Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Can Karakaş

Can Karakaş
@Gondor
22 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Daha ne çok alıntı yapılacak saptama var
"Milletimiz ne kadar büyük olduğunu sabır ve tahammülle göstermiştir. Aç kalır, soğuktan donar, pislik ve yoksulluk içinde yaşar; ama asla şikayet etmez, bunlara katlanmasını bilir" Bunlar, milletin sabırlı ve tahammüllü oluşundan coşkuyla söz ederek, milletin bu mecburiyetini bir din konumuna yükseltirler... Snelman bu sabır ve tahammül ibadetinden nefret ediyor ve her iki tarafa da kızıyordu. Öncelikle bütün özgürlükleri, mutlulukları ve zenginlikleri kendisi için isteyen; ama halka en büyük sefalet ve mahrumiyetlere karşı tahammül etmeyi tavsiye eden burjuvalara ve seçkinci devlete kızıyordu. Sonra da kendisine dayatılan bu mecburiyete tahammül ettiğinden dolayı halka kızıyordu.
Sayfa 90 - Qraf YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Beynin yarattığı aşka kalbin teslim olması
Elisabeth ilk başta kim olduğunu ona göstermiş olsaydı onu sevebilirdi, çünkü ilk zamanlarda tutkusu hala çocuksuydu ama şu anda Margot'yla alakalı binlerce içinde, kızın adını yüreğine öyle büyük alevle kazımıştı ki, onu söndürmek imkansız artık
Sayfa 47 - Aperatif KitapKitabı okudu
beyin yakma garantisi
geçmişin belirli bir varlığı yoktur; süperpozisyon halindedir ve sadece gelecek onu buna mecbur ettiği takdirde kendini tanımlar. Ayrıca Max Brorn'un 1926'da Schrödinger Denklemi'nin göreceliliğin sonuçlarını hesab katan tam haliyle geliştirdiği metot negatif enerjinin geçmişe akışını betimleyen bir çözüm sunuyor
Sayfa 204Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyiliğin doğmasına vesile olmayan kötülük yoktur. Fakat aslında tesadüf diye bir şey yoktur. Her şey ya sınav, ya ceza, ya ödül ya da önlemdir.
“İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere,tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır.”
Reklam
Ölüler pek yetenekli sayılmazlar. Su polosu oynayamaz, ayakkabılarını cilalayamaz, pazar paylarını arttıramazlar. Espri de yapamaz, dans da edemezler. Ama bir tek alanda uzmanlaşmışlardır. Acıya dayanma konusunda çok iyidirler
Sayfa 89 - Yakamoz yayınlarıKitabı okudu
bir kitapta burada iyi erkeklerin, daha iyi erkekler haline getirildiğini okumuştum. Ben az önce kendimi yaratma, yolumu bulma dedim. Galiba siz buna ham taşın yontulması diyorsunuz.
Sayfa 17 - Destek YayınlarıKitabı okudu
e
(Fethi Gürcan) Savcının bir isteğiniz var mı sorusu, bir yanıt vermesi gerektiğini anımsattı: "Bir sigara..." Sigarasını içerken onlarla (infaz görevlileri) şakalaşıyordu :" var mı içinizde öbür tarafa haber yollayacak olan? Kayınvalidesine, kayınpederine mektubu olan varsa gimişken götürüvereyim" Sigarası bitince "hadi şu işi bitirelim" diyerek ayağa kalktı...İdam gömleği giydirildi, elleri bağlandı.
Sayfa 359 - Doğan KitapKitabı okudu
Benim hafızam beynimde, hücrelere depolanmış durumda. O hücreler de vücudumun bir parçası. İşte soru da burada yatıyor. Vücudum öldüğünde hafıza hücrelerime oksijen gitmediğinden onlar da ölür. Tüm hafızam, kim olduğuma dair hafızam da bu nedenle silinir. O halde ruhum nasıl olur da bu hayatı hatırlamayı başarır. Eğer ruh atomlardan oluşmuyorsa hafıza hücrelerine sahip olması da mümkün olamaz, değil mi?
Sayfa 79 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Kendimizi o kadar iyi hissediyordum ki, biraz daha iyi hissedebilmek için karşı konulmaz bir istek yükseldi içimden. Mutluluğumu daha da arttırmak isteyecek kadar mutluydum.
Sayfa 195 - oda yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ormanda yavrusuyla yaşayan bir annenin yaşamı kısadır, ancak insanın egemenliği altındayken, bu bazen daha da kısadır
Sayfa 41 - İnkıkapKitabı okudu
o, duyguyu yalnızca duymazdı. Duyarlılık, biçim, renk ve parıltı olarak kendini kuşatmıştı ve düş gücü neye cesaret edebilirse o, yücelmiş ve shirli bir yolla neşelenebiliyordu
Sayfa 25 - Akvaryum Yayınları
Yalnızca karanlıktan korkardık. O günlerde din tohumları ekilmemiş öbür dünya kavramı daha doğmamıştı. Yalnızca gerçek dünyayı biliyor, gerçek şeylerden kokuyorduk.
Sayfa 117 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Para dediğin ya gümüş ya da altın olur. Kağıt, ise yalnızca kağıttır, beş para etmez
Sayfa 32 - Oda yayınlarıKitabı okudu
Deniz ve toprak birbirine karışmış bir rüyayı andırıyordu. Belki de o yüzden bu körfezin sakinleri, her gördüklerine değil de daha ziyade gördüklerinin altında gizli olan ruha ve kendi hayallerine inanırdı
Sayfa 17 - Varlık Yayınları
Ama bütün bunlar eskiden, çok eskidendi. Henüz yaşlanmadan ve aşktan yorulmadan önceydi
Sayfa 23 - Oda yayıneviKitabı okudu
Reklam
"Peki öyleyse tanrıdan daha büyük ne var?" diye sordu. "Dur da ben vereyim yanıtını: Para!"
Sayfa 167 - Oda Yayınları,Kitabı okudu
Uygarlık, Günışığı'nı daha iyi bir insan yapmamıştı.
Sayfa 166 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Bana yaptığım işlerin anlam ve amaçlarını soracak olursanız inanın bilmiyorum. İçimizdeki bir güç bizi giderek büyümeye zorladığı için, giderek büyümekteyiz. Aynen toprakta filizlenen, yeşeren ve sonunda meyve veren bir tohum tanesi gibi. Aniden var oluyoruz ve aniden yok oluyoruz.
Yurt kitap yayın 1998
İnsanlığın tanımlarından biri hasta ve yaşlılara bakma yetimizdir
Sayfa 64 - Trend yayınevi,2017Kitabı okudu
Ömer mektubun üzerine dört satırdan oluşan bir cevap çiziktirdi. Hayyam bilgelik çadırları dokudu/Sonra dert potasında yandı kül oldu Bir pula satıldı kader çarşısında/ Ölüm celladı geldi, boynunu vurdu Sonra da mektubu haberciye geri verdi. Ama mektubu okumadınız ki diye hayretler içinde bağırdı adam. "içinde ne yazdığını biliyorum"
Sayfa 317 - Yurt yayınevi,1999Kitabı okudu
Bir arı balözünü emdikten sonra uzaklaşırken geride kalan çiçeğe ne oluğunu hiç düşünür mü?
Sayfa 186 - Altın Kitaplar, Yayınevi, 1992Kitabı okudu
Reklam
"İnsanlar galaksideki yegane zeki yaratıklardır." "Peki ya robotlar?" dedi Bliss
inkılap Yayınevi, 1988Kitabı okudu
Son sözü için hücresinde bir araya toplanmış gazeteciler ona idam cezası hakkındaki görüşünü sormuşlar. Bir gurup yaşayan insan ölmek üzere olan ve ölürken de görecekleri bir adama böyle soru sorduğunda ham yabanıllığımızın örten uygarlık maskesinden daha fazlası olduğumuzu kim söyleyebilir? Ama Jake hep eğlenirdi. "Beyler" demiş, "idam cezasının kaldırıldığını göreceğim güne dek yaşamayı umuyorum."
Sayfa 334 - T. iş Bankası Kültür yayınları,Kitabı okudu
Çok samimi ve ilginç anılarla dolu
Atatürk, Şah'a manevranın sonucunu eliyle işaret ederken, bir koyunun temele yatırılıp boğazının kesilmek üzere olduğunu görünce « durunuz o diye bağırmış. Sözlerini bitirdikten sonra da başını öbür tarafa çevirerek, “Şimdi kurbanı kesin” demiş. Şah bundan duyduğu hayreti açığa vurunca Atatürk: - Evet, ben kana bakamam. Bir tavuğun boğazlanmasına bile tahammül edemem. Şah dayanamamış , " Fakat bu kadar bulunduğunuz savaş meydanları…?” diyecek olmuş. - .. Ha o başka mesele. Savaş meydanlarında cesetlerin üzerinden atlayarak giderim. O bambaşka bir iştir, demiş.