Hayatı boyunca üzüntüye doğru yürüdü. Büyüyen her gözbebeğinde, titreyen her çenede, buruşan her alında daha da hızlandı. Ne istediğini biliyordu artık. Dünyanın kabuğu olacak kadar üzüntü. Siyah ve grinin hüküm sürdüğü o eşsiz üzüntü. Gözlerinin rengine yakışacak bir dünya..
Bir an kayboldun gibi! yasadim kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emâneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmen suya erdi sevda kaynaklarından
Yaşamadım.
Çocukluğumu, gençliğimi, yaşamadım.
Hep kafamın üzerinde yürüdü vücudum.
Seni seviyorum sözünün bir yalan, bir teselli, bir alay olarak bile muhatabı olmamak.
Parkta yürüdü, bir an durup boş testili kadın heykeline baktı. Beni burada bıraktılar, diyordu sanki kadın, ve şimdi bu pis suları seyretmekten başka bir işe yaramıyorum. Bir zamanlar, beni yaptıkları taş hala beyazken, bu testiden sabah akşam bir çeşme akarken, ben sadece testiyi eğmek için buradaydım, şimdi ondan tek bir damla bile akmıyor ve kimse gelip bana neden akmadığını söylemiyor. Komiser mırıldandı, hayat gibi kızım, neden başladığını da neden bittiğini de bilmeyiz.
~~
Yürüdü, yürüdü, hep yürüdü... Tanımadığı, bilmediği sokaklarda başıboş, serseri bir halde ilerliyordu. Üzüntüsü çok büyük olan insanlar yorgunluk hissetmezler, öyle üzüntüye boğulmuştu ki o da bir süre hiç yorgunluk duymadan dolaştı. Daha doğrusu unutmuştu yorgunluğunu.
~~
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu
Paşalar: 'Üç', dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
Ömer b. Abdülaziz (r.a)...
Hicaz'ın en âdil ve bilge valisi, İslâm tarihinin II. Ömer'i, Müslümanların V. halifesi, müceddit devlet adamı.
Ömer b. Abdülaziz, 29 ay 10 gün devam eden hilafetinde, ümmetin İslâm Medeniyeti'ni esas alarak kısa zamanda nasıl yenilenebileceğini gösterdi. İktidara gelince sınıf farklılığını ortadan kaldırdı. Irkları ne olursa olsun her Müslümanın eşit olduğunu açıkladı. Halka zulmeden valileri görevden alıp, yerlerine bilge yöneticiler atadı. Haksız vergileri kaldırdı, fazla alınan zekatları iade etti. Kendisinden imtiyaz talep eden Emevi ailesine, "Dilerseniz sizi askere alabilirim." şeklinde karşılık verdi. Allah Rasûlü'nün ﷺ Huneynde esir alınan bütün kadınları bedelsiz serbest bıraktığı gibi, o da cariyeleri azad edip ailelerine gönderdi.
Beytü'l-mâl'den ödediği parayla kölelerin hürriyetlerine kavuşmalarını temin etti. Hutbelerde Hz. Ali'ye lanet okunmasına son verdi. Yerine Nahl Suresi'nin 90. ayetini okuttu. Hadislerin tedvin edilmesine öncülük etti. 39 yaşında Rabbi'ne yürüdü. Hıms'ta defnedildi.
Kaç üniversite, kaç akademisyen, kaç doktora Ömer b. Abdulaziz'in 29 aylık hilafetinde programı tatbik ettiği "siyaset bilimi"ni onun hayatı kadar etkili anlatabilir?
Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyâmeti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
Hitap tarzını hususi şekilde öğrenmemiz lazım... Malum ya, son zamanlarda aldı yürüdü, baba, amca, dayı, usta, patron, yenge, abla gibi kelimeler gırla gidiyor! Bir hısım akrabalıktır gidiyor ki sormayın!