Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister... Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister. Düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.
Bir Hayalin Ardından
Kitabı bitirdiğimde ne okudum ben dedim. Böylesine muazzam bir anlatım diline çok az rastlanır diye düşünüyorum...
Başlarda etkisi altına alan ve bir kurgu gibi görünen olay akışı tamamiyle bir hayal ve bir ışıktan ibaretmiş.Ölümün ardında bıraktığı acı yüzü..
Bir hayalin ardında,yürek yangınıyla,bizlere Sümeyra ile yaşadıkları veyahut yaşamak istediklerini,kelimelerin ahenkli dansıyla aktarıyor.Sümeyra kolonkanseri, onu kaybettikten sonra onunla yaşadığı ve yaşamak istediği anları , ölüm ile yaşamın vurgularını okuyoruz. türkiyede ve yurtdışında gezdikleri ülkelerde onlara eşlik ediyoruz. Fransa,Paris, Eyfel kulesi, Belçika ,Almanya nerelere gitmiyoruz ki!.
Ama ama ama yazarımızın anlatım dili , ahengi beni tek kelimeyle büyüledi. Betimlemelerin çokça kulanıldığı, her cümlenin okurken sizde hayranlık uyandırdığını,kelime haznenize nasıl bir zenginlik katığına siz bile inanamayacaksınız...
Sümeyra, yaşam ve ölüm...
Adı Ölüm; o gölge bir başrol. Ölüm, doğruyla yanlışı ayırt edebilme kabiliyetini derinden sarsarak oyunculara rollerini bile unutturabiliyordu. Ölüm; diğer tüm oyunculardan daha sahici, daha ikna edici bir role sahip. Ama ölüm hayat olmadan bir hiçti...
Not: Sırf yazım dili için yazarımız ne yazarsa okurum. Net
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Toplumsal Hafıza
Değerlerimize hep beraber sahip çıkmamız gerekli ki bir millet ve ulus olmayı başarabilelim. Birliktelik ve tek yürek olmak ne kadar kıymetli ki birbirimize sıkı sıkı tutunmamızı sağlar. Bizi bizden başka kim anlayabilir ki?
Ahlak anlayışını edebi kurgu içinde ele alan Tolstoy'un okuduğum en iyi öykü kitaplarından birine imza atmış olduğunu söyleyebilirim.
Rus edebiyatının en iyi ismi olmakla kalmayıp kitaplarının popülerliğini ülkemizde de koruyor olması, beğenilmesinden değil, Oğuz Atay gibi popüler kültürün de bir kurbanı olduğunu rahatça söylemek mümkün.
Kitap bitti, ben tükendim.
Laf olsun diye değil, öyle ki damarlarımdan kanın çekildiğini hissettim, azar azar, acıta acıta... Her cümlede öyle bir sızı... Okurken sizle de paylaştım birçoğunu. Tükenirken sizi de tükettim.
Kehribar Geçidi...
Yedi Uyurlar'ı hiç duymuş muydunuz?
Okuyacağım kitapları genelde önceden araştırır, ona göre okurum,
Bir kitap düşünün...
Henüz okumadığınız,
Kapağını dahi açmadığınız bir kitap...
Ne kadar yabancı geldi değil mi?
Şimdi bu kitabı okumadığınızı düşünün.
Belki de gerçekten okumadınız.
Kapağını dahi açmadınız.