Jack London 'un nefis betimlemeleri ve akıcı anlatımıyla, okurken bitmesinden korktuğum harika bir roman. Beyaz Diş 'te bireyin kişiliğinin, mayası ne olursa olsun toplum tarafından şekillendirildiği vurgulanırken, Vahşetin Çağrısı 'nda ise toplumun etkisinden çok bireyin fıtratının ağır bastığı görülür. Olayların, mekanların ve karakterlerin oldukça gerçekçi bir biçimde yansıtılması sonucu, okur kimi zaman endişe içinde satırlar arasında mekik dokurken kimi zaman da aktarılan samimiyet dolu olayların etkisiyle ağır ağır çevirir sayfaları. Özellikle belirtmeden edemeyeceğim şey, Buck'ın beyaz dişlerinin, bana Beyaz Diş'i anımsatması. Anlatılan hikayeler farklı olsa da iki roman arasında benzerlikler görmek beni çok hoşnut etti. Vahşetin Çağrısı, verdiği toplumsal mesajlar bir yana, sadece okurken yaşattığı tarifsiz hisler için bile okunmaya değer.