Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Duy ve katıl şarkısına bu şehrin Sen dünyayı omuzunda taşıyan Sen yeraltı Sen yeryüzü insanı, Bir lokmaya bütün sabır Bir lokmaya bütün kahır Canlarını dişlerine takmış insanlar Bir lokmaya.
➤Kitap okumuyoruz. Sloganik, romantik şeyleri sevip onlara bağlanıyoruz. Hikayeler ile ömür tüketiyoruz. Okumayı ve araştırmayı sevmiyoruz. Bu yüzden tuzakların farkına varamıyoruz ve bizi kolayca kuşatıp yok edebiliyorlar. ➤Müslümanlar birbiriyle uğraşmayıp bir zamanlar olduğu gibi birlik olsalardı, Batı'nın bütün kiliseleri ve Ülkeleri
Lopus Yayınevi
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kitabı bitireli en az dört gün oluyor ve ben bu kitabı anlatabilecek cümleleri bir araya getirmek için o andan beri çabalıyorum. Düşündüğüm her başlangıç beni yeniden ve sürükleye sürükleye kitabın içine çekti desem yeri var... Çünkü, sadece bir 'kadın'la başlayıp onlarca 'kadın'la devam eden hikâyesinde çaresizce kayboldum. Şehrazat... Yazar kadın. Çekmecelere gömdüğü eski hikâyelerini silah zoruyla gün yüzüne çıkarmak zorunda kalıyor ve anlatmaya başlıyor. Önce sayısız 'kadın'larından birinin hikâyesini anlatıyor sonra kadın'ın gerçeğini... Ardından başka bir 'kadın'a geçiyor... Sonra başka bir 'kadın'a... Fakat hikâyeyi okurken ayrı, gerçeği okurken ayrı, apayrı bir duygu seli insanı mahvediyor, yakıyor, yıkıyor. Hikâyenin muazzamlığına gizlenmiş acı dolu gerçekler art arda surata tokat gibi çarpıyor. Ece Hanım'ın kalemi yine vurmuş. Yalnız cidden sağlam vurmuş. Tıpkı 'Her Şeyi Baştan Anlat' romanında olduğu gibi ince ince girdiği hikâyesini sürükleyip, zirve yaptırıp, yeraltı edebiyatından gün yüzüne çıkarmış... Yazımı harikaydı. Anlatımı da. Okuması ise ah, "okuyun işte, kesinlikle okuyun," der ve burada keserim konuyu... 
Şehrazat'ın Son Sözleri
Şehrazat'ın Son SözleriEce Erdoğuş · Kafka Kitap · 07 okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Yazarın daha önce çok meşhur kitabı Dövüş Kulübü’nü okumuştum, çok da beğenmiştim. Gösteri Peygamberi, Dövüş Kulübü kadar çok sevdiğim bir eser olmadı ancak bence Gösteri Peygamberi de iyi bir eser. Özellikle bu kitapta farklı bir yazma tekniği kullanmış Kitap son sayfadan başlayıp ilk sayfaya doğru bitiyor. Kitap özünde modern insanı, tarikatları, toplumu, düşmüş insanları, modern hayatın insanı yabancılaştırması ve medya ve din sömürüsünün hayatımızdaki etkileri gibi konuları anlatıyor. Ancak bu kitap yeraltı edebiyatı içerisinde bulunduğundan bunu çok daha sert bir dille anlatıyor diyebiliriz. Yeraltı edebiyatına bu kitapla başlamanızı önermem, Dövüş Kulübü çok daha uygun bir seçenek olur sanıyorum.
Gösteri Peygamberi
Gösteri PeygamberiChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20205,6bin okunma
420 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
Geleceğin insanı, yeraltı yaşamıyla buz kesmiş, boka batmış halde rögarlardan dışarı çıkıyor; soğuk ışık onları sıçan gibi kemiriyor; gün bitmiş artık ve karanlık, kanalizasyonların serin, ferahlatıcı gölgeleri misali dört bir yana çökmekte. Fazlasıyla ısınmış bir amcığın içinden kayıveren yumuşak kamış gibi yumurtadan henüz çıkmamış olan ben, başarısız kaçışlara yelteniyorum, fakat ya yeterince cansız ve yumuşak değilim, ya da spermden arınmamışım ve yıldızlara kayıyorum çünkü henüz yemek saati değil ve üst bağırsakta peristaltik bir taşkınlık yaşanmakta, hipogastrik bölgede, göbek bağı nahiyesinde, epiizin sonrasındaki lobda.
Reklam
136 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yumuşak Yeraltı Öyküleri Üzerine
Bir Sait Faik sıcaklığı beklediğim öykülerden. Çırpına çırpına, çarpıla çarpıla ayrıldım. Her biri sadece bir kaç sayfalık olan ve asla mutlu bitmeyen. Ve yani hepsi de çok etkiliyor insanı. Bazen kara komik esintiler okuyorsunuz. Bazen korkuyla ürperti hissediyorsunuz. Tüyleriniz şaşkınlıktan ya da dehşetten diken dilen oluveriyor. Yazarın renkli kişiliğine nasıl da aykırı di mi?
Sakın Oraya Gitme
Sakın Oraya GitmeYekta Kopan · Can Yayınları · 2016919 okunma
140 syf.
1/10 puan verdi
Dostoyevski'nin "Rus çoğunluğunun hakiki insanı" dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri... Edebiyat tarihinin en ünlü isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg'un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. Yeraltı Adamı'nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur. "Yeraltından Notlar, hakikati kanla haykırır." -NIETZSCHE- "Dostoyevski, gökle yer arasında asılı kalmıştır. Hem gök hem de yer tarafından etkilenmiştir." -HENRI TROYAT-
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,2bin okunma
yeraltı insanı olmak
Zira bizler, gerçek hayatla bağını bir şekilde koparmış , yarım yamalak yaşayan insanlarız. Elimizden kitaplarımızı alsalar, şaşkınlıktan hangi yola gireceğimizi , kimi sevip kimi hor göreceğimizi bilemeyiz. Bize insan olmak, etiyle kemiğiyle canlı bir insan olmak bile zor gelir. Yokmuşuz gibi davranmayı seviyoruz. Biz aslında ölü doğmuş insanlarız.
Sayfa 163Kitabı okudu
Bir mezar taşının karşısında durmak, kitabı son sayfasından açmaya, filmin son karesini yakalamaya benziyordu. Ne olmuşsa olmuş, ne yapmışsa yapmış, işte buraya, bu mezarlığa gelmiş ve kendini gömdürmüştü. En azından kesin olan bir şey vardı bu hiç tanımadığım adamda ya da kadında. O da nefes almadan toprağın altında yıllarca durabiliyor olması, yani ölü olması. Bir fahişe ile bir rahibenin, bir cani ile bir polisin yan yana yattığı mezarlıklar bana hayattaki tek gerçek, tek yalansız manzara olarak görünürdü. Ama hoşuma gitmeyen şeyler, içinde yine karşıma çıkan o insani kurnazlığı, ikiyüzlülüğü barındıran mezar taşı yazıları, dini sembollerdi. Yine devreye insanın yarattığı o tiyatro sahnesinin plastik dekorları giriyor ve ölümü dahi kendi çıkarına göre biçimlendiriyordu. Değil Tanrı’ya, kendine bile inanmamış bir insanın başına çakılan haçlarla, yıldızlarla, oyunun devam etmesini sağlıyordu. Sevmiyordum ben, o ölüme bile iyimserlik ve inançla bakan, acıyı şarap gibi tasvir eden yazıları. Ölümün de para gibi yoktu dini. Çürüyen cesetlere bu kadar yüklenmek onları daha da parçalardı. Yeraltı canavarlarından önce o mezar taşları yemeye başlamıştı cansız bedenleri, gittiğim her mezarlıkta.
Reklam
Bir Yerim Olsun Benim De
Sana söylediğim bütün sözleri topla Bir tanım çıkar onlardan kendince Her hecesine yüreğini koyarak… Duyguları avuçlarında bir mahzun oyuncak Akşamın eteklerinde sabah düşleri kuran Bir çocuk resmine benzesin en çok Gecikmiş ve gücenik… O derin yalnızlığına yeraltı mağaralarının Sularını kıyısız rüzgârlarla yıkamak isteyen Benzesin, mevsimi olmayan bir çiçeğin Rengini dünyaya salarkenki O tedirgin, tutkulu çığlığına Yerleştir ortasına beni… Ve sonra çek çıkar bir gülüşünle Bütün mutsuzluk resimlerinin dışına Bir yerim olsun benim de bir dalım Sevginin insanı güzelleştiren O incelikli güven ülkesinde…
Edebiyat
"Edebiyat insanı " nasıl tanımlanabilir? Edebî itibara sahip kişi mi, kitabı basılmış kişi mi, yoksa yazarak geçimini sağlayan biri mi?
Sayfa 33 - Zoomkitap
Kinyas ve Kayra
Dünyada aslında iki ırk vardır. Dolandırılanlar ve tecavüz edilenler. Beyazlar dolandırılır. Onun dışındaki renklerinse ırzına geçilir, aynı beyazlar tarafından. Küçük boyutlu dolandırıcılıklar, ülkenin kadınlarından yeraltı ve yerüstü zenginliklerine kadar her şeyine sahip beyazların göz yummak zorunda kaldıkları bir durumdur. Sosyal patlamayı engelleyici bir görevi vardır. Beyaz adamın, tecavüz edilenler için uydurduğu başka bir katlanma yoludur. Geri kalmaya mahkûm ülkenin insanı, beyazdan çarptığı parayla yetinir. Sokakta uyumasının, kız kardeşini satmasının, kentin beyaz semtlerine adım atamamasının bedelidir bu. Uygarlığa köle olmanın maaşıdır. Kuzey Avrupa politikacılarının övdüğü sosyal adalettir. Ve dolayısıyla turizmi, Üçüncü Dünya ülkelerine bırakmıştır medeniyet. Irzına geçtiği halklara karşılığını verebilmek için. Böylece rahat uyurlar geceleri. Vicdanları zencilerden, Kızılderililerden, Uzakdoğululardan, Araplardan korunur böylece... Bu ufak kazıklamalar bir zırhtır, yüzyılın imparatorlarının vicdanlarına.
Arap hiçbir sakınca görmeden hiç tanımadığı, kendinden geçmiş yerde yatan bir adamı sırtlayıp en yakın hastaneye koştururken Avrupa insanı aynı adama, adını yeni öğrendiği bininci mikrobu kapmamak için bir metreden fazla yaklaşmaz bile. Çünkü Avrupalının altına yapacak kadar korkması için bir şeyin ismini bilmesi yeter.
140 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yeraltı Notları
Yazarın tamamen hayal ürünü dediği notlarda bir antikahramanın duygusal çalkantıları, dibi görmesi, hayattan ve insanlardan kopuşu, ahlak bozukluğu, toplumsal ve öznel eleştirileri vb daha bir çok duygusal karmaşıklık tek bir kişide aktarılıyor. İnsanı okurken huzursuz eden ama okumaktan da alıkoyamayan müthiş zeka ürünü bir eser...
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.