Muharrem Dayanç:
"Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Serinin ilk kitabı.
Demirciler Çarşısı cinayeti.
Çukurova, betimlemeler, Sarı sıcak yağmurlar, pürenler, çam kokusu, insanı deli eden sıtma eden sıcaklar. Her bir yerinde bataklığı olan sıcacık Çukurova toprakları. Yaşar Kemal'in tabiriyle bire bin veren topraklar. Bir çok yoksul insanın ekmek teknesi.. pamuk tarlaları.
Bu Yezidilerde bir, birçok giz vardı. Durmadan onlara, şeytana, tavuskuşuna, güneşe tapıyorlar, diye zulmediyor, onları öldürüyor, tükettik sanıyorlar, bir de bakıyorlardı ki yıllar son- ra, dağlara kaçıp orada çoğalmış Yezidiler, dağlardan inmişler, Laliş koyağını doldurmuşlar. Beyler gene din uğruna Yezidileri kırıyor, kalanlar gene dağlara
okumak için can attığım, okuduğumda ise kalbimi kıran ,beni üzgün bir halde bırak kitap kendileri....
hayatı seçimler belirler.......
ilk önce kendisinin öleceğini düşünürken bir bir sevdiği tüm insanları elleri ile gömmek zorunda kalan , yaşlılığını ise kendi adını verdiği öküz ile hayatını devam ettiren Fugui'nin hikayesi.....
Kitap,
l Yaşar Kemal’in destansı anlatımı ile geleneklerin, sevginin anlatıldığı, bir kır atın, bir tutam saçın bazen namus demek olduğunu anlatan epik bir masal.
l Öncelikle ben Yaşar Kemal'in mistik anlatımına ve betimlemelerine hayranım. Bir Dedenin torununa masal anlatırken, torunun duygularıyla her sayfayı merakla çevirip okudum. Herkesin
Okuduğum en ince kitaplardan: Tek Kanatlı Bir Kuş.
Emekliliği yaklaşmış bir posta müdürü olarak tayin olan Remzi Bey & eşi Melek Hanım'ın ulaşmaya çalıştığı Yokuşlu kasabasına gitme öyküsünü konu ediniyor kitap.
Toplamda 76 sayfa görünse de yazı boyutu, satır ara boşlukları derken aslında 50 sayfalık, bir saat bile sürmeyecek bir okuma bekliyor sizi eğer okumak isterseniz.
Kitabı okurken kısa hikaye dersim vardı, onu hatırladım sık sık. Cümleler öyle seçilmiş ki dümdüz okunup geçiliyor ama havada kalan, özellikle okuyucuya bırakılan ucu açık cümleler bir süre düşündürüyor, ee şimdi ne olucak, nereye bağlanacak derken de bir döngüye giriyor aslında, kısır döngüye.
Ana fikri korku olan kitabı; eğer aksiyon, macera türünü seven biriyseniz sıkıcı bulabilirsiniz ama az sayfa olsa da durup çokça düşünmeye itsin diyenlerdenseniz muhakkak seveceksiniz.
Kısa hikaye dersi nedir derseniz bir örnek cümle yazıyorum:" Satılık : Bebek ayakkabısı. Hiç giyilmedi." Bu 6 kelimeden oluşan cümlelerin üzerine yorumlar yaparak alt metnini anlama çalışması yapardık, elbette ki 1-2 cümle değil çoğunlukla paragraf halindeki hikayeleri yorumlardık.
İyi okumalar -.-
Giden kuşlar değildi belki de,
Belki de giden iyi yürekli, güzel kalpli, merhametli insanlardı..
Olay her ne kadar kuşlar üzerine kurgulanmış olsa da, asıl anlatılmak istenen, bizlere verilen mesaj, insanlığın yitip gittiğidir. Bugün kiminle oturup sohbet etsek, kiminle muhabbette bulunsak, eski zamanlardan ve eskinin insanlarından dem
Yarımporsiyon düdüğünü öttürüyor. "İçeriii , içeri!" diye bağrıyor. İkinci kısım birinci koğuştakiler gibi ben de heyecanla Yaşar ' ı dinlemek için sabırsızlanıyorum...
İnsanlar hikaye dinlemeyi sever. Hele de Yaşar gibi o anı yaşatarak anlatan bir anlatıcı varsa ...
Kahramanımız Yaşar Yaşamaz hapse düşüyor ve başlıyor başından
“Çeyrek Asır Sonra Halkın Dostları” birarada...
ATAOL BEHRAMOĞLU - İSMET ÖZEL Yöneten: İrfan Çiftçi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Daşkanlığı'nca Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinde düzenlenen “Şiir Patikası” toplantısında İrfan Çiftçi'nin yönettiği “Çeyrek Asır Sonra Halkın Dostları “ konulu bir söyleşi
Oysa herkes öldürür sevdiğini diyerek yazmaya başlıyorum kitap incelememe. John Steinbeck'in okuduğum ilk eseriydi. Yazar o kadar güzel tasvir yapıyor ki kitabı okuduğunuzda kendinizi göletin yanında, çiftliğin samanlığında hissediyorsunuz; atların kişnemesini duyuyorsunuz. George ve Lennie'nin çok güzel bir dostlukları ve gerçekleştirmek istedikleri hayalleri vardı. İnsan hayalleri için yaşar, George ve Lennie de hayalleri için çabalayan iki dosttu. Ama her zamanki gibi insana en çok zararı yine en çok sevdiği verdi. George, koca cüsseli ama yüreği pamuk gibi olan zavallı Lennie'nin sonu oldu. Yaşar Kemal'in "İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar." sözü tam da gövdesi büyük ama yüreği gövdesinden daha büyük olan koca yürekli Lennie için söylenebilecek bir söz. Kitabı okurken "Yeşil Yol" filmi aklıma geldi, o filmi izlerken hissettiğim her şeyi bu kitabı okurken de hissettim. Sanırım Stephen King "Yeşil Yol" eserini yazarken "Fareler ve İnsanlar " adlı eserden etkilenmiş olmalı diye düşündüm. Kısa ama acıklı bir eserdi, herkese iyi okumalar.
Beni dinleyin. Bunlar beni sağ komazlar. Oğlumun adını Memed koyun.
Dışarı çıktı. Tüfeği havaya kaldırdı:
Teslim, diye bağırdı. Teslim oldum, Asım Çavuş!
Asım Çavuş, iri yarı, pala bıyıklı, büyük gözlü, babacan tavırlı, kalın dudaklı, yakışıklı bir adamdı.
Memedin teslim deyişine şaştı. İnanmadı.
Teslim mi İnce Memed? diye
Yarım bıraktığın kitabı incelemek de sevdaya dahildir diyerek yine bir yarım kitap incelemesine girişiyorum.
İnce Memed 1’ i çok beğenerek okumuştum. Napoli romanları serisi gibi beni içine çekip bir çırpıda seriyi bitiriverecek bir kurgu ile karşı karşıya kalmadım. Fakat İnce Memed serisi ikinci dünya savaşı sonrası Anadolu’sunun çok güzel bir
Murtaza:
(isim) Orhan Kemal’in 1952’de ilk kez basılan romanı
(isim) Aynı romandaki aynı adı taşıyan karakter
Evet, Murtaza romanı ilk defa 1952’de Vatan gazetesinde tefrika edilmeye başlanmıştır. O zamanlar yaklaşık yaklaşık 20 sayfalık tamamlanmamış bir öykü formatındaydı. Türk edebiyatının değerli yazarı Yaşar Kemal, arkadaşı Tunç Yalman’a