19 Mart 1933'te New Jersey'in Newark kentinde doğdu. Bucknell Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrenimi gördü. Ardından Chicago'da İngiliz edebiyatı, Iowa ve Princeton üniversitelerinde yaratıcı yazarlık dersleri verdi. 1959'da, altı öyküsünü bir araya getirdiği ilk kitabı Goodbye Columbus yayımlandı (Kucak Dolusu, Çev.: Ülkü Tamer, Sander Yayınları, 1971). ABD'li Yahudilerin yaşamını son derece kişisel, keskin ve ironik bir dille tasvir ettiği bu kitapla Roth, 1960'ta Ulusal Kitap Ödülü'nü aldı. Ardından iki roman yazdı: 1962 tarihli Letting Go (Libby, Çev.: Seçkin Selvi, Sander Yayınları, 1973) ve 1967'de yayıımlanan When She Was Good. Şöhret ise 1969'da, ABD'nin nezih edebiyat çevrelerini karıştıran Portnoy's Complaint (Portnoy'un Feryadı, Çev.: Özden Arıkan, Ayrıntı Yayınları, 1999) ile geldi. Bilinç akışı tekniğinde eşsiz bir monolog olarak nitelenen bu eser, çağdaş, Amerikan edebiyatının en komik, en unutulmaz karakterlerinden birini yaratıyordu. 1972'de Ernest Lehman tarafından aynı adla sinemaya uyarlayan Portnoy'dan sonraki kitaplarında Roth, hep değişik anlatım teknikleri denedi, her seferinde değişik konulara el attı, ama ana temalarından ya da "takıntıları"ndan hiç uzaklaşmadı: Yahudi olmak, erkek olmak, bir ananın oğlu olmak, aydın olmak; ve bütün bunlardan doğan her türlü marazilikle uğraşmaya devam etti.
".. Bir şeyleri yapıyorum, çünkü onları yapmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Bir şey yapmak zorundayım, çünkü bir şey yapılması gerekiyor. Bunu benim dışımda kimsenin bilip bilmemesi umrumda değil.."
Liste Babil.com'da Türkçe olarak yayınlanmıştı. Lakin artık Türkçesini bulamıyoruz ne hikmetse. Küçük-büyük harf sıkıntısını düzeltmek isterdim lakin uğraşamayacağım, bu listeyi bulurken de çok uğraştım. İngilizcesi hizmetinizde arkadaşlar, buyurunuz. :)
never let me go – kazuo ishiguro
“Aldatmak” kelime olarak kavram olarak üstünde tepinilen ve her kesim ve sosyal bilimle uğraşan her insanın üzerinde illa bir görüşünün olduğu bir şekilsiz buluttur. İlk akla gelen iki insanın birbirini kandırması veya kandırma çabası gibi görünse de bu kavram sadece iki insana indirmek robinson ve cuma’yı gözlemleyip fikir yürütmek gibidir. İnsan
Philip Roth, erkeklerin yaşadığı tüm durumları çocukluk, ergenlik ve sonraki dönemlere ait yaşanabilecek durumların hepsini tüm gercekliğiyle anlatmis sanrm bu kitabinda ~anlatılmayan ama yaşananlar~...
1tarafta cekirdek aile fertleri anne, baba ve kızkardeşle yaşananlar, diger tarafta ergenlik döneminde içinde firtinalar kopan 1erkek çocuk ama hiç büyümediği düşünülen hala çocuk muamelesi yapılan!!! gercekten cok zor 1durum olsa gerek...
Portnoy, Yahudi'dir ki okurken anne tarafından çok tanıdık durumlar okudum erkek çocuklara karşı üzerine ekstra düşünülen durumlarla!!! 1türlü yatıştıramadığı güdüleriyle, annesinin pençesi arasında sıkışıp kalan Portnoy'un Feryadı gerçekten komik ve düşündürücüydü cinsel dürtüler, dini bazı sorumluluklar ve durumlarla...
Bir erkeğin cinsel gelişiminde "büyüme" denen sürecin aslında nasıl azap dolu olduğunu düşünüyor insan bu kitapta...
Muhtemel erkeklerin kendi çocukluğundan ve annesinden 1şeyler bulacağı; kendi içindeki güdülerle, kendi canavarını hatırlayacağı 1roman olsa gerek Portnoy'un Feryadı Times Literary Supplement'a göre yüzyılın en iyi 100 romanından 1i olan Portnoy'un Feryadı itirafname gibi!!!
Özellikle erkeklerin muhtemel cok seveceği 1kitap olacağını ve ergenlik döneminde erkek çocuğu olan annelere de davranış ve tutumlarına dair yol gösterici olabileceğini düşünüyorum...
Yazardan okuduğum 2.kitap ilki Nemesis'ti ki cok severek okumuştum bu okuduğum 2.kitabı olan Portnoy'un Feryadı ölmeden önce okunması gereken 1001kitaptan 1idir...
Okuduğum en filtresiz ve samimi roman olabilir Portnoy’un Feryadı. Roman, Philip Roth’un adeta annesi ve babasına, ailesinin katı kurallarına, inançlarına, köklerine, Yahudi kimliğine ve içselleştirilmiş ırkçılığa, toplumsal baskı ve kurallarla, tabulara başkaldırısı.
Bilinç akışı tekniğiyle yazılmış bir monolog olan kitap, bir psikiyatriste