Çalışan,koşturan insanları hiç anlamıyordu, Oblomov.’Ne zaman yaşayacaklar bunlar?, diye düşünüyordu.Yaşamak dediği,hiçbir şey yapmadan uyumak,yemek yemek,tekrar uyumak ve rahatça,kayıtsızca hayal kurabilmekten ibaretti.
Tek başına bir köpekle yaşayan kimseleri alın, bütün gün onunla konuşurlar, sonunda onun kendileri gibi olduğuna inanırlar, ama artık kendileri onun gibi olmuşlardır; onu insanlaştırmakla öğünürler, oysa aslında kendileri köpekleşmişlerdir.
Meskenleri değiştirmek kolay değildir,çünkü insanın dünyasını terk etmesi kolay değildir.ev bir nesne “içinde yaşanacak bir makine”değildir;ev tanrıların pragmatik yaratışını,yani kozmogoniyi taklit eden insanın kendisi için oluşturduğu evrendir.
Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!"
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Nietzsche’nin Zerdüşt’ün başına yazdığı söz, bütün felsefe metinleri için geçerlidir:’herkes ve hiçkimse için’.Bu da şu demek:anlayabilecek durumda olan herkes anlayabilir;ama,işte, hiçkimse o durumda değil.