Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule

Şule
@Sadecepiglet
İche iche oldum nietzsche Her salı aşık oluyorum ve çarşamba günleri sefilim
muhasebeci
İstanbul
17 Ekim
85 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Her ne yaparsam yapayım suçlu ve sahtekâr mıyım, hiçbir şey yapmasam bile mi?
Hayatım bir çıkmaza girdi, varoluştan iğreniyorum, tatsız tuzsuz anlamsız bir şey. Pierrot’dan daha aç olsaydım, insanların sunacağı açıklamaları yemeye yeltenmezdim. İnsan parmağını toprağa batırıp kokusundan hangi diyarlarda olduğunu anlar -bu hiçbir şey kokmuyor. Neredeyim ben? Dünya denen bu şey nedir? Bu kelimenin anlamı nedir? Beni bunun
Reklam
Kahkaha hahaha (daha ne desin adam) :))))
İnsanın, sanki kaderini değiştirecekmiş gibi, dünyada bağırıp çağırarak bir şeyler elde edeceğine inanması için çok saf olması gerekir. Her şeyi olduğu gibi kabul edip yaygara koparmamak daha iyi. Gençliğimde bir lokantaya gittiğim zaman garsona, “İyi bir parça, çok iyi bir parça, filetodan, fazla da yağlı olmasın, ” derdim. Garson, isteğime dikkatini vermek şöyle dursun belki de beni duymazdı bile ve sesimin mutfağa ulaşıp aşçıyı etkileme ihtimali daha da zayıftı, tut ki ulaştı, belki rostonun tamamında iyi bir parça yoktu. Artık hiç bağırmıyorum..
İyilik adına..
Bize şimşeklerini yolladığı ve bizi ıslattığı zaman doğayı ahlaksızlıkla suçlamıyoruz; o zaman neden zarar veren insanlara ahlaksız diyoruz? Çünkü ilk durumda, gereklilik, ikinci durumda istemin özgür seçimi olduğunu kabul ediyoruz. Ama bu farklılık düşüncesi hatalıdır. Dahası, istenilerek verilen zarar da her durumda ahlak dışı olarak adlandırılamaz: örneğin hiç düşünmeden bir sineği öldürürüz, çünkü sesi bizi rahatsız etmiştir. Kendimizi ve toplumu korumak için, bir suçluyu isteyerek cezalandırıp ona zarar verebiliriz. İlk durumda, birey, kendisini korumak veya rahatını sağlamak için isteyerek zarar vermektedir. İkinci durumda zarar veren devlettir. Tüm ahlak kuralları, meşru savunma için isteyerek zarar vermenin yolunu açarlar, yani yaşamı sürdürme söz konusu olduğunda. Ama bu iki bakış açısı, insanların birbirlerine karşı yaptıkları tüm kötülükleri açıklamaya yeterli. İnsan ya hoşnut kalmak veya hoşnutsuzluktan uzaklaşmak ister. Bu, bir anlamda yaşamı sürdürebilme çabasıdır. Socrates ve Platon haklıydılar: insan ne yaparsa yapsın, iyilik için yapar, yani, zeka seviyesine us yürütme ölçüsüne göre, ona iyi (yararlı) göründüğü biçimde.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
:) “celine“ der susarım….
......yüz seneye oldu bil ! anca dank eder kafalarına... çoktan etti benim, çoktan!... ne geçti peki elime, vurdular damgayı “katilmişim” Fransız diline tecavüz eden serserinin tekiymişim, ibne bile olamadık be, serseriymişiz anca, 1932’den beri hüküm giymeyi bile becerememişiz toplum düzenine muhalefetten!... gidin sorun istediğiniz kitapçıya,
Bu hayata yabancı olmak mümkün mü? Eğer ödevim yabancı olmak ise?
Hayat, tadını çıkaracağımız bir armağan değil, canla başla çalışarak yerine getirmemiz gereken bir ödev..
Reklam
Bugün insan olmadığımı, topluluk ve hükümetlere ait olmadığımı ve ilkelerle hiç ilgilenmediğimi söylemekten gurur duyuyorum ! İnsanlığın gıcırdayan çarkıyla hiç işim yok dünyaya aidim ben….
dünyada yalnız “karnı kazınanların” gözüne uyku girmez, gerisi horul horul uyur... ertesi günü dert etmeyen bütün insanlar uyur... dolu etrafta bunlardan, arabalarında, bürolarında, kırda, şehirde, cemiyette, gemilerde... aylak aylak gezerler... boyuna laf sıçar, mühim işler yapıyor ayaklarına yatarlar ama hiçbir bok yapmazlar, anca uyurlar...
— Çivisi çıkmış diyorsunuz yani bu dünyanın? — Sadist diyorum, gerici diyorum, üstüne düzenbaz, bir de kuş beyinli diyorum... oldum olası sahteye meyilli, tabiatında var... ölüyor bitiyor sahteye!... etiketleri değiştir, partileri değiştir, enlemleri değiştir, fark etmez, netice aynı!... sahte mal lazım bu dünyaya, cilalı mal lazım, her yerde, her
Aldırmıyordum, gelişi güzel, ya öyle mi, diyordum. Çünkü birbirimize söylediğimiz sayılı şeylerle, ona gerçekten söylemek istediğim arasında bir hava boşluğu vardı; asıl istediğim ona her şeyi söylemek, ama tek yaptığım burada oturmak idi.
Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir bilir misin ? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma! Tanrı baş şeytandan çok yarım şeytandan iğrenir…
Reklam
Her şey saniye saniye değişiyordu. Bu değişimler üstüste gelince ve belirli bir aşamaya varınca artık bunun o eski şey olmadığını, bambaşka bir şey olduğunu hissederiz..
Şimdi öldükten sonra hayatının ne kadar yalnız olduğunu anlamaya başladı, o odada bir gece tek başına. Kendi hayatı da yalnız olacaktı, o da ölünceye, varolmayıncaya, bir anı haline gelinceye kadar, onu anan biri çıkarsa eğer.
M.S 2010 yılında düşünebiliyor musunuz dünyayı? bomba ile ne yapacaklarına bağlı her şey tabii ki. insanlar muhtemelen sabah kahvaltısında yumurta yemeyi sürdürecekler, cinsel sorunları yine olacak, şiir yazacaklar, intihar edecekler. son intihar girişimim 1954 senesindeydi yanılmıyorsam. Kuzey Mariposa Bulvan'nda bir apartmanın üçüncü katında yaşıyordum, bütün pencereleri kapattım, ocağı ve fırını açtım, yakmadan tabii ki. sonra yatağa uzandım, sızan gaz sesi insanı teskin eder. uyumuşum, yöntem başarılı olacaktı ancak içime çektiğim gaz başımı öylesine ağrıttı ki, uyandım, yataktan kalkıp gülmeye, kendi kendime konuşmaya başladım, "sersem, kendini öldürmek filan istediğin yok senin." gazı kapatıp bütün pencereleri açtım, gülüp duruyordum, olup bitenler çok gülünç gelmeye başlamıştı bana. allahtan ocağın otomatik çakmağı bozuktu, o küçük alev beni cehennemde geçirdiğim o değerli mevsimin dışına uçurabilirdi.
Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı.
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.