Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ulan Amerika diyorum; yüksek teknolojin başında paralansın. Gördün mü bak, insanlığı ve Türklüğü yine merhamet kurtardı.
Sayfa 17 - Ötüken Neşriyât, Dördüncü Basım: İstanbul-2019
Müslüman halkımızın camilere astığı söz konusu isimler, Peygamber Efendimiz'e, Dört Halife'ye, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin ile Peygamber Efendimiz tarafından cennetle müjdelenen sahabîlere aittir. Bu isimlerin cami duvarlarına asılmasının en önemli sebebi de, özellikle Şia'nın Ehl-i Sünnet'e yönelttiği "Ehl-i Beyt düşmanlığı" ithamının yersiz ve dayanaksız olduğunu, yine Şia'nın Sahâbe konusundaki yanlış ve yaralayıcı tutumuna cevap olarak Ehl-i Sünnet'in kucaklayıcı Sahabe anlayışını yansıtmak içindir.
Sayfa 35 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Reklam
"İnsanın mış gibi ilişkilerini nasıl belirleyeceğiz Doğan Bey? "
"Yine, niyet, bilgi, beceri, eylem ve uygulamayı sürdürme sorumluluğuna göre belirleyeceğiz.
Fakat yine de söylemeliyim ki bilmek ile yapmak ve bilmek ile olmak arasında genelde dağlar kadar mesafe olur.
Ama yine de, garip bir sakinlik vardı üzerimde. Anlaşılmaz bir huzur. Belki de ilk defa yaptığım bir şeyden emin olduğum için böyle hissediyordum.
Yanlış, daha baştan yanlış bir şiirdi bu biliyorum ve belki ömrümüzün yakın geçmişi Bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
Reklam
Uğuldayan ve hep uğuldayan Bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor.
"insan iki ruh hali içinde birden bulunabilir. insan son derece mutsuz, huzursuz, derinden sarsılmış olabilir ve yine de bir mutluluk anı yaşayabilir, hatta son derece mutsuz olduğundan bunu çok yoğun yaşayabilir, sadece bir an için değil."
Sayfa 95 - siren yayınlarıKitabı okuyor
yine ben,yine ben ve yine ben
“Aman Tanrım! Hata yaptım. Ne korkunç! Ne felaket! Herkese yayılacak bu ve rezil olacağım!” Hatalarınıza dürbünün onları kocaman, dev gibi gösteren tarafından bakarsınız. Bu, aynı zamanda “felaketleştirme”dir; çünkü, gündelik olumsuz olayları kabusa çevirirsiniz.
İnsanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler, ne kadar ihtiyar olurlarsa olsunlar yine bazı dakikalar vardır ki annelerine sokularak çocuk olmak isterler.
Sayfa 318
Reklam
Beklenilen davranışları gösterdiği halde yine de kabul edilmeyen çocuk, onaylanan ve onaylanmayan davranışlarının ayrımını yapmada güçlük çeker.
Ve yine bir kişiye nasılsın diye sorulduğunda elhamdülillah diyebiliyorsa hayatı hamd ve şükür ile geçiyor ve güzelleşiyordur.
“Satranç hayat gibidir David demişti babası. Her parçanın kendi işlevi vardır.Bazıları zayıftır, bazıları güçlü.Bazıları oyunun başında işe yarar,bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek.”
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Rasûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyade kim hak sahibidir?" diye sordu. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."
Biliyorsun şefkat bir lisandır ki sağır da duyabilir, kör de görebilir. Ve yine biliyorsun, şefkatsizlik öyle bir anlatımdır ki duyanları sağır, görenleri kör eder.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.