Twitter komşum yillar gectikce düşünceler ağır geldigi icin mi agirbasli oluyoruz demis.
Düşündüm...
Bu bezginlik, yorgunluk,tukenmislik, bir umursamama hali adeta..
Fakat gercekte agirbaslilik ( vakar) bence muhtesem bir olgunluk aşaması.
Gectiginiz yollarda neler yaşadınız ne zorluklar gördünüz? Halden anlama basliyor ki ondan bu sakinlik.. Yola, yolcuya saygi.Daha hoşgörülü, esnek, pozitif destek sagliyan biri yapiyor insani...
''Tehlike ve felaket anlarında ağırbaşlılık ve huzuru korumanın milli özelliklerimizden olduğu unutulmamalı, umutsuzluk ve bezginliğin akla getireceği aşırı ve tehlikeli emel ve tasavvurlara, vatanın yüksek çıkarları feda olunmamalıdır.''
Allah, yarattıklarına daima yumuşak davranır ve yumuşak davranılmasını sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.
(Ebû Dâvud, "Edeb", 11)
Sana özgü, içinde zaten olan samimiyet, ağırbaşlılık,çalışkanlık, hazlardan kaçınma, yazgına düşenlerden şikayet etmeme, azla yetinme; nazik, özgür, gayretli birisi olma, gevezelik etmeme ve düşüncelilik gibi özelliklerini açığa çıkar. Doğuştan sahip olmama veya yetersizlik gibi bahanelere başvurmadan ne çok erdemi açığa çıkarabileceğini kavrayamıyor musun? Hayır, hala bilerek kaçınıyorsun bundan. Yoksa doğuştan sahip olmadığın nitelikler midir seni söylenmeye, paragözlüğe, dalkavukluğa, zayıf bedenini suçlamaya, pohpohlanmaya, böbürlenmeye kafa karışıklığına zorlayan? Tanrılar adına, hayır! Uzun zaman önce kendini bunlardan kurtarabilirdin. O zaman zihninin yavaşlığı ve kavrayış kıtlığın yüzünden suçlanabilirdin belki. Böyle bir durumun da tembellikle keyfini sürmen değil, sebat ve çalışmayla üstesinden gelmem gerekir.
Ancak kötülüğün göz kamaştırıcı olması fikri modem çağın en büyük ahlaki yanılsamasıdır. (Küçük oğluma kötülükle ilgili bir kitap yazdığımı söylediğimde “Çok havalı!” diye cevap verdi.) Başka bir yazımda bu yanılsamanın nereden kaynaklanmış olabileceğini yazmıştım.Orta sınıf ahlaki erdemlere el attığında kötülük bile daha çekici görünür. Yobaz din propagandacıları ve sofu tüccarlar erdemi tutumluluk, ağırbaşlılık, iffet, perhiz, ciddiyet, alçakgönüllülük, irade ve nefse hâkimiyet olarak tanımladıklarında, kötülüğün neden daha seksi bir tercih olarak göründüğünü anlamak zor değil.
Hayatta öyle mevkiler vardır ki getirdikleri daha esaslı yararların yanı sıra kendilerine özgü kılıklar sayesinde özel bir ağırbaşlılık ve değer kazanırlar.
Vakar, ağırbaşlılık demektir. Hafifliğin ve şahsiyetsizliğin zıddıdır. Vakarın alâmeti ise lüzumsuz yere bakmaktan, konuşmaktan ve lüzumsuz hareketlerden sakınmaktır. Salih kimselerin alâmeti olan bu haslet, ilim ve hilim kuvvetlerinden neş'et eder.
Yahudi, devletleri ekonomik olarak sarsarak sosyal girişimleri eline geçirmektedir.
Yahudi, her türlü savunmanın ve milli direnişin dayandığı temelleri yıkmaktadır. Milletin tarihini ve geçmişini gözden düşürmektedir.
Sanata, edebiyata el atmakta, doğal duyguları aldatmaktadır. Bütün güzellik, asalet, ağırbaşlılık, hayır kavramlarını darmadağın etmektedir.
Sonunda Yahudi, dini ve ahlakı komik ve basit bir hale sokar. Örf ve adetleri ölü, modası geçmiş ve köhnemiş şeyler olarak gösterir. Böylede bir milletin hayatı uğruna mücadele edeceği son dayanaklarını da ortadan kaldırır.
Sevda dolayısıyla rezil olmuş kimi insanlara rastlardım da zavallıları ayıplardım. Meğer ayıplamaya hakkım yokmuş. Allah bu sevda denen ateşte bir kulunu yakmasın. İnsanda ne utanma kalıyor ne ağırbaşlılık!
Yalnızca gerçekten acı çekenler tam anlamıyla bir ağırbaşlılık sergileyebilirler. Ötekiler, içten içe, saf bir aşk ya da şehvetli bir bilinçdışı için, umutsuzluğun, can cekişmenin doğurduğu metafizik aydınlanmalardan vazgeçmeye hazırdırlar.