Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum..
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek
- Eskiden: Arkadaş olma kriteri aynı mahallede olma veya aynı okulda olmaydı.
+ Şimdi: Takipçilerinin sayısına göre.
- Eskiden: " Bu kız veya erkek bana bakmaz çok zengin " derdik. + Şimdi: " bu kız veya erkek bana cevap bile vermez " Bak kaç bin takipçisi var der olduk.
- Eskiden: Arkadaş yiyeceğini paylaşınca mutlu
Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
Hiçbir kitabı okuduktan sonra böylesine kötü hissettiğimi, ağlamaklı olduğumu, sinirlendiğimi, tepkisiz kaldığımı, birine sarılma ihtiyacı duyduğumu, sessiz kalabildiğimi ve aynı zamanda öylece boşluğa bağırma hissine kapıldığımı hatırlamıyorum.
Bir arkadaşlık, bu kadar samimi, sıcak ve masum olabilir mi?
Evet yazarımız bize bu bahsini
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
1000Kitap uygulaması nedir?
Öncelikle 1000K ismini açıklıyayım;
Yılda 25 kitap okunması ile 40 yılda 1000 kitap olacak şeklinde düşünülmüş bir marka. Kitap ana fikrinin yanında anlık ileti paylaşımları, hastangler ile sosyal ekileşim oluşturma, yeni arkadaşlarla tanışma sohbet etme, satış (kitap şimdilik) ve reklamlarında yer aldığı web sitesi
Söylesene: Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Hiç mi? O halde okumaya yeltenme! Peki neden? Bir travma mı yaşadın? Bıçağı bileklerine geçirmeden veya soğukkanlı bir şekilde şah damarını kesmeden önce soğuğu hissettin mi? Ürpertiyi ensende alabildin mi? Yoksa bütün bunlara rağmen hayati zevkler, şaşalı geçici hevesler ve korku seni alıkoyup vaz mı
Fakirin biri Peygamber efendimize tabakta bir salkım üzüm getirdi. Efendimiz (s.a.v.) bir tane aldı yedi. Tebessüm etti. Fakir sevindi. Bir tane daha yedi ve yine tebessüm etti. Sahabeler ona bakıyordu. Tek tek yedi ve tebessüm etti. Herkes "Acaba bize neden buyur etmedi" diye düşünürken bütün salkımı tebessüm ile yedi ve bitirdi. Fakir sevinerek kalkıp gitti. Sordular : Ey Allah Resulü; Neden bize de ikram etmediniz o salkımdan? Buyurdu ki : Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o fakir üzülmesin diye tebessüm ederek yiyordum. Size versem yüzünüzü ekşiteceğinizden ve fakirin üzüleceğinden korktum.
1998 Nobel Edebiyat ödüllü Portekiz’li yazar Jose Saramago 1995 yılında yazdığı bu roman araba kullanan bir adam ansızın körleşmesiyle başlıyor. Sonrasında bu körlük bulaşıcı hale gelip salgına dönüşüyor ve yayılıyor.
Kitapta dış dünyaya karşı oluşan körlük yavaş yavaş iç dünyanın aydınlanması ile devam eder. Yani yıkılış zannedilen olay uyanış olarak kitapta sürükleyici bir hal alır. Okurken acaba gözümüzle değil de beynimizle mi görüyormuşuz diyeceksiniz. Fazla detay kitaptaki keyfi kaçırabilir. Ayrıca kitabın 2008 ve 2014 yapımı ayrı iki filmi bulunmaktadır
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,9bin okunma
"Niçin uyuyorsun?"
"Vaktin nasıl geçtiğini bilmemek için."
Oblomov nasıl bir kitaptı bir alıntıyla anlat deseler, bu diyaloğu seçerdim. Zira Oblomov, hayatını yaşamak, çalışmak, hareket etmek, gezmek yerine günün hangi saat diliminde olduğu fark etmeksizin uyumayı tercih eden; günlerini yatakta ve aynı odada geçiren bir
Daha 'merhaba' dediğimiz anda, ''Bu ilişkiden ne gibi bir fayda sağlayabilirim acaba?'' düşüncesi geçer aklımızdan. İlişkiler,insanın evrensel ''birlikteliği'' üzerine kurulmaktan çok, kesin amaçlar üzerine inşa edilir.