Yakıcı Sır annesini elde etmek isteyen bu narsist çapkın tarafından kullanılan bir çocuğun hikâyesidir aslında. Ne var ki, yetişkin dünyası bazen masum çocuklara büyüklere göründüğünden çok daha berrak görünmektedir. STEFAN ZWEIG (1881-1942) Viyana'da varlıklı bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Zweig, yaşamı boyunca Avrupa'nın hızlı değişimine tanıklık etti. 1934'te Nazilerin baskısı yüzünden Avusturya'dan ayrıldı. Önce İngiltere'ye, 1940'la da Brezilya'ya göç etti Satranç, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Olağanüstü Bir Gece, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Amok Koşucusu gibi unutulmaz novellaları ona büyük bir ün kazandırdı. Novella, öykü, deneme, biyografi ve oyun gibi farklı türlerde çok sayıda yetkin ürün verdi. Psikolojiye ve Freud'un öğretisine duyduğu ilgi onu derin karakter incelemelerine götürdü. Önemli denemeleri arasında Üç Büyük Usta (1920) Kendileriyle Savaşanlar (1925) ve Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar (1928) sayılabilir. Sabırsız Yürek (1938) adlı bir psikolojik romanı da mevcuttur.
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202041,8bin okunma
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Reklam
195 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Tütüncü Çırağı
Tütüncü Çırağı
Kitap 1938 yıllarında Almanya’ya katılan Viyana da geçiyor.Bir tütüncü çırağı olarak işe başlayan Franz ın kendini tanıma yolculuğu diyebilirim.Kitap bittiğinde içimde buruk bir tat ,bir hüzün bıraktı .Kasabasından 17 yaşında ayrılan Franz , Nazilerin Avusturya da uyguladığı yahudi ayrımcılığına başlarda insanların çıldırdığı ve anlam veremediği bu ırkçı politikaya dostlarının maruz kalmasıyla ‘büyümesini’ konu aşıyor.Okunmasını tavsiye ederim
Tütüncü Çırağı
Tütüncü ÇırağıRobert Seethaler · Jaguar Kitap · 20211,166 okunma
Savaşın devamında Ikili Monarşi'nin ayakta kalmasını sağlayan yalnızca Alman askeri ve ekonomik yardımıydı. Durumun gittikçe vahimleşmesi Viyana'daki Alman büyükelçisinin. "Tanrı zavallı ülke mi bir daha Avusturya ile müttefik olacağı bir savaştan korusun," demesine neden oldu.
1. Dünya Savaşı'nda ilk çöken imparatorluk Rus İmparatorluğu'dur. Rusya savaşa Sırbistan'ın savunması için girmişti. Ancak pek çok Rus devlet adamının iştahını kabartan bir başka hedef daha vardı: İstanbul ve Çanakkale boğazlarını elinde bulundurmak. Boğazların kontrolüne sahip olmak, Karadeniz'e giriş ve çıkışları kontrol etmek demekti. Böyle bir kontrol Rusya için stratejik ve ekonomik açıdan çok büyük önem taşıyordu. Örneğin Rus-Japon Savaşı'nda (1904-1905) Boğazların Rus savaş gemilerine kapanması, Karadeniz donanmasını işlevsiz hale getirmişti. Kasım 1913'te Çarlık hükümeti, "Avrupa'da büyük bir savaş çıkması halinde" Rusya'nın İstanbul'u ve Boğazları almaya hazır olması gerektiği sonucuna varan bir gizli raporun bulgularını kabul etmişti. Ancak bunun uygulanmasını zorlaştıran iki neden vardı: Londra, Rusya'nun İstanbul ve Boğazlar'a yönelik girişimlerine kesin bir kararlılıkla karşı duruyordu. İkinci neden ise karşısında Almanya ve Avusturya orduları bulunduğu sürece Rusya'nın İstanbul'un üzerine karadan yürümesi mümkün değildi. Rus ordularının Genel Karargâhı'ndaki (Stavka) üst düzey görevliler, bu görevin başarılabilir bir görev olduğuna da pek inanmıyorlardı. Boğazlara hâkim olmak için Anadolu'nun bir bölümünün kontrol altına alınması zorunluydu. Çar Nikolay Nikolayeviç de Boğazlara yönelik harekâtı Viyana ve Berlin'i yenmekten uzaklaştıran zararlı bir harekât olarak görüyordu. Rusya ne Boğazları alabilir, ne de ellerinde tutabilirdi. Şubat 1917'de gerçekleştirilen ihtilal ile çarlık rejimine son verilmiştir.
Sayfa 183 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
720 syf.
9/10 puan verdi
Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa
Fransız tarihçi tarafından ele alınan bu eser Osmanlı devleti ve İslam topraklarına karşı yıllardır oluşmuş ön yargıları yıkıyor. Osmanlı Devleti’nin batıdan esinlendiği kadar batının da yani Avrupalı devletlerin Osmanlı’dan nasıl etkilendiklerini kaynaklarıyla bizlere aktarıyor. Osmanlı Devleti’nin ikinci Viyana bozgununa kadar ki oluşturduğu korku ve endişeyi kılabileceğini gösterdikten sonra Batı artık İslam’ı yenebileceğini düşünmeye başlamıştır. Zaten ondan sonra kutsal ittifak oluşmuş ve batılı devletler Osmanlı devletine karşı ittifak olarak savaşmaya ve geldikleri yere onları atmaya çabalamışlardır. Tabii ki bu istedikleri gibi kolay olmamış yıllarca sürmüştür. Bu süre zarfında Osmanlı devleti ile batılı devletlerden Venedik Avusturya ve Rusya gibi yerler ticaretlerini sürdürmüş gerektiğinde Fransa gibi askeri ittifak yapan Hristiyan devletler de olmuştur. Bu yönüyle bakıldığı zaman Osman ve batı dünyası kaynaşmıştır. Kitap hem ön yargıları yıkmak da hem de iki farklı kültürün nasıl kaynaştığını gözler önüne sermektedir. Bu yönüyle kesinlikle okumayanlar için bu kitabı tavsiye ederim.
Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa
Osmanlı İmparatorluğu ve AvrupaJean - François Solnon · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201948 okunma
Reklam
İkinci Viyana Kuşatması'nın hemen ardından gelen süreçte Osmanlılar ağır toprak kayıpları yaşadıysa da, bunun en önemli nedeni, karşısında aynı anda Avusturya, Lehistan, Papalık, Venedik ve Rusya gibi birçok Hıristiyan devletini bulmasıydı. Kısacası, Osmanlı lojistik hatlarının uzağında bulunup savunulması zor topraklarda alınan mağlubiyetlerin çok da abartılmaması lazım...
Sayfa 22 - Kronik
·
Puan vermedi
Çöl Çiçeği #okudumbitti #ÇölÇiçeği , Waris Dirie ‘nin yaşam yolculuğunu samimi bir dille anlatan, derinden sarsan bir eser. Waris'in çocukluk günlerinden başlayarak, içinde büyüdüğü kültürün zorluklarıyla nasıl mücadele ettiğini ve kendi yolunu nasıl bulduğunu görmek gerçekten etkileyici. Kadınların sünnet edildiği bir toplumda doğmak,
Çöl Çiçeği
Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 20142,832 okunma
Dîroka kurda
Keşîşê Ermenî Ortodoks bi du mêrên Kurd re. Wêne li Stenbolê ji aliyê Pascal Sebah ve hatiye kişandin û li pêşangeha gerdûnî ya li Viyana, Avusturya, 1873 hatiye pêşandan. ... Ermeni Ortodoks papazı iki Kürt adamla birlikte. Fotoğraf, Pascal Sebah tarafından İstanbul'da çekilmiş ve 1873'te Avusturya'nın Viyana kentindeki evrensel sergide sergilenmiştir.
154 syf.
·
Puan vermedi
Thomas Bernhard'in bilinç akışı tekniğiyle yazdigi Odun Kesmek isimli kitabı adeta bir edebî şölen. Bernard bu kitabında Avusturya sanat çevresini, bu cevrenin ikiyuzluluklerini, sahte sanatçı ortamlarını ve Viyana'nin boğucu atmosferini acımasızca ve şaşırtıcı bir biçimde eleştiriyor.Yazarın bu sert eleştirilerini otobiyografik beşlemesini okuyunca daha iyi anlıyorsunuz..Bernhard zor bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş bir yazar. Bu yüzden eleştirilerini sert bir anlatımla yapiyor. Paragrafın olmadığı metinde cümle tekrarları yaparak, kitabının icinde bir uyum yaratmış Bernhard. Kitabın yarısina kadar berjer koltuğundan bu eleştirilerini okuyorsunuz. "Böyle düşündüm berjer koltukta "diye biten cumleler cok fazla. Kitap kısa ama okuması kolay bir metın değil. Genellikle Bernhard' in kitapları yoğun dikkat isteyerek okunması gereken kitaplardır. Bu yoğunluk Odun Kesmek kitabında biraz daha fazla.. Altını çizdiğim iste bu dediğim cümle cok fazla oldu. Benim gibi Thomas Bernhard'ıseviyorsanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim
Odun Kesmek
Odun KesmekThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2018272 okunma
Reklam
132 syf.
·
Puan vermedi
Anıları insanı çok kez yanıltır. Anılar kişiyi yanlışlıklara sürükler. Kahramanlar Alanı. Thomas Bernhard. Naziler, 1938 yılında Viyana'da Kahramanlar Alanı'nda Avusturya'nin ilhakını ilan ederler. Bu durum pek çok Avusturyalı insanın geleceğin şekillenmesinde onemli rol oynar. Yahudi kökenli Avusturyalılar Viyana'yi
Kahramanlar Alanı
Kahramanlar AlanıThomas Bernhard · Art Basın Yayın · 199248 okunma
155 syf.
·
Puan vermedi
Hüzün bazı insanların ruhunda sevinçten cok coşku uyandırır. İnsanin yuttuğu gözyaşları icinde en güzelleri kendi yaptıklarına ağlarken döktüğü gözyaşlarıdır.s 22 Sonsuz Kaçış. Joseph Roth. Oradan oraya , savaştan esarete, özgürlüğe savrulan bir adamin öyküsü Sonsuz Kaçış. I .Dunya Savaşı yıllarında üsteğmen olan Franz Tunda esir düşer. Eşir
Sonsuz Kaçış
Sonsuz KaçışJoseph Roth · Ayrıntı Yayınları · 201795 okunma
CELAL ŞENGÖR ÜN GÖRMENİZİ TAVSİYE ETTİĞİ MÜZELER •Naturhistorisches Museum - Avusturya/Viyana •Museum für Naturkunde - Almanya/Berlin • Muséum National d'Histoire Naturelle - Fransa/ Paris ° The Natural History Museum - İngiltere/London . •The American Museum of Natural History - ABD/ New York • Yale Peabody Museum - ABD/Connecticut • Globus Museum - Avusturya/Viyana •Deutsches Museum - Almanya/Münih •Arkeoloji Müzesi - Türkiye/İstanbul • Victoria and Albert Museum - İngiltere/London • •The British Museum - İngiltere/London •Metropolitan Museum of Art - ABD/New York •Die Museumsinsel Berlin - Almanya/Berlin • Musée du Louvre - Fransa/Paris • Musei Vaticani - İtalya/Roma • Museo del Prado - İspanya/Madrid •Galerie Belveder - Avusturya/Viyana •Museo Galileo - İtalya/Floransa • Musée des Arts et Métiers - Fransa/Paris
1. Dünya Savaşı yılları... Almanya ve Avusturya Macaristan İmparatorluğu müttefikimiz. Mehmed Akif bir Necid Çölleri'nde bir Balkanlar'da vatarı için koşuşturmakla, içimize ekilmeye çalışılan ayrılık tohumlarını etkisiz hale getirmekle meşgul. Avusturya'da Viyana şehrinde iken çanların aniden çalmaya başlamasıyla şaşırır ve, "Avusturya-Macaristan İmparatorluğu savaşta müttefikimiz. Bu vakit dışı çalan çanlar ile bir şeyi kutluyor gibiler. Onların zaferi bizim de zaferimiz anlamına geleceğine göre neyi kutladıklarını öğrenmeliyim," diyor ve önüne gelen ilk Avusturyalıya çanların çalış sebebini soruyor. Avusturyalının verdiği cevap Mehmed Akıfin adeta kanım donduruyor. "İngiliz Generali Allenby dün Kudüs'e girdi. Onu kutluyoruz." Halbuki o sırada biz, Almanlar ve Avusturyalılar beraberce Ingilizlere karşı savaşıyoruz oysa onlar Kudüs'ün bizim elimizden Hıristiyanların eline geçişini kutluyorlar. İşte düşmanın aynı düşman olduğunun acı bir hatırası.
694 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.