Minervanın Baykuşu
@Hkaa
Öğretmen
Doktora
İstanbul
373 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İçimizdeki Şeytan benim için fazlasıyla gelgitli bir kitaptı. Kitabı sevip sevmediğime, beğenip beğenmediğime bir türlü karar veremedim. Olaylar arasındaki geçiş tek kelimeyle aniydi; gerçek hayatta kendisine yer bulamayacak kadar ani... Öte yandan aydın geçinenlerin iki yüzlülüğünü dışa vuruşu ve sert eleştirileri gayet yerindeydi. Kitaptaki karakterden Bedri ve Macide dışında hiç kimseye sevgi de saygı da duymadım. Fakat Macide'ye acıdım... Yaşamını idame ettirişinin bir erkeğin varlığına bağlı olmasına, evine alıp ona bakacak bir erkek yoksa yaşamının da son bulacağı haline ziyadesiyle acıdım. İradesini tümüyle yitirmiş bir karakter olan Ömer ise, büyük bir ısrarla özgür olarak eylediğini ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini reddederek, içinde bir şeytan olduğunu tüm yanlışların onun başının altından çıktığını söyleyen birisi. Fakat son satırlarda artık onun da idrak ettiği gibi: "İçimizde şeytan yok... Acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
Sabahattin Ali
İçimizdeki Şeytan
Sadi'nin Gülistan'ı...
Asırlar boyunca elden ele dolaşan, her bir cümlesi dilden dile aktarılan kıymetli bir şark klasiği...
"Klasik" kelimesinin hakkı hiç bu kadar verilmemişti...
Şeyh Sadi Şirazi
Gülistan
Okur Takip Önerileri
Bazı eserlerle karşılaştığında, "İşte kalem, işte yetenek!" diyor insan... Öyle akıyor ki cümleler, sen yeter ki anlat ben okurum seni diyorsun...
Yazarımız kara mizahıyla bürokrasiyi, adaletsizliği, sıradan insanın yaşadığı acılara sebep olanları ortalığa döküyor! Rus edebiyatında görülen bu edebi güç nereden geliyor hep merak etmişimdir doğrusu. Okumuş olduğum bu ilk eserin sayesinde: Tanıştığımıza memnun oldum Bay Gogol.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Nikolay Gogol
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,6bin okunma
Hiç bitmeyen kasvetli, kaba, hoyrat ve kötücül ortam beni yer yer boğmus olsa da kitabın sonu okunmaya değer olduğunu hissettiriyor... Bir bütün olarak oldukça farklı bakışı, değişik bir anlatımı var. Karakterlerin betimlenişi bir öyküyü değil de gerçek insanların hayatını okuyormuş hissini veriyor. O kadar kusurlu ki ne tam iyi ne tam kötü, oldukça doğal; insanca pek insanca!
Uğultulu Tepeler
Emily Brontë
Adam Fawer'in lise yıllarımda okuduğum ikinci kitabı olan Empati, o yaşlarda ayılıp bayıldığım bir eserdi.. Sanıyorum şimdilerde okusam yine yeni yeniden beğenirim. Sineztezyayı konu alması nedeniyle oldukça farklı ve düşündürücü bulacağınız bir eser ...
Empati
Adam Fawer
Okurken en çok cümlelerin altını çizmekte zorlandım! O kadar çok cümlenin altı çizilmeye değerdi ki.. hepsiyle uğraşsam devamını okumaktan mahrum kalacaktım. O yüzden kimini çizebildim çoğunu çizemedim.. tüm kitap Ah Selim! derken ben hep ah Turgut! dedim.. Özben'li Turgut.. Selim'li, Oğuz'lu Atay'lı Turgut!
Tutunamayanlar
Oğuz Atay
Beni Kafka'da ilk çarpan, o, süssüz püssüz, yalın, handiyse doğal, kendiliğinden anlatım olmuştu. Metni sıfatlardan, benzetmelerden arındırmak, yapıtı ekleyerek değil, eksilterek oluşturmak.
...göze batarcasına gördüğümüz "çalışılmış" üsluptan eser yoktu onun öykülerinde, Olağanüstü olayları, olağan, sıradan bir duruma indirgiyordu Kafka'nın bu sanki olmayan üslubu.
...Benim Kafka'm, yaşamın onulmaz biçimdeki saçmalığını, insanoğlunun hiçliğini, çaresizliğini, kendine özgü, öncesi ve sonrası olmayan bir yapıta dönüştürürken, bunu günlük gerçekliğe hiçbir gönderide bulunmadan gerçekleştirirken, kurgulanmış gerçeğin, gerçeklikten daha gerçek olduğunu gösterir.
-Ferit Edgü'nün önsözünden...
Aforizmalar
Franz Kafka
Günlüklerden oluşan bu kitaba ilk başladığımda safiyane bir aşkın hatıratı olduğunu sanmıştım. Fakat sayfaları çevirdikçe dönemin analizleriyle, saygın insanın iki yüzlülüğüyle ve kadının içinde bulunduğu cendereyle karşılaştım... Sancılı bir yanılgıyı okurken kadının toplumsal hayatta tek başına bir yere sahip olmasının ne denli zor olduğuyla ve kocasına ilişik yaşama zorundalığıyla yüzleştim. Fakat André Gide, akan suyun yönünü gelecek kuşakla değiştirdi !
Yaşasın Eveline'den Genevieve'e dönüşen kadının evrimi !
Kadınlar Okulu
André Gide
Diri Gömülen,Hacı Murad,Fransız Esir,Kambur Davud,Madeleine,Ateşperest,Abacı Hanım,Ölü Yiyenler,Hayat Suyu isimli dokuz öyküden oluşan eserin öldürücü darbesi kitaba adını veren Diri Gömülen hikayesiydi... Kör Baykuş eserine nazaran daha hafif fakat tadı daha başka olan bu kitap bir Sadık Hidayet klasiği olarak edebi lezzet taşıyor...
Diri Gömülen
Sadık Hidayet
Milyonlarca farklı kombinasyon, strateji, olasılık, saldırı, savunma, öngörü, zeka, sabır, dikkat... Ve işte Satranç!
Zweig'in satranç tahtasında yaşanan ise en başta psikolojik savaş!
Bazı kelimeler öylesine diridir ve öylesine yaşanmışlıkla sarılıdır ki, geçmiş zaman kipinde olması ya da 'kurgu' olduğunun söylenmesi bir şeyi değiştirmez...
Karakterlerin nasıl tinsel karşıtlıklar içinde bulunduklarını, hem kendileriyle hem de rakipleriyle nasıl kıran kırana savaştıklarını bir arkadaşını dinlercesine dinlersin yazarın kendisinden..
Böylelikle Satranç, kalbime çentik atan eserlerden biri oldu...
Satranç
Stefan Zweig
“Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü”
Acı ve çocuk.. Yan yana gelmemesi gereken iki kelime... Ama ne yazık ki gerçek hayatta sıkça karşılaştığımız gibi kitapta da bu ikiliye rastlamaktayız.. Satırların arasında küçücük bir bedenin tüm acılar ve acımasızlıklar karşısında bazen düşüşünü bazen yıkılışını ama en çok da isyan bayrağını kaldırışını ve Onun sevgili Portugasini buluyoruz. Zeze ile birlikte eğleniyor, şaşırıyor, ağlıyorsunuz...
Olayların akışına göre nabzınızı hızlandırıp yavaşlatacak olan bu kitap hiç unutmayacağınız öyküler arasında...
Şeker Portakalı
''Yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen hazinesi vardır.''
Masalsı ve aynı zamanda da felsefi bir öykü..
Bana kalırsa herkesin gönlünde taht kuran bir kitap olmasının nedeni herkesin gönlünde evrene giden bir yolun olması; doğanın sesine kulak tıkayan, toplumun içine gömülen modern insanın o sesi duyabilme isteği ve kişisel bir yolculuğa çıkıp nihayete erme arzusu...
Santiago farklı bir karakter. Kendi "kişisel menkıbesini bulmak" için amacına ulaşma yolunda kitap da okuyor, gözlem de yapıyor, çevresindekilerle fikir alışverişinde de bulunuyor.
Ve sonunda "o sesi" duymayı başarıyor...
"Gerçekten gönülden istediğiniz ve ona ulaşmak için çabaladığınız bir şeye evrenin de yardımıyla er geç ulaşacaksınız, yeter ki işaretleri takip etmeyi bilin."
Simyacı
