Yahudi inancına göre: Sadece ve sadece Yahudi bir anneden doğan Yahudi olur. Yahudiler anneyi tarla kabul ediyor. “Ürün tarlada yetişir, onun için sadece Yahudi anneden doğan çocuk Yahudi olur!” diyorlar.
Baba Yahudi olsa anne Yahudi olmasa o Yahudi olarak kabul edilmiyor. Yahudi anneden olmayan bütün insanlara ise “Goyim” diyorlar.
Yahudi
Türk kamuoyunu ilmî ve fikrî bakımdan besleyecek Türkoloji ağırlıklı bir dergi çıkarabilirdi. Çok geçmeden teşebbüse geçer, arkadaşlarıyla toplanır; aralarında para toplarlar ve 15 Mayıs 1931'de Atsız Mecmua'nın ilk sayısını çıkarırlar. Kapakta aylı bir bozkurt resmi, "Atsız Mecmua" adının altında "Aylık Fikir
Lozan'daki görüşmelerde ve imzalanan antlaşmanın sonucu tüm umutlarını başta İngiltere olmak üzere Batılı dostlarına bağlayan ayrılıkçı ve iş birlikçi Kürtler için tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Daha önce büyük emperyalist güçler tarafından kendi kaderlerini belirleme hakkı verilen Kürtler, şimdi yalnız bırakılmış ve Kürtler uluslararası bir mesele olmaktan çıkartılarak, sınırları içinde kaldığı ilgili devletlerin bir iç meselesi haline getirilmişti.
Özetle söz konusu antlaşma bir dönüm noktası olarak değerlendirilmeliydi çünkü Lozan'la birlikte Kürt meselesi, uluslararası niteliğini kesin olarak kaybedecekti. Uluslararası arenada ilgi dışı bir mesele olması ile birlikte Kürt ayrımcıları artık kendi bölgelerinde ve sınırları içinde oldukları devletler nezdinde ayrılıkçı etkinlik yürüteceklerdi. Bir diğer önemli nokta ise coğrafi anlamda bakıldığı zaman görülebiliyordu. Osmanlı ve İran coğrafyasında yaşayan Kürtler adı geçen iki ülkenin kati sınırlarını belirleyen 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması'yla, doğu-batı olarak ikiye bölünmüştü. Lozan bu iki parçalı coğrafi yapıyı yeniden ortadan bölerek (kuzey ve güney) dört parçalı bir hale getiriyorlardı.
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyunu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir.
Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki
Arkadaşımın kitabıydı birazını okudum yarıda bıraktım.
Öncellikle bacımız 1 kere ! bir kere gördüğü beyefendiye hiç tanımadan etmeden in mi cin mi bilmeden laak diye aşık oluyor. Sonrasında adamın karşısına çıkıp sen uzun zamandır benim kalbimdesin tarzı bir şey diyo. Ne cesaret ben olsam deli der diye demezdim mesela ama neyse ki adamda kıza takıntılıymış. Adam önce biz birlikte olamayız farklı kültürdeniz diye bıdı bıdı yapıyor. Sonra bunlar sevgili oluyor hanımabla 1 aydır tanıdığı adamın evine gidiyor ama adamda sözde muhafazakar??? Devamında biraz siyasi olaylar sen kürtsün ben türk ağlama zırlama kavga fln
Bir ara cartlık kebabı mı ne yediler hemen gittim baktım neymiş o diye ciğermiş sevmem neyse devam yine yalnız kaldılar ama 3. Şeytan haberiniz olsun yani. Sonunda kızımız diyarbakıra sevgilisinin ailesiyle tanışmaya gitti. Akrabalık bağları çok güçlüymüş Şahinlerin yani bu demek oluyor ki huzur yok.
Devamını okumadım ama sonuna muhtemelen bakarım. Kötü ya da iyi kitapta diyemiyorum sadece benlik değil aşık olmadığım içinde empati yapamıyorum galiba.
Bir Kürt SevdimDilek Bilgiç Esen · Müptela · 20224,703 okunma
Bu ince yağmurun yağdığı saatlerin hepsi, sanki insanın kelebek ruhunu ıslatıp toprağa gömen bir baskıdan başka bir şey değildir. Kalbimde birikmiş bütün acılar, dostlardan ayrılışlar, yitirilen kadınların gülümseyişi, kendileri de kelebek gibi yolunup yalnız kurtları kalan umutları hatırlarım; bu kurt, kalbimin yaprakları üzerinde sürünüp onları yer.
“Savaşı biliyorum evladım. Yalnız insanlar değil, atlar, cümle mahlukat, kurt kuş, börtü böcek, kelebekler, arılar, ağaçlar, otlar, hava, su, su da kuruma uğruyor. Ben de savaş gördüm, savaşlara girdim çıktım. Olmaz ödün, insanoğlu budur işte.”
Bunların aklı köylüden daha kolay yatar. O zamana kadar hükümetten hiçbir zorluk görmemişler. Vergi vermezler. Ortak çıları da, kendileri de askere gitmez. Dag başının mahkemesi de onlar, zaptiyesi de . . . Bu yüzden hükümet kimin eline geçerse geçsin umurlarında degildir. Hakçası biz ilk seçimde agalardan, şeyhlerden hiçbir zorluk görmedik.