Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edebiyat eserleri, sıklıkla okuyucuyu daha sonra gelen şeylere hazırlayan bir sahne veya betimleme ile başlar ve Yaşar Kemal'in İnce Memed l'i de bu bakımdan bir istisna değildir: 1 . Bölüm'deki ayrıntılı ve yoğun doğa betimlemelerini okuyunca, hikayenin geç­ tiği yerin çok önemli olacağından emin olabiliriz. Bir eleştirmen, "geleneksel olay örgüsü başlangıçtaki ağır etnograf i k ve coğraf i betimleme bagajı ile yavaşlatılmıştır, yorumunda bulunmasına rağmen, erken doğa tasviri öykünün genel anlamı bakımından hayati öneme haizdir. 1 . Bölüm gerçekçi, objektif, bilimsele yakın bir doğa betimlemesi ile başlar. Burada bize, Türkiye'nin Güney­ doğu Akdeniz kıyılarının toprağı ve bitki örtüsü dahil coğraf i bir tasviri sunulur:
Sayfa 72 - YKY yayınları subat 2017Kitabı okuyor
Gazeteler, haberler bize falanca idarenin yalandan muarızlarını, millet menfaati, milli huzur ve milli güvenlik gibi isimler altında nasıl tepelediğini, falan milletin tarih boyunca silah zoruyla alamadığı toprakları nasıl işgal ettiklerini haber veriyor. Bu idare, bu gazete ve haberler bize zayıfla kuvvetli, hakimle kölelerin trajedilerini hikaye etmektedirler. Bu dünya akla hayale gelmedik facialara, şeytanliklara, anarşizme ve korsanlığa sahne olmak için mi yaratılmıştır. Zalimler ve mazlumlar, yaptıklarının hesabını vermeyecek mi? Böyle bir dünya gerçekten eksik olduğunu ilan etmektedir. Ve bu noksanlığın tamamlanması gerekir.
Reklam
belki de sen kitapları okuyarak yaşadığına inanıyorsun! Dışarı çıkarken sen "bihaber", psikolojiden anlamayan ve edebiyatla beslenmeyen alçak halk tabakasına büyük bir hor görüyle bakacaksın. Kendi kendine, ben bir entelektüelim, bir seçkinim, bir düşünürüm, bir aristokratım, üstün bir kişiyim, kısacası bir elit üyesiyim, dersin. Dünya etrafımda dönüyor, dünya benim için yaratılmış. Eğer uymazsa, sahne tasarımcısına bir tekme atarım ve onu kendi başıma tekrar yaparım. Ve böylece kendimi pışpışlar ve eğlenirim; evimde meşhur eserlerin fotoğraflarından ve ünlü yazarların iyi yayımlarından başka şey bulamayacaksınız.
İmparator Olamamış AdamKitabı okuyor
Öyle bir sahne ki bu: Anladık, sevdik ve unuttuk her şeyi..
1. sahne
"yakınmak öylesine zevklidir ki, sırf o zevki tatmak için mutsuzluğun peşinden koşmalı."
Sayfa 9 - epub
1. sahne
Bu yabancıyı kötü ağırlıyorsun Polonya, Toprağına kanıyla imzalattın giriş iznini; daha ilk adımında acılar yağdırdın başına.
Sayfa 8 - epub
Reklam
Elimdeki tek argo sözlüğünde1 (Eric Partridge'in derlediği İngiliz argosu) sepetle ilgili pek çok madde var: 1) XVIII. yüzyılda, borçlarını ödemek istemeyen ya da ödeme olanağı olmayan kişilere kokpit'te2, "Sepete! " diye bağırılırdı. 1. 1. madde dışındakiler Türkçe argo dağarcığından aktarıldı. (Ç.N.) 2. Sözcüğün özgün anlamı, horoz dövüşü yapılan çukur (cock: horoz, pit: çukur). 1587 civarında kullanılmaya başlayan terimi 1599'da Shakespeare, tiyatro ve özellikle sahne çevresindeki alanı tanımlamak için kullanmış. Sonradan uçaklardaki ilk pilot kabinleri bu çukurlara benzediği için onlara da kokpit adı verilmiş. Burada söz:ü edilen kokpit, ilk horoz dövüşlerinin yapıldığı, toprağa oyulmuş çukurları tanımlıyor. (Ç.N.)
Paul AusterKitabı okudu
Soylu bir yaradılış hemen kolaycacık talihinden şika­yet etmez; tam tersine Hamlet'in Horatio'yu övmek için söyledikleri onun için de geçerli olacaktır: for thou hast been As one, in suffering ali, that suffers nothing* "Çünkü sen her şeyi çektin, ama hiçbirini göstermedin." W. Shakes­ peaı- e, Hamlet, ili. Perde. il. Sahne, s . 1 22, Çev.: Bülent Bozkurt, Remzi Kitabevi . (Ed. n . )
Sayfa 48
XXXVII MASKELİ OYUNLARLA1 TÖREN ALAYLARI ÜSTÜNE
Maskeli oyuncuların giysileri, maskelerini çıkardıkları zaman da kendilerine yakışacak türden, güzel, uygun şeyler olmalı; Türk, asker, denizci gibi beylik sahne kılıkları olmamalı; bunlarda genellikle soytarılar, satirler, şebekler, vahşiler, hokkabazlar, hayvanlar, cinler, cadılar, Habeşler, cüceler, Türkler, su perileri, köylüler, sevgi tanrıları, canlı heykeller ile benzerleri yer alagelmiştir. 1 “Masques” ya da “Masks” on altıncı, on yedinci yüzyıllarda İngiliz saray çevrelerinde, soylu kişilerin konaklarında çok moda olmuş, müzikli, danslı, zengin giyimli, maskeli gösteri oyunlarıydı. Genellikle saraydan ya da soylular çevresinden kişilerin rol aldıkları bu oyunlarda, karakterle olay örgüsünden daha çok müzik öğesi ağır basardı. Başlangıçta İtalya’dan geldiği sanılan bu eğlence türü İngiltere’de gelişerek bambaşka bir nitelik kazanmış. Beaumont, Middleton, Chapman gibi yazarlar bu türde oyunlar yazmışlar, Ben Jonson da masklara ön-oyunları, Aristophanes’çi bir güldürü öğesini ekleyerek türü doruğuna çıkarmıştı.
Cocuklukta yaşamın uzaktan görülen bir sahne dekoruna benzediği, yaşlılıkta ise bu dekora çok yakından bakildigi söylenebilir
Reklam
Kendiniz için söyleyin....
Longfellow'un1 bir masalını söylüyorlar. Bu ne kadar acayip bir masal. Sahne Amerika'nın ilk muazzam vahşeti. İşte Sakarya vadisinin, işlenmemiş sarı beyananları, siyah dağlıkları gibi bir yer. İlk gidenlerden sarı kağıt yığınları arasında yaşayan mahçup bir genç bir katip var. Onun mebih vücutlu, kalbi altından, kolları çelikten silah ve kuvvet adamı olan kocaman bir dostu var. Ne nefis, ne muazzam bir insan. İkiside aynı güzel kadını seviyorlar. Fakat mutlak o diyarda kadınlar silah ve tabiat adamını severler. Belki de her yerde öyledir. Bunu küçük katip biliyor ve güzel kadının yanında bir kedi kadar bile sesini çıkaramıyor. Bir taraftan kavi kudretli dostu da yavaş yavaş hüküm ve nüfuzuna aldığı vahşi tabiattan fazla, kadının güzel gözlerinden korkuyor. O da sevgilinin yanında dilsiz ve korkaktır. Dostuna, kağıtlar arasında oturan çelimsiz gence diyor ki:"Sen git aşkımı sevgiliye söyle, sen kitaplar ve kağıtların dilinden anlıyorsun, yanık şeyler söyle beni istesin." Ve genç, benim gibi daire ve kağıt adamı, sevgiliye gidiyor. Bir yanardağ gibi feveran ediyor. Tıpkı benim başak dallarına söylediğim gibi, mukavemet edilmez bir kalp hikayesi anlatıyor. Güzel kadın güzel gözlerinde müphem gözleriyle onun ta kalbine bakıyor:"Kendin için söyle," diyor. Ben ne hain, ne kötü adamım...Bunu orada hatırlıyorum. Ayşe çadırın loş kapısından bana, "Kendin için söyle Peyami" diyecek gibi geliyor. 1.Henry Wandsworth Longfellow (1807-1882) Amerikalı şair (Y.N)
Sayfa 190 - Can YayınlarıKitabı okudu
Avrupa: "Bugünün Yeni Köleliği"
1 Mayıs 1998, Mart'taki bölgesel seçim zaferinden tazelenmiş bir şekilde çıkmış olan ve Haziran 1999'daki Avrupa seçimlerini bekleyen Ulusal Cephe için özellikle coşkulu bir gündü. 1 Mayıs tarihi, Avrupa'nın siyasal kültüründeki kutlama günleri repertuvarının bir parçasıdır, zira bugün Sosyalist ve Komünistler'in İşçi Bayramı'dır ve çoğunlukla da gösteri ve karşı-gösterilere sahne olur.
Sayfa 117
4.Perde 1.Sahne Prospero:
Bütün övgüler bir araya gelse Hiçbiri erişemez onun değerine.
27 Mart Dünya Tiyatro Günü Kutlu Olsun.
1.Sahne (Efesli Antipholus'un evinin önü) (Efesli Antipholus, Efesli Dromio, Angelo ve Balthazar girerler.) EFESLİ ANTIPHOLUS Azizim Sinyor Angelo, bağışlayın, Karım huysuzlanır eve zamanında gitmedim mi. Ona siz söyleyin, kolyesi için sizin dükkânınızda olduğumu Kolyeyi de yarın eve getireceğinizi. İște bu da bütün pişkinliğiyle yüzüme karşı kafa tutan köle, Sözde pazaryerinde bana rastlamış da, onu dövmüşüm! Ona bin altın verdiğimi iddia edip altınları istemişim. Bir de karımı ve evimi inkâr etmişim. Seni sarhoş seni, ne demek istedin bakayım? EFESLİ DROMIO Siz ne derseniz deyin efendim, ama ben ne bildiğimi biliyorum Pazaryerinde beni dövdüğünüze eliniz tanıktır. Eğer tenim parşömen, attığınız tokatlar mürekkep olsaydı, kendi el yazınız benim bildiğimi size açıklayacaktı. EFESLİ ANTIPHOLUS Sen eşeğin birisin. EFESLİ DROMIO Eminim öyledir;uğradığım haksızlığa, kutlandığım, tokatlara bakılırsa öyle olmalı. Eşek olduğuma göre, tekmelenirsem çiftelerim, bu durumda bu eşeğin çiftelerinden sakının.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Yayınları
*** Shakespeare'in dediği gibi, "Şimdiki tehlikeler geleceğe dair kurgulardan daha az tehlikelidir" (Macbeth, Oyun 1, Sahne 3) ***
Sayfa 42
984 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.