Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülşah

Gülşah
@KirmiziMavi
Kalbini bilen dilini anlar çiçeğim. Fazla kelam harflere zulüm.
Lisans Mezunu
2 Kasım
9 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"İçim, ey içim bu yolculuk nereye? Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin."
Reklam
Kendisinden daha dün ayrılmış gibi taze bir hasret duydum. Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, "Bu öyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır.
– Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum. – Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz? – Gider gibi yaparız. ”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yolculuk zormuş dostlar.. Hele ki gidiş kendi içimize olunca.."
Reklam
°"Karıncanın ayak sesinden haberi olan Allah içimizdekilerin hepsini zaten biliyordu, muhakkak niyetimizi bilmeye de ihtiyacı yoktu ama bizim O' nun huzurunda kendimizi ifade etmeye ihtiyacımız vardı."
"Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız."
Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı kesmektir.
Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.
"İnsanı sadece en yakınındaki yok eder .."
Reklam
"Kitap okuyorsun ve yapayalnız hissediyorsun kendini."
"Ne söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz önemli. "
Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum. ¶
'Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.'
İnsan her daim mazide yaşayamaz, gidene boş vereceğiz, gelene selam çakacağız.
Reklam
"Ayakları toprağa basmaz oldu; bedeni ruha dönüşmüştü; gözlerinin önünde ve ardında büyük bir ihtişam parlıyordu. Sonra önündeki sahne yok oldu; kendisi için çok değerli olan bu dünyadan uzaklaşıp başka bir âlemde salınmaya başladı. "
¶ Onlardanmışçasına sahte davranışlar içine giremezdi. Bu kisve başarılı olmayacağı gibi kendi doğasına da aykırıydı. Sahte ve içtenliksiz davranışlara yer yoktu onda. Ne yaparsa yapsın, hakiki olmalıydı. ¶
• İnsanın durulduğu zamanlar da olur, yorulduğu zamanlar da. Ama ömrü tüketen “kırıldığı" zamanlardır. •
¶¶ Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü. ¶¶
• Mektubunu okuyan arkadaşına doğru bakınca sehpanın üzerindeki kitapları gördü. Açlıktan midesi kazınan birinin yiyecek gördüğü anda gözleri nasıl arzuyla dolarsa, onun da gözleri öyle şevkle, istekle parladı. •
Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım.
Reklam
Günü gelince her tohum filiz vermeye başlar. Eğer filiz veren bitki bir turp ya da bir gülse sıkıntı yok -karışmasak daha güzel olur hatta-. Ama yetişmekte olan kötü bir bitkiyse derhal kökünden sökmeliyiz. Aynı şeyler hayatınıza giren insanlar içinde farklı değildir.
Ben Kirke
İlk dersim bu. Görünenlerin pürüzsüz, tanıdık yüzü altında, dünyayı ikiye ayırmak üzere bekleyen bir başka yüzü vardır.
Sevgili dost; Gönül gözüyle bakamayan nice kör insan varken, Bu zamanın âmâsı kim diye tartışmayalım bence.
- Dönüşüm -
Gregor'un bakışları daha sonra pencereye yöneldi; dışarıdaki can sıkıcı hava -pencerenin pervazına çarpan yağmur damlalarının sesi duyuluyordu- onu tümüyle kederlendirdi. "Biraz daha uyusam ve tüm bu saçma sapan şeyleri unutsam, ne olur sanki," diye düşündü...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
İçimde hep ne olduklarını bilmediğim gizli ve meçhul ümitlere sarılmıştım; onlar olmasa bir saniye nefes alamazdım.
Reklam
İçimizdeki Şeytan
"Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir."
Metropol Rüyaları
"Hiçbir şey ifade etmeyen insanlar için her şey olmaya çalışırsan, sonunda herkes için bir hiç haline gelirsin."
Sayfa 169 - MONAKitabı okudu