İbnü`l-Cevzi, tarih, İslami bilimler üzerine dönemin ünlü alimlerindendir. Soyu Hz. Ebubekire dayanmaktadır. Hitabet yeteneği çok güçlü olduğu için, vaizlik yaparak döneminde bir çok insana hitap etmiştir.
Oğluma Mektub (Arapça-Türkçe) kitabını ise ilim ve amel kısmını savsakladığını düşündüğü oğluna hitaben, nasihat amaçlı yazmıştır.
Çok kısa bir kitap olmasına rağmen, direk konunun özüne girmesi açısından, yazarlık kısmının da çok güçlü olduğunu göreceksiniz.
Nasihatlarla güzel bir kitap oldu. Tavsiye ederim.
Bir zamanlar koyu bir Hristiyan iken daha sonra İslam’ı seçen Adiyy b. Hâtim, bir gün Resûlullâh’ın: “(Yahudi ve Hristiyanlar) Bilginlerini ve din adamlarını Allah ile aralarına koyup rab edindiler…” (Tevbe, 31) mealindeki ayeti okuduğunu işitmiş ve: “Ya Resûlallâh! Hristiyanlar onlara ibadet etmezler ki!” diyerek bu ayeti anlayamadığını belirten
Yeni bir kitaba yeni bir inceleme....
4 günde yalayıp yuttuğum (okuduğum) bu şaheser hakkında ne desem az. Orwell'ın okuduğum ilk kitabı ve son olmayacak. Bu kitabından sonraki Orwell kitabımı
Bu roman hakkında o kadar çok söyleyecek şeyler var ki... Ama bunların neredeyse hepsi olumsuz yöndeki düşüncelerim... Kış Masalı kitabı, bana bir romanı sırf merak ediyorum diye okumamam gerektiğini çok net bir şekilde öğretti. 1116 sayfalık bir roman ama içi bomboştu. Kerem ve Hande aşkı hiç ilgimi çekmedi desem abartmış sayılmam. Kitap çok yoğun bir şekilde, okuyanı sıkma derecesine getirecek kadar aşkı içeren cümlelerle dolu... Birde yazar sürekli olay örgüsü tekrarlarıyla yani zaten okuduğumuz geçmişi hatırlatmalarla doldurmuş kitabını. Tabi 1116 sayfa başka nasıl doldurulur ki diye çok düşünmüş yazar bence. Klasik aşk konulu, bilindik Türk filmlerini anımsatıyor roman. Fazlaca uzun bir kitap olduğu için, her ne kadar çabuk bitirmeye çalışsam da anca bugün bitirebildim nihayet. Lale Sarhan final bölümünde okuyucuyu kendince şaşırtmak istemiş ama, şaşırsam dahi finali de kayda değer bulamadım ne yazık ki... Romanın olay örgüsünü aşırı abartılı bulduğumu (Aşk romanlarında bana göre fazla abartıya yer verilmemesi gerekir.) ve yazarın işleyişlerde fazlaca gereksiz ayrıntılara girdiğini düşünüyorum. Agapi Yayınından çıkan Kış Masalı romanının kapak tasarımını beğendim yalnızca.
Kış MasalıLale Sarhan · Agapi Yayıncılık · 2015303 okunma
Açlık ve sefalet içeren romanlarda bulunanlar; en az bir adet rehinci, izbe bir pansiyon odası, karşılaşmak istenilmeyen kiracılar, hayaller ve umutlar..
Ne sınıflar arası çatışma ne de tutkulu bir aşk.. Safi açlık romanın ana konusu.
Yazarın inançlı bir insanken açlığın en sefil haliyle Tanrı'ya karşı isyanı, gururlu bir insanken, yaşadığı düşüş..
Bir yandan yazmak, açlığın içerisinde ilhamın geleceğini ümit ederek beklemek. İlhamın gelişinde karanlıklara isyan etmek.
Bütün bunları okurken insan tok karnına soruyor kendisine, aç kalma uğruna ben nelerden ödün verirdim? Gururuma yenik düşer miydim?
Bana yaşanmışlık özellikle sefilliğin içerisinde kaleme alınanlar daha değerli geliyor.
Paris ve Londra'da Beş Parasız kitabı da buna benzer duygular yaşatmıştı. İnsan bir parça ekmeğini paylaşmak istiyor elinden gelse.
Kendi hayat hikayesinin bir bölümünü çarpıcı bir şekilde kaleme alırken, hayatının sonlarına doğru nazi taraftarlığıyla yurtdaşlarının tepkisini çekmiş olan bir yazardır Knut Hamsun. Bunu kitabın ortalarında öğrenmem bende de yazar için ön yargı oluşturarak okumama neden oldu. Buna rağmen ilerde tekrar okuyabileceğim kitaplardan biri olacak.
Hiç aynı kitabı devam kitabı sanıp, ikinci başka bir kitap olarak okudunuz mu hiç ?
Ben şu an öyle hissediyorum. 1116 sayfalık en kalın okuduğum roman olarak kayıtlara geçen birinci kitabın devamı sanıp aldım. Ama yalnızca olayları anlatan karakterin değiştiğini görmek beni çok şaşırttı doğrusu...
Zaten ilk kitabı okuduysanız bu kitabı almanıza gerek yok diye düşünüyorum ...
Keyifli okumalar...
Kış Masalı 2Lale Sarhan · Agapi Yayınları · 201924 okunma
Orwell – Eric Blair, edebi eserlerinin geçirdiği dönüşüm nedeniyle gizemli bir adamdı. İki farklı karakteri vardı: Biri, imparatorluğun despotluğuna karşı yavaş yavaş nefreti artan kendi yansıması olarak kullandığı, diğeri ise imparatorluğa itaat ederek daha yüksek statü ve deneyime sahip olan kişi. George Orwell, 1922 ile 1927 yılları arasında
1116. Dedi:Yaşamı kötü harcadım
Pişmanım, şimdi boşluktayım
1117. Yaşamı geçirdim aymazlıkla
Gençliği harcadım boşuna
1118. Yaşama kaçmış biriydi özüm
Ecel tuttu götürür, neye yarar sözüm
Sayfa 102 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
George Orwell'ın 1933 yılında yayımlanan, yazarın kendi deneyimlerine dayanan bir eseridir. Kitap, yazarın alt sınıfların yaşam koşullarını ve yoksulluğu yakından deneyimlediği bir dönemi konu almaktadır.
Orwell, eserinde Paris ve Londra'daki alt sınıfların yaşamını dikkatlice gözlemleyip analiz etmiştir. Yoksullukla mücadele eden
Ağabeyi Muhammed-i Gazzali'nin 505/1111 senesinde vefah esnasında Tus'ta olduğu, onun ölümüyle ilgili verdiği bilgiler sebebiyle kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Ünlü eseri Sevanih'in nüshalarından biri Ahmed-i Gazzali'nin 508/ 1114 yılında Merağa ve Tebriz'de olduğunu gösterir. Katip Çelebi'nin verdiği bilgilere göre 510/1116 yılında Amid şehrinde bulunan Ahmed-i Gazzali'nin bu tarihten sonra 515/1121 yılına kadar nerede olduğuyla ilgili bilgimiz yoktur. Ancak 515/1121 yılında Selçuklu sultanı Melikşah'ın Bağdat'ta vefat eden annesinin cenazesinde minbere çıktığına göre bu yıl burada olmalıdır. Yine bu yıl içinde Hemedan'da olduğu, talebesi Aynü'l-kuzat-i Hemedani'nin de orada kendisine bağlandığını kaynaklardan öğrenmekteyiz. Daha sonra vefat ettiği 520/1126 yılına kadar Kazvin'de halvete çekildiği görülmektedir.